ANKARA (İHA) - Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ortadoğu sorunun kapsamlı olarak ele alınacağı G-8 Zirvesi öncesinde ABD'yi uyararak, "Arap-İsrail ihtilafı çözülmezse, Büyük Ortadoğu Projesi masada kalır" dedi.
Başbakan Erdoğan, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı konuşmada dış politikaya ilişkin önemli mesajlar verdi. 'Demokratik ortak' sıfatıyla G-8 Zirvesi'ne davet edilen Türkiye'nin, dünyada ve bölgesinde ciddi açılımlara katkıda bulunmaya devam edeceğini belirten Erdoğan, "Büyük Ortadoğu ve Afrika coğrafyasına neler katabileceğimizi, nasıl bir demokratik bakış sergileyeceğimizi, yeni açılımların ve projelerin tartışıldığı dönemde ABD'de yapılacak zirvede Türkiye'nin görüşlerini en etkili şekilde anlatma fırsatı bulacağız" diye konuştu.
ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'ne ilişkin görüşlerini aktaran Başbakan Erdoğan, Türkiye olarak Ortadoğu'daki açılımları, demokratikleşmeyi ve refah üretme stratejilerini desteklediklerini söyledi. Bu yöndeki girişimleri desteklemeye devam edeceklerini kaydeden Erdoğan, "Bu desteğin ana prensipleri, hükümetimiz ve Türkiye değişimin dışarıdan empoze edilemeyeceği, her ülkenin koşullarının ve farklılılarının dikkate alınması prensipleri bizim için vazgeçilmezdir. Bizim için esas olan bölge halklarının huzur ve güvenliğidir. Bunun bölgenin yerli dinamikleri yoluyla yürütülecek reform çalışmaları sayesinde mümkün olacağını düşünüyoruz. İç dinamikleri hesaba katmayan ve dışlayan her hareket sanal kalmaya mecburdur. Dışarıdan dayatma olarak algılanabilecek yaklaşımların bölge halkları üzerinde ters etki yapacağını hep söylüyoruz, söylemeye devam edeceğiz. Gelişmiş ülkelerin, bölge ülkelerin kendi iç dinamiklerini çalıştırarak geliştirecekleri reform çabalarına katkı sağlamalıdır" uyarısında bulundu.
'İSRAİL VE FİLİSTİN'İN ŞİDDET POLİTİKASI KABUL EDİLEMEZ' Başbakan Erdoğan, son dönemde Ortadoğu'da insanlık adına acı ve üzüntü verici gelişmeler yaşandığına işaret eden Erdoğan, olaylara dünyanın da tepkisiz kalmasından yakındı. "Biz hem ulusal çıkarlarımız hem bağlı olduğumuz değerler ve manevi sorumluluğumuzun gereği olarak daha etkili adımların atılmasını istiyoruz" diyen Erdoğan, İsrail'in izlemekte olduğu şiddet politikalarının kabul edilebilir bir yanının bulunmadığını vurguladı. Erdoğan, "Ne İsrail tarafında ne de Filistin tarafında masum insanların hayatını riske sokacak girişimleri kabul etmemiz mümkün değil. Masum insanların hayatını tehlikeye atan her girişim hangi tarafta olursa olsun hangi inançta olursa olsun insanlık vicdanı ve meşruluk ölçüsü bakımından reddedilir, tarafımızdan en köklü biçimde tecrit edilir. İsrail ve Filistin'deki şiddet ölçüsü her geçen gün artmaktadır. İsrail ve Filistin tarafından ortaya çıkan sivillerin ve masum insanların ölümