ANKARA (İHA) - AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türk milletinin yıllarca kavramlar ve kelimelerle meşgul edildiğini belirterek, "Bu kavramlar benim fakir fukaramı azaltmıyor. Onları daha zengin hale getirmiyor. Bunlarla sadece içerde gerginlik oluyor, piyasalar altüst oluyor" dedi.
AK Parti TBMM Grup Toplantısı'nda bir konuşma yapan Başbakan Erdoğan, AK Parti 2. Büyük Kongresi'ni kendilerine yakışan üslup, tavır ve coşkuyla gerçekleştirdiklerini, aynı vakar ve ciddiyetle Türkiye'ye hizmet etmeye bugünden sonra da devem edeceklerini söyledi. "Bizim siyasi rotamızın esası millete hizmettir. Ülkemizin aydınlık geleceğini tesis etmektir" diye konuşan Erdoğan, genç bir siyasi parti olmalarına rağmen kendilerini yenilemeyi, geçen yılların muhasebesini kılı kırk yararak yapmayı, önlerine çok daha yüksek hedefler koymayı bir görev olarak görmeleri gerektiğini vurguladı. Kongrede yenilenen AK Parti'nin yeni Merkez Karar ve Yürütme Kurulu'nda bu anlayışın somut örneklerini bulmanın mümkün olduğunu dile getiren Erdoğan, seçilme yaşı yaptıkları 25 yaşın hemen üzerinde iki gencin MKYK'ya girmiş olması ve kadın temsili bakımından Türk siyasetine örnek olacak bir durum ortaya çıktığını kaydetti.
Erdoğan şunları söyledi:
"İşte AK Parti farkı budur. Biz söz değil icraat üretiyoruz. Bugünün dünyası kendini yenileyemeyenin ayakta kalamayacağı, yarın hakkında bir öngörüsü olmayanın bugününü de kaybedeceği bir dünyadır. Bugünün Türkiye'si partimizin ilk kongresini yaptığı günden ne kadar farklıdır."
Kongre vesilesiyle icraatlarını masaya yatırdıklarını anlatan Erdoğan, şeffaflığı yönetim anlayışlarının vazgeçilmezleri arasında gören bir iktidar olduklarını söyledi. Bütün rakamların bir kere daha ortaya konulduğunu belirten Erdoğan, "Burada tevazuyu elden bırakacağım. Geçen 4 yılda Türkiye bir sessiz devrim gerçekleştirmiştir. Eğitimden sağlığa, adaletten ulaşıma, toplu konuttan enerjiye kadar her alanda büyük bir değişim, dönüşüm, ilerleme yaşanmıştır bu güzel ülkemizde. Yaşanan değişimi tek bir cümleyle özetlemek mümkündür. Bugünün Türkiye'si bahse değer tek bir alan yoktur ki 4 yıl öncesinin Türkiye'sinden daha geri olsun. Bir kalem yoktur ki bugün insanımız dünü arar halde olsun. Kimse hedef saptırma yoluna gitmesin. 'Böyle bunalımlı günlerden sonra oluşan olumlu günler yapaydır' gibi yaklaşım tarzlarıyla kimse toplumu aldatmaya kalkmasın. 4 yıl önce Türkiye hangi ızdırapların içindeydi. O Türkiye'yi bugün hangi duruma getirdik. Türkiye bugün her alanda dünden daha iyidir. Türkiye'yi büyüttükçe büyüyeceğiz. Türkiye ile birlikte geleceğe yürümeye devam edeceğiz. Bugüne kadar elde ettiğimiz bütün büyük kazanımların arkasında siyasi ve ekonomik istikrar var, güven var. Güven ve istikrar olmasa küresel sermaye gelir Türkiye'de bu yatırımları yapar mıydı" diye konuştu.
Türkiye'nin tırmanmaya başladığını, bunu da küçültmeye çalışanlar olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin içinde bulunduğu güven ve istikrar ortamı sayesinde ekonomik kalkınmasını ve demokratik reformlarını gerçekleştirmenin gayreti içinde olduğunu vurguladı. Erdoğan, "At denize balık bilmezse halik bilir" anlayışıyla hareket ettiklerini söyledi. AK Parti iktidarının ikinci döneminin sonunda kişi başına milli gelirin 10 bin dolara ulaşacağını kaydeden Erdoğan, hedeflerinin bu olduğunu söyledi. Şu anki hesaplarına göre bu yılın sonunda 5 bin 500 dolara ulaşılacağını dile getiren Erdoğan, Türkiye'yi 180 milyar Dolar milli gelirle devraldıklarını, şimdi 410 milyar Dolar'a ulaştıklarını kaydetti. Bütçenin artık konuşulmaya başlandığına işaret eden Erdoğan, kısa süre sonra bütçenin Genel Kurul'a ineceğini, orada da konuşacaklarını belirtti. Erdoğan şu değerlendirmeyi yaptı:
"Muhalefeti göreceksiniz neler söyleyecekler. Ama onlar bütün bunları söylerken biz çıkıp gerçekleri anlatacağız. Milletimiz bu gerçekleri bizden dinleyecek. Milletimiz inanıyorum ki doğrunun yanında yer alacak. Türkiye son 4 yılda dünyanın ilk 20 ekonomisi arasına girmeyi başardı. Bu ivmeyi korursak önümüzdeki 10 yıl içinde AB'nin ilk 10 büyük ekonomisi haline geleceğiz. Parlak bir geleceğin eşiğindeyiz. En büyük sıçramayı gerçekleştirmemizin önünde hiçbir engel yok. Bizi millet olarak bundan alıkoyacak bir şey varsa bu da gereksiz tartışmalarla içe kapanmaktır. Bu kubbenin altından, milletin kubbesinin altından milletime sesleniyorum. Yıllarca milletimizi kavramlarla meşgul ettiler. Kelimelerle meşgul ettiler. Bu kavramlar benim ülkemi büyütmüyor. Demokratik yaşamıma zenginlik katmıyor. Bu kavramlar benim fakir fukaramı azaltmıyor. Onları daha zengin hale getirmiyor. Bunlarla sadece içerde gerginlik oluyor, piyasalar altüst oluyor. Gelin enerjimizi içerde boşaltmayalım. Ülkede kamplaşmalara fırsat vermeyelim., Milli meselelerimizde ortak olmamız gerekirken birilerine çıkar sağlamanın yollarını açmayalım. Bu kavramlarla ülkemizde ötekiler, diğerleri gibi bir yapılanmayla ülkeyi bölmeyeyim."