Erdoğan: Siyasiler hangi hatayı yaparsa yapsın, bir darbenin gerekçesi olamaz

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Siyasiler hangi hatayı yaparlarsa yapsınlar, bir darbenin gerekçesi değildir ve olamaz. Darbe yapanları değil, siyasetçileri konuşmak doğrudan doğruya darbe zihniyetinin bir yansımasıdır." dedi.

Erdoğan, AK Parti grup toplantısında yaptığı konuşmada, 23 Nisan kutlamalarına değindi. Başbakan Erdoğan, 92. yıldönümünde TBMM’nin, milli iradenin önemini hayatiyetini bir kez daha vurgulama fırsatı bulduklarını belirtti. Türkiye topraklarının özellikle de dönemin devlet merkezi olan İstanbul’un işgal edilmesi üzerine 23 Nisan 1920’de Ankara’da meclisin toplandığını belirten Erdoğan, geçen hafta grup toplantısında okuduğu Atatürk’ün telgraflarında ve dün okuduğu geçici meclisin ilk hitabında topraklarımızın işgal altında olduğunun ifade edildiği ve meclisin bu işgale son vermek ve istiklali sağlamak amacıyla üzere açıldığının vurgulandığını ifade etti. Erdoğan, "TBMM istiklalimizin sembolü, teminatı bir kurumdur. TBMM’yi lağvetmeye, ortadan kaldırmaya iradesini engellemeye onu baskı altına almaya yönelik her girişim, doğrudan doğruya istiklalimize yönelmiş bir girişimdir." dedi.

TBMM iradesine kasteden hiçbir girişimin gerekçesi her ne olursa olsun meşru olmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, "Bu yöndeki her girişim hem istikbalimize hem istiklalimize yönelik açık bir saldırıdır. 27 Mayıs’ı, 12 Mart’ı, 12 Eylül ve 28 Şubat’ı meşru gibi göstermek gerekli gibi göstermek, darbecileri değil dönemin siyasetçilerini suçlamak hiç ama hiç tartışmasız o yapılan darbelere ortaklık etmektir. Siyasetçinin elbette hatası olabilir ama siyasetçinin hesap vereceği merci TBMM’dir ve milletin ta kendisidir. Kendisini milletin ve TBMM’nin yerine koyarak hiç kimse gayrimeşru ve hukuk dışı yöntemlerle siyasetçiyi hesaba çekemez, cezalandıramaz." değerlendirmesinde bulundu.

"CHP, 27 MAYIS’TA DA 28 ŞUBAT’TA DA CESARETLE YÜZLEŞME VAKARINI GÖSTERMEMİŞTİR"

CHP’nin darbeler karşısındaki duruşunu eleştiren Erdoğan, "CHP 27 Mayıs öncesinde müdahaleye su taşımış, hemen ertesinde de müdahaleye alkış tutmuş hatta silahlı güçlere ‘emrinizdeyim’ diyerek müdahale karşısında el pençe divan durmuştur. CHP bugün dahi 27 Mayıs darbesinin meşru ve gerekli olduğunu savunarak, 27 Mayıs’ın ilerici bir darbe olduğunu savunarak o süreçteki bu gaflet ve dalaletinden bir adım ileri gidemediğini zaman zaman göstermektedir. 12 Eylül müdahalesinden zarar gördüğü için bu müdahaleyi eleştiriyormuş gibi yapan CHP maalesef 27 Mayıs’ta da 28 Şubat’ta da cesaretle yüzleşme vakarını göstermemiş, gösterememiştir." dedi.

"CHP, DARBELERLE İLGİLİ AKIL TUTULMASI YAŞIYOR"

Gerek 12 Eylül, gerek 28 Şubat’la ilgili olarak CHP’nin sürekli çelişen açıklamalar yaptığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çok ciddi biçimde akıl tutulması yaşıyor. Doğrudan darbeleri eleştiremeyen doğrudan müdahaleye karşı olduğunu söyleyemeyen CHP konuyu farklı yerlere çekerek adeta minderden kaçıyor."

"(DARBELERE KARŞIYIM AMA)DİYE BAŞLAYAN HER CÜMLE DARBELERİ MEŞRULAŞTIRMAKTIR"

Erdoğan, söyle devam etti: "Darbelere karşıyım ama’ diye başlayan her cümle her ifade doğrudan doğruya darbeleri meşrulaştırmaktır ve hastalıklı bir ruh halinin ifadesinden başka birşey değildir. 28 Şubat tartışmalarını görüyoruz ‘ama o günkü hükümet de çok hata yaptı’ diyerek meselenin özünü konuşmak yerine meseleyi meşrulaştırmaya çalışıyorlar. Siyasiler hangi hatayı yaparlarsa yapsınlar, bir darbenin gerekçesi değildir ve olamaz. Darbeyi darbe yapanları değil siyasetçileri konuşmak doğrudan doğruya darbe zihniyetinin bir yansımasıdır. 28 Şubat ile ilgili yargı sürecinin başlamasının hemen ardından intikam kelimesini telaffuz etmek CHP’nin genlerine işlemiş darbeseverliğin tezahüründen başka bir şey değildir. İntikam lafıyla kırdığı potu düzeltmeye çalışan Kılıçdaroğlu şu an bile CHP’nin her türlü müdahalenin karşısında olacağı yönünde samimi bir duruş sergilememiştir, sergileyememiştir.