Başbakan Erdoğan, Selimiye Camisi'ndeki cuma namazı sonrası geldiği Edirne Valiliği'nde törenle karşılandı. Erdoğan, Edirne Valiliği'ne girişinde bir gazetecinin, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın Taraf gazetesinde yayımlanan haberle ilgili açıklamalarını hatırlatarak, "(Sahte mi, gerçek mi belli olmadan bir suç duyurusunda bulundular. Madem gerçek olduğunu düşünüyorlar, neden emekliye ayrılmasını istemiyorlar komutanların) şeklinde açıklamaları var, bu konuda ne diyorsunuz" sözleri üzerine, şöyle konuştu:
"Bir hukuk devletinde yaşıyoruz. Hukuk devletinde yaptığımız işler tamamen hukuk çerçevesinde olması lazım. Bunu araştırmakla mükellef olan merci savcılıktır. Biz savcılığa suç duyurusunda bulunuruz. Savcılık (yürütme olarak şu, şu konularda şunları yapın) dediği anda da hemen bizim güvenlik güçlerimiz devreye girer, istihbaratımız devreye girer, bunları yapar. Bu evraklarda zaten bu vesile ile istihbarat tarafından bulunarak, meydana çıkarılmış. Bu fotokopidir, sahtedir, gerçektir, neyse ne... Hayal olsun, hakikaten belki çok çirkin bir senaryo olsun ama yine de bu vahim tablodur. Eğer gerçek olursa o daha vahimdir. Biz bu arada parti olarak, böyle bir tablonun ortaya çıkması karşısında sessiz kalamazdık. Yapılması gerekeni yaptık. Sayın Baykal'ın söyledikleri ile benim söylediklerimiz aynı olması gerekmiyor."
RTÜK Başkanı Zahit Akman'la ilgili olarak bir gazetecinin, "Zahid Akman'la ilgili polemikler hakkında ne düşünüyorsunuz" sorusu üzerine Erdoğan, "Benim o polemiğin içine girmek gibi bir sıkıntım yok. Bu konuda ciddi bir şey varsa yargıya giderler. Onun karşılığında hesabını Sayın Akman, kendisi verir. Bunu benim partimle ilintili hale getirmenin bir anlamı yok. Burada iddia sahibi, iddiasını ispatlamakla mükelleftir. Sayın Baykal, önce Anayasa Mahkemesi'nin kendilerini mahkum ettikleri 1 trilyonun hesabını versin" dedi.
Kaynak: AA