Erdoğan'dan AB Günü mesajı: Irkçılık ve İslam düşmanlığı vurgusu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AB Günü dolayısıyla yayımladığı mesajında Avrupa'da yayılan ırkçılığın ikili ilişkileri zehirlediğini, ırkçılık ve İslam düşmanlığının Avrupa Birliği'nin geleceğini tehdit ettiğini ifade etti. Erdoğan, "Irkçılık ve İslam düşmanlığı kıtaya yayılıyor. Aşırı sağ, Türkiye-AB ilişkilerini zehirliyor" diye konuştu. Erdoğan, ilişkilerin 'kazan-kazan' anlayışıyla devam etmesi gerektiğini belirtti.

AB Günü'ne ilişkin mesaj yayımlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB ile ilişkilerle ilgili de, "Kazan-kazan anlayışı devam etmeli" dedi. Avrupa'da yayılan ırkçılık ve İslam düşmanlığı gibi sosyal hastalıkların Avrupa Birliği'nin geleceğini tehdit ettiğini vurgulayan Erdoğan, "Birliğin kurucu değerlerini ve Avrupa’nın ortak geleceğini tehdit eden bu akımlara karşı birçok Avrupalı siyasetçinin, kısa vadeli hesaplar adına sessiz ve tepkisiz kaldığını görüyoruz" düşüncesini dile getirdi.

"IRKÇILIK, TÜRKİYE-AB İLİŞKİSİNİ ZEHİRLİYOR"

Reklam
Reklam

Avrupa'daki bu tür politikaların Türkiye-AB ilişkilerini de zehirlediğini vurgulayan Cumhurbaşkanı, ilişkilerin kazan-kazan anlayışı çerçevesinde devam etmesi gerektiğini belirtti. Mülteci krizine yönelik geliştirilen politikaların buna en güzel örnek olduğunu belirten Erdoğan, "Temennimiz, AB ile işbirliğimizi göç, ekonomi, enerji, Gümrük Birliği ve üyelik müzakereleri gibi alanlarda en ileri seviyeye taşımaktır" ifadelerini kullandı.

ERDOĞAN, "AB MESELESİ 16 NİSAN'DAN SONRA TEKRAR MASAYA YATACAK" DEMİŞTİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa'daki Türklerin "çok aşağılandığını" belirterek, bu hesabın bedelinin 16 Nisan'dan sonra ödettirileceğini söylemişti.

Erdoğan, 9 Nisan'da İzmir'de düzenlenen bir toplantıda "Avrupa olarak bu yaptıklarının bedelini ödeyecekler. Avrupa Birliği meselesi, inşallah 16 Nisan'dan sonra tekrar masaya yatacak"diyerek şunları söylemişti:

Reklam
Reklam

"Ben şu anda oy oranında ciddi bir patlama bekliyorum Avrupa'da. Bunu göreceğiz 16 Nisan'da, hiç endişeniz olmasın. Niye? Çünkü oradaki halkımıza çok zulmettiler, çok aşağıladılar. Ama halkımız da bunun hesabını soracak, vakit geliyor. Bu hesabın bedelini de inşallah onlara 16 Nisan'dan sonra ödeteceğiz."

Avrupa Günü nedeniyle Cumhurbaşkanlığı'nın internet sitesinde yayınlanan mesaj şöyle:

"Avrupa bütünleşmesi fikrinin tohumlarını atan 9 Mayıs 1950 tarihli Schuman Deklarasyonu'nun kabul edildiği bu günü Avrupa Birliğine adaylığımızın tescil edildiği 1999 yılından beri 'Avrupa Günü' olarak kutluyoruz.

Schuman Deklarasyonu’nun ilanı, Avrupa tarihinin savaşlar ve iç çatışmalardan ibaret olmadığını gösteren kritik bir adımdır. Ekonomik topluluk olarak başlayan bütünleşme süreci, daha sonra yeni hamlelerle perçinlenmiş, Tek Pazar, Avro, Schengen gibi önemli başarılar kaydetmiştir.

Reklam
Reklam

Ancak küresel belirsizliğin arttığı mevcut ortamda, AB sınırları içinde ve dışında bu başarı hikayesini ciddi şekilde sınayan hadiseler yaşanmaktadır. Roma Antlaşması'nın 60. yıldönümünün kutlandığı bu seneki törenler, kutlama havasından ziyade Birliğin geleceğinin tartışıldığı, endişelerin dile getirildiği karamsar bir ortamda geçmiştir.

"SESSİZ VE TEPKİSİZ KALINIYOR"

Şüphesiz Birliğin geleceğine yönelik en büyük tehdit, Avrupa sathında dışlayıcı söylemlerin popülist politikaların aracı haline getirilmesidir. Ayrımcılık, kültürel ırkçılık, yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığı gibi sosyal hastalıklar, maalesef kıta genelinde yaygınlık kazanıyor. Giderek oy oranlarını artıran ve siyasette belirleyici konuma ulaşan aşırı sağ partiler, Avrupa’nın sosyo-politik hayatını esir alıyor. Birliğin kurucu değerlerini ve Avrupa’nın ortak geleceğini tehdit eden bu akımlara karşı birçok Avrupalı siyasetçinin, kısa vadeli hesaplar adına sessiz ve tepkisiz kaldığını görüyoruz.

Reklam
Reklam

Avrupa’da yükselen bu tür eğilimler ve politikalar, aynı zamanda Türkiye-AB ilişkilerini de zehirliyor. Tarihi, coğrafi ve kültürel olarak yüzyıllardır Avrupa’nın bir parçası olan ülkemiz, stratejik hedef olarak gördüğü AB üyelik sürecini, karşılıklı saygı, eşitlik ve kazan-kazan anlayışı çerçevesinde devam ettirmek arzusundadır. Mülteci krizinin doruk noktaya ulaştığı dönemde AB ile geliştirdiğimiz işbirliği, bu anlayışın en somut ve güncel örneğidir. Temennimiz, AB ile işbirliğimizi göç, ekonomi, enerji, Gümrük Birliği ve üyelik müzakereleri gibi alanlarda en ileri seviyeye taşımaktır.

Bu düşüncelerle, vatandaşlarımız başta olmak üzere tüm Avrupalıların Avrupa Günü'nü kutluyor, Birlik için müreffeh bir gelecek diliyorum."