Erdoğan: 'Kimse bize parmak sallamasın'

TRT World için düzenlenen tanıtım gecesinde konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, önemli açıklamalar yaptı.

Dünya'ya İngilizce yayın yapan TRT World kanalının lansman töreninde konuşan Erdoğan, “Hakkı ve adaleti merkeze alan bir anlayışla küresel ve bölgesel sorunların çözümüne katkıda bulunuyoruz. Bölgemiz huzura ermeden, Türkiye'nin huzuru olmayacağını iyi biliyoruz. Dünyanın bir tarafı kan revan içindeyken küresel barış iddiasının ham bir hayal olduğunun farkındayız" şeklinde konuştu.

TRT World lansman gecesinde ilk olarak kürsüye çıkan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş konuşmasında, “15 Temmuz şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Onlar olmasaydı bu akşam burada bu töreni yapma şansımız olmayacaktı" diye konuştu. Kurtulmuş, Altın Kelebek ödül töreninde yaşanan polemikle ilgili, “Diriliş Ertuğrul, iki akşam evvel hak etmediği bir muameleyle karşılaştı. Ödül törenindeki o tavrı lanetlediğimizi ve kınadığımızı ifade etmek istiyorum. Diriliş dizisi birinin vereceği ödüle muhtaç değildir. Ödülünü milletimiz veriyor. Dirilişte gibi nice dizileri yapacağız, yaptıracağız" ifadesini kullandı. “Algı operasyonuna karşı TRT World yeni bir sestir" diyen Kurtulmuş, “Bu çerçevede 15 Temmuz akşamında drone'larla dünyaya darbecilerin verdiği tahribatı yayınlayan ilk kanal TRT World olmuştur. Kendilerini tebrik ediyorum. FETÖ'cülerin özellikle Türkiye aleyhine algı operasyonlarını iki noktada yoğunlaştıracaktır: Türkiye'nin insan haklarının ihlal olduğu, Türkiye ekonomisinin olumsuz bir şekilde seyrettiğini ifade ederek Türkiye'ye karşı negatif bir algı oluşturmak" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Ardından kürsüye çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “TRT World'ün kendi alanında çok önemli bir boşluğu dolduracağına inanıyorum. Türkiye'nin dünyaya açılan penceresi olacağına inanıyorum. Mikrofonu konuşturulmayanlara, kamerayı görülmeyenlere çevirmek hedefini son derece kıymetli buluyorum.

“Türkiye tarih boyunca çağ açıp çağ kapatan, Dünya'ya yön vermiş, medeniyetlere beşiklik etmiş bir coğrafyada yaşıyor. Suriye, Irak, Yemen, Ukrayna gibi çatışma alanları, Kafkaslar, Balkanlar, Kuzey Afrika gibi potansiyel kriz bölgeleriyle güçlü bağlantılara sahibiz."

“TÜRKİYE'DE SON 14 YILDAKİ SESSİZ DEVRİM…"

“Tarihi, kültürel ve coğrafi bakımdan güçlü bir ülkenin, etrafında yaşanan hadiselere kayıtsız kalması mümkün değildirö diyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Türkiye, 2002'den beri dış politikasını bu gerçeğin idrakinde olarak gerçekleştiriyor. Adımlarını bu çerçevede atıyor. Türkiye'de son 14 yıldaki sessiz devrimin en görünür alanlarının başında dış politika görülüyor. Türkiye bizim dönemimizde dış politika tasarrufunda ciddi bir paradigma değişikliğine gitti. Türk dış politikasının ana ekseni bugün insanı değerler, milli çıkarların tam uyumu üzerine kurulur. Ne ülkemizin menfaatlerinden, ne de bizi biz kılan insanı ve vicdanı değerlerden taviz vermiyoruz, vermeyeceğiz.

Reklam
Reklam

“ULUSLARARASI BASIN KURULUŞLARI, PROVOKE ETTİLER"

“Hakkı ve adaleti merkeze alan bir anlayışla küresel ve bölgesel sorunların çözümüne katkıda bulunuyoruz. (İnsanların) kökenine, rengine bakmadığımız gibi, zalimin de kimliğini dikkate almıyoruz. Bölgemiz huzura ermeden, Türkiye'nin huzuru olmayacağını iyi biliyoruz. Dünyanın bir tarafı kan revan içindeyken küresel barış iddiasının ham bir hayal olduğunun farkındayız. Somalilinin açlığı, Orta Afrika'nın iç savaşı, Asya'da istikrar sağlanmadan, Avrupa'nın refah içinde yaşamayacağını gayet iyi biliyoruz. Suriye'den Irak'a, Libya'dan Yemen'e kadar sulhun, istikrarın hâkim olması, kardeşlerimizin sükun bulması için gece gündüz gayret göstermemizin gayesi budur. Kudüs'ü sadece kendi inancımızın bir gereği olarak değil, diğer inançlara olan saygımız için de savunuyoruz. Bütün bunları da insanlığımızın, kadim değerlerimizin bir gereği olarak yapıyoruz.

“Türkiye'nin uluslar alandaki başarıları, ülkedeki büyük değişim dışarıya yeterince anlatılamıyor. Başarılarımız yok sayılıyor. Ülkemizde meydana gelen hadiseler tamamen çarpıtılarak gösteriliyor. Medya organları ile oluşturulan algı hakikatin önüne geçiyor. Son 3 yılda Türkiye'nin yaşadığı birçok olayda bu acı gerçeği tecrübe etik. Gezi olayları sırasında uluslararası basın kuruluşlarının nasıl yanlı davrandıkları, provoke ettiklerini biliyoruz. Küresel medya kuruluşları İstanbul ve Ankara'da sokakları yağmalayan, molotof ve hatta silahla polisimize saldıran, kaymakamımızı Derik'te şehit eden vandalların, kahramanlaştırılması başta olmak üzere ne kadar ilkesizlik varsa yapmaktan çekinmediler."

