Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;
"(Beyoğlu'ndaki terör saldırısı) Halka açık mekanlarda gerçekleştirilen bu saldırıların amacının insanları korku ve yılgınlığa sürüklemek olduğunu gayet iyi biliyoruz. Esasen dünyada bu tarz saldırı yöntemleriyle netice almış hedefine ulaşmış hiçbir terör örgütü yoktur. Öyleyse niçin PKK, DAİŞ gibi terör örgütleri, ülkemizi bu şekilde hedef almaktadır diye düşündüğümüzde karşımıza başka güçler ve onların Türkiye'yle ilgili niyetleri çıkıyor."
"Terörün gündemine asla teslim olmayacağız. Ülke ve millet olarak hedeflerimizden kesinlikle uzaklaşmayacak, vizyonumuzu kaybetmeyeceğiz. Milletimizin birliğine, vatanımızın bütünlüğüne, devletimizin bekasına sıkı sıkıya sahip çıkarak, terör örgütlerini ve arkalarındaki güçleri Allah'ın izniyle er vaya geç hüsrana uğratacağız."
"Çatışmalarda şehit olan polislerimiz, askerlerimiz, korucularımız ile katledilen sivil vatandaşlarımız için milletimize yaşatılan acının sebebi kirli hesapların devreye konulmasıdır. İsmi farklı ama yöntemi, amacı hedefi aynı olan terör örgütleri bu planın taşeronluğunu yapmaktadır."
"Güvenlik kuvvetlerimiz daha çok çalışarak terör örgütünün eylemlerine engel oluyorlar, olacaklar. Milletçe birliğimize, beraberliğimize sahip çıkarak terör üzerinden Türkiye'yi terbiye etmeye çalışanların oyunlarını bozacağız. Gerekirse bu mücadeleyi ülke olarak tek başımıza yürütecek ama mutlaka başarıya ulaştıracağız."
"Bu menfur eylemleri organize edenler, mutlaka birer birer tespit edilecek ve adalete hesap verecekler. Millet olarak, acılarımızı yüreğimize gömüp kayıplarımızın aziz hatıralarını ömür boyu hatırlayarak, yolumuzda kararlı bir şekilde yürümeyi sürdüreceğiz."
"Kaderin ötesinde bir şey olabilir mi? Öyleyse biz kadere teslim olmuşuz, mesele o yolda yürümektir ve yürüyeceğiz. Bu zor zamanlarda bizimle birlikte olan dostlarımızı hiçbir zaman unutmayacağız. Aynı şekilde bize çekilen silahları ve onları destekleyenleri de unutmayacağız"
NE DİYECEKTİM? ALKIŞLAYACAK MIYDIM SİZİ?
"Ne deseler beğenirsiniz? 'Düşünce özgürlüğü'. Bu nasıl bir düşünce özgürlüğü ki Paris'te olduğu zaman kıyamet koparıyorsunuz. Peki Ankara veya İstanbul'da olduğu zaman niye rahatsız olmuyorsunuz? Hatta daha ileri gidip Sayın Başbakana 'Cumhurbaşkanınız da böyle konuştu, bize oradan böyle böyle dedi'. Ne diyecektim? Alkışlayacak mıydım sizi? Güzel yapıyorsunuz, bunu mu diyecektim. O paçavraları oralarda sallandırdığınız sürece, bizden bu ifadeleri duyacaksınız, duyurmaya da devam edeceğiz."
"Sayın Başbakan oradayken indirdiler paçavrayı, bu konuşmalardan sonra. Brüksel'den ayrılınca tekrar paçavrayı astılar, o teröristlerin resimlerini tekrar koydular. Bunlar nasıl dost ya, böyle dost olur mu? Bugün de Sayın Başbakan'a söyledim, dışişleri vs. bunlarla hemen yoğun bir şeye girsinler diye, nitekim girdiler. Niye? Arkadaşlar, dost, dostluğunun gereğini yapacaktır. Biz dostları çoğaltmaya niyetliyiz. Düşmanı da azaltmaya niyetliyiz. Ama bunları bilmeyenlere de haddini bildirmek bizim hakkımızdır diye düşünüyorum."