Erdoğan: Ne Cumhuriyetin Bekçiye, Ne De Milletin Dadıya Ihtiyacı Var

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti kampının açılışında yaptığı konuşmada CHP’yi darbelerden yana olmakla suçladı....

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti kampının açılışında yaptığı konuşmada CHP’yi darbelerden yana olmakla suçladı.

“Darbelere alkış tutumak, ordudan medet ummak, karanlık oyunlardan fayda beklemek bu CHP’nin değişmeyen tutumudur, işbirlikçilik CHP’nin vazgeçemediği alışkanlığıdır” diyen Erdoğan, Türkiye ne zaman bir demokratikleşme hamlesine, kalkınma büyüme sürecinin içine girse önüne hemen cumhuriyetin kazanımlarının tehlikeye düştüğü gerekçesiyle tezler konulduğunu söyledi. Erdoğan, şöyle konuştu: “Siyaseti şekillendirecek olan milletin ta kendisidir. Ne cumhuriyetin ne devletin bekçiye, ne de milletin mürebbiyeye dadıya ihtiyacı vardır. Aziz millet kendi cumhuriyetini koruyabilecek iradeye, güce sahiptir.”

Reklam
Reklam

Başbakan Erdoğan, Ankara Kızılcahamam'da AK Parti’nin 19. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı açılışında yaptığı konuşmada CHP’yi tarihi boyunca darbelerden yana olmakla eleştirdi. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Partilerinin adında cumhuriyet ifadesi var diye hepimize ait cumhuriyeti kendi tekeline almaya çalışanlar yıllar boyunca bu ülkeyi yönetmedi mi? Yönetti. Bunların asla cumhuriyet diye bir derdi olmadı, bunlar asla cumhur diye, millet diye bir dert taşımadılar. Eğer gerçekten cumhuriyeti benimsemiş olsalardı, Türkiye’de demokrasi yolunda atılan her adımın karşısında olmazlardı. 1940’ların Milli Şefi, Türkiye’nin demokratik birikimini engellemeye çalıştı. CHP’lilere bakarsanız 1946’da Türkiye’yi çok partili hayata kendilerinin geçirdiğini söylerler. Oysa Türkiye’de çok partili hayat, CHP’lilerin iradesi ve arzusu ile değil, bu talep ve ihtiyacı artık görmezden gelinemeyecek ve ötelenemeyecek hale geldiği için Menderes ve arkadaşlarının ortak hareketi ile başlamıştır. Milli Şef vesayetin süreceğini sanıyordu. CHP’ye kalsa Türkiye hala milli şef despotizmi ile yönetiliyor olurdu. CHP’liler 1950’li yıllarda cumhuriyet kutlamalarına katılmamıştı. Bunların ilk meclis diye bir meclis derdi olamaz. O farklı bir meclis.”

Reklam
Reklam

"ANTEP’TE TÜRK BAYRAĞI İNDİRİP CHP BAYRAĞI ASTILAR"

CHP’nin, sadece kendilerine ait olmayan, bütün milletin sahiplendiği bir Cumhuriyet Bayramı kutlamasına tahammül edemediklerini söyleyen Erdoğan, "Bu tahammülsüzlük 1957’te Gaziantep’te belediye binası önünde Türk bayrağını indirip CHP bayrağı çekmeye kadar varmıştır. CHP, demokrasi düşmanlığına Cumhuriyeti ve laikliği hep kalkan yapmıştır. Halbuki Türkiye’de milletin cumhuriyetle bir derdi, bir alıp veremediği yok. Cumhur cumhuriyetten memnun. Ama bunların cumhurla, halkla, milli irade ile bir derdi var. Hazımsızlık millette değil, milleti hor gören bu anlayışta.” dedi.

"CHP HEP VESAYET ESASLI SİYASETİ TERCİH ETTİ"

