Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kendi ismini kullanarak iş tutan çevrelere sert sözlerle eleştirmesi yankı uyandırdı. Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan'ın "Babamın oğlu olsa kovun" çıkışı yazarların da gündeminde.
Yeni Şafak yazarı Mehmet Acet, konuyla ilgili Erdoğan'ın dahil olduğu çarpıcı bir olayı köşe yazısında paylaştı.
"ERDOĞAN’IN YAKINIYIM" DİYE KAFETERYA İŞİNE TALİP OLANLAR
(...)Hikayemiz İstanbul’da geçiyor. Bir devlet kurumunun yöneticisine bir gün bir adam çıkıp geliyor. “Ben Erdoğan’ın yakınıyım” diyerek. ‘Sözlü kartvizit’ takdiminden sonra söz konusu kişi, ilgili yöneticiden kuruma ait bir kafeteryayı işletme talebinde bulunuyor.
Yönetici ne yapsın? “Evet” diyemiyor ama “hayır” cevabını da veremediği için kara kara düşünmeye başlıyor. Akşam eve gidince durumu bir yakınına anlatıyor. O da, durumu kişisel arkadaşlığı olan Erdoğan ailesinden bir isme aktarıyor. Peki devamında ne oldu dersiniz?
ERDOĞAN TELEFON AÇIYOR
İlerleyen günlerde bir akşam vakti ilgili kurumun yöneticisi evde otururken, bir telefon geliyor. Telefonun diğer ucundaki isim, Erdoğan’ın bizzat kendisidir. Aile içinden gelen bilgiyle konudan haberdar olan Erdoğan, telefonda ilgili yöneticiye şunları söylüyor:
“Bırak onu, benim öz evladım gelse bile o işi vermeyeceksin. Kim gelirse gelsin bana söyleyeceksin. Arkanda ben varım.”
TEK TEK MÜDAHALE ETMEK YETMEYİNCE…
Erdoğan’ın herhangi bir konuda, ‘Bir gece ansızın’ bir yerlere telefon ettiği çok görülmüş, çok duyulmuştur. Gece yarıları bürokratları, partilileri, ya da başka birilerini uykudan uyandırıp talimatlar verdiğini de biliyoruz.
Bu anlattığım, o türden ‘direkt temas’ uygulamalarına küçük bir örnek teşkil ediyor. Küçük ama değerli bir örnek. Diğer yandan, dünkü Grup Toplantısı’ndan yansıyan ‘isyan dili’ son dönemde bu türden istismarların, Erdoğan’ın kendi müdahalelerinin de ötesine geçtiğine işaret ediyor. O yüzden belki de, tek tek aramaktansa toplum önünde bu tipleri teşhir etmeyi tercih etmiş olabilir."