Reklam
Reklam

BENZER OLAYLAR ALMANYA, FRANSA, AMERİKA’DA OLUNCA ÜÇ MAYMUNU OYNADILAR

Türkiye’de ve Avrupa’da yaşanan siyasi protestoları kıyaslayarak sözlerine devam eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Benzer olaylar birkaç ay sonra Almanya, Fransa, Amerika’da olunca üç maymunu oynadılar. Alman ve ya Amerikan polislerinin göstericileri yerlerde sürüklemesi, hiçbir zaman polis şiddeti olarak tanımlanmadı. Sokakları işgal edenlere zeki çocuklar güzellemesi yapılmadı. Kesintisiz bir şekilde canlı olarak da verilmedi. Mısır’da demokrasi katledilirken, %52 ile gelmiş başkan darbeyle indirilirken, binlerce insan iradelerine sahip çıktıkları için öldürülürken, medya organları sırra kadem basmışlardır. Darbeyi meşrulaştıracak yayın politikası izlemekten de geri durmadı bazıları. DEAŞ'a karşı en büyük mücadeleyi veren, yüzlerce vatandaşını kanlı eylemlerde kaybeden ülkemiz, yine bu medya kuruluşları tarafından kara propagandanın hedefi oldu” şeklinde konuştu.

“15 Temmuz gecesi ve sonrasında yaşadıklarımız Türkiye’ye yapılan çifte standardın ayyuka çıktığı en çarpıcı örnektir” diyen Cumhurbaşkanı, “Bize demokrasi ve özgürlük dersi verenler 7'den 70’e milletimizin seferber olduğu, 248 şehit, 2193 gazi pahasına yazdığı demokrasi destanını adeta görmezden geldiler. Kimse bize parmak sallamasın. Bu millet kendi kaderini tayin etme iktidarına sahiptir” dedi.

Reklam
Reklam

“16 TEMMUZ SABAHI NASIL SÜKÛT-U HAYALE UĞRADIKLARINI GÖRDÜK”

Erdoğan şöyle devam etti: “O gece sadece içinde bulunduğumuz cumhurbaşkanlığı külliyesinin çevresinde, tedavisi devam ederken birkaç gün önce Hakkın rahmetine kavuşan bir kardeşimiz ile birlikte 30 vatandaşımız darbeciler tarafından şehit edildi. Bu çevrede 36 kardeşimiz de yaralandı. Darbe girişiminin başarılı olmasını umut eden birçok basın yayın kuruluşunun 16 Temmuz sabahı nasıl bir sükût-u hayale uğradıklarını hep birlikte gördük. Darbecileri Türkiye’nin son umudu olarak gören yazarlar ve yorumcular vardı. PKK ve FETÖ sempatizanlığı Batı medyasında alıp başını gitti. Canları pahasına istikballerine sahip çıkan bir milleti koyunlar, vahşi sürüler diye aşağılamaya cüret eden gazeteciler gördük.”

“MEDYA KURULUŞLARIMIZIN ÇOĞU, DEMOKRASİ ADINA ÖRNEK TAVIR SERGİLEDİ”

“O gece darbe teşebbüsü başarılı olsaydı bugün demokrasi ve özgürlük havarisi kesilen uluslararası medya, kamerasını, kalemini darbeyi meşrulaştırmak için seferber edecekti” diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Geçmişte bunu yaptılar zaten. Mısır'da olduğu gibi, eli kanlı darbeci katiller demokrasi kahramanı gibi yansıtılacaktı ama başarılı olamadılar. Ülkemiz ve demokrasimiz, kaydettiğimiz bu başarıda yerli ve milli çizgide yayın yapan medya kuruluşlarımızın ve en başta TRT'nin çok önemli bir payı vardır. TRT World'ün o gece darbeciler tarafından ele alınmasını son derece manidar buluyorum. Özel medya kuruluşlarımızın çoğu demokrasi ve hukuk adına örnek gösterilecek bir tavır sergilediler. Onlara şimdi yine teşekkür ediyorum.

Reklam
Reklam

“Şimdi önümüzde yeni ve kritik bir dönem bulunuyor. O gece FETÖ'cü teröristlerin başarılı olması için dua edenler, yeni Türkiye’nin önünü kesme çabalarından vazgeçmediler. Vazgeçmeyecekler. Bu kesimler milletimizi 2023 hedeflerinden alıkoymak için ellerinden geleni yapmaya devam ediyorlar.”

“TRT WORLD’DEN DEVLETİN RESMİ BÜLTENİ OLMASINI BEKLEMİYORUZ”

“Tüm görüntülü ve yazılı medya kurulumlarımıza, TRT World'e çok önemli görevler düşüyor” diyen Erdoğan, “Biz TRT World’den devletin resmi bülteni olmasını asla beklemiyoruz. Ülkemizin ve milletimizin gerçeklerinin en iyi haberciliği ve televizyonculuğu yaparak dünyaya anlatmasını bekliyoruz. TRT World'ün kameralarını güce ve güçlüye değil, mazluma odaklamasını arzu ediyoruz. Bu kanalımızı mazlumların gür sesi olarak görmek istiyoruz. Bu kadro bunu gerçekleştirecektir. Bu cümlelerle bir kez daha TRT World'ün hayırlı olmasını diliyorum. Bu uzun ama çok önemli yolculuklarında tüm ekibe başarılar, emeği geçen arkadaşlarımızı tekrar şükranlarımı şahsım ve milletim adıma ifade ediyorum” diyerek sözlerini noktaladı.

Reklam
Reklam

DHA