CHP’nin bu ülkede sanki cumhuriyet muhalifleri, rejim karşıtları varmış gibi korku pompalayarak demokrasi düşmanlığını gizlemenin çabası içinde olduğunu söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Cumhuriyet adı altında kendini elit sayan bir avuç seçkinin kontrolünde vesayetçi bir sistemle milletin desteğine ihtiyaç duymadan ülkeyi yönetmek mümkün olabilir mi? Ama demokratik bir cumhuriyetle ülkeyi yönetmek için gücünüzü milletten almak zorundasınız. Demokrasi ile taçlandırılmış bir cumhuriyette millete tepeden bakamaz, halkı hor göremezsiniz. Milletin değerlerine düşmanlık yapamaz, hukukunu çiğneyemezsiniz. İmtiyazı, vesayeti öne çıkarıp kendi kurumunuz için saadet zinciri kuramazsınız. CHP hiçbir zaman millet eksenli siyasete yönelmedi, hep vesayet esaslı bir siyaseti tercih etti. Vesayeti canlı tutmak için kullandığı sistem sanal rejim krizleri üretmektir. Vesayet sisteminden nemalanan güç odaklarının da desteği ile ihtiyaç duyuldukça bu oyun defalarca sahnelenmiştir. 1946 seçimlerine karıştırılan şaibe, 1950’li yıllarda yaşanan olaylar, 1960 darbesi, 1970’lerdeki hadiseler, 80 darbesi ve 1990’lı yıllardaki hadiseler, 1997 post modern darbesi ve 2000’li yıllardaki nice teşebbüsler. Bunların hepsi de bu oyunun versiyonlarıdır. CHP bu oyunun ya içinde ya arkasında olmuş, ya da alkış tutan olmuştur. Darbelere alkış tutmak, ordudan medet ummak, karanlık oyunlardan fayda beklemek bu CHP’nin değişmeyen tutumudur, işbirlikçilik CHP’nin vazgeçemediği alışkanlığıdır. Türkiye ne zaman bir demokratikleşme hamlesine, kalkınma büyüme sürecinin içine girse önüne hemen cumhuriyetin kazanımlarının tehlikeye düştüğü gerekçesiyle tezler konulur, takozlar yerleştirilir.”

Reklam
Reklam

Erdoğan, “Biz bu hizmetleri yatırımları yapabildiysek, ortaya koyduğumuz demokrasi mücadelesi sayesindedir. Taksim Meydanı’nda askeri göstererek ‘sizin yapmadığınızı biz yapıyoruz’ deyip ertesi gün manevra yapmak, Kılıçdaroğlu'nun aynen genlerine işleyendir. O ne yapıyorsa altındaki de onu yapıyor. Bu ülkede hizmet etmek için de, yatırım yapmak için de karanlık odaklar, vesayetçi anlayış en büyük engeldir. Ekonomiyi büyütmek için darbeci, çeteci anlayış aşılması gereken en büyük engeldir. Karanlık odaklar menfaat düzenleri bozulmasın diye, ülke istikrara kavuşmasın, millet iradesine sahip çıkmasın ister. Ama AK Parti iktidarı bunları ortadan kaldırmıştır.” şeklinde sözlerine devam etti.

"PARTİ KAPATILMASINA KARŞIYDINIZ, NEDEN MECLİS'İ TERK ETTİNİZ?"

CHP’nin parti kapatılmasına ve darbelere karşı olduğunu savunduğunu belirten Erdoğan, “Dürüst ol, samimi ol. Partiler kapatılmasın diye 26 maddelik pakette bu vardı, neden Meclis'i terk ettiniz? BDP partiler kapatılmasın diye bağırıp çağırıyor. Neden bırakıp gittiniz Meclis'i? Hepsi bırakıp gittiler. Sadece biz kaldık. Maalesef bizim içimizden de birkaç tane sadakat içinde olmayan çıktı, onlar da ters hareket ettiler. 330’u yakalayamadık. 330'u yakalasaydık bugün partilerin kapatılması diye bir konu gündemde olmayacaktı.” diye ekledi.

Reklam
Reklam

CHP’nin AK Parti için açılan davada partinin kapatılmasına adeta alkış tuttuğunu hatırlatan Erdoğan, “Çünkü sen 60’ların CHP’sinden farklı değilsin, aynı CHP’sin. Onlar da Menderes’in idamına alkış tuttular. Şimdi de Kılıçdaroğlu ve avanesi 'biz karşı çıkarız' diyor. Bunların samimiyetine ne kadar inanacaksın. Akşam başka sabah başka. Bunları artık iyi tanıyoruz. Bütün cunta teşebbüslerini ve cumhuriyet mitinglerini, cumhurbaşkanlığı seçimi, bildiriler, parti kapatma davaları ve medya manipülasyonları; bunların hepsini millet gördü. Eğer biz ürkseydik, korksaydık, çekilseydik, inancımızı yitirseydik bu kutsal emanete sahip çıkamazdık. O kararlılığımız bizi buralara getirdi.” değerlendirmesi yaptı.

Erdoğan son olarak, “Siyaseti şekillendirecek olan milletin ta kendisidir. Ne cumhuriyetin ne devletin bekçiye ihtiyacı yoktur. Milletin de mürebbiyeye, dadıya ihtiyacı yoktur. Aziz millet kendi cumhuriyetini koruyabilecek iradeye, güce sahiptir. Bu güç bu millette olmasaydı biz bugün burada olmazdık. Demokratik cumhuriyetin korunmaya değil yaşatılmaya, güçlenmeye, güçlendirilmeye ihtiyacı vardır” dedi.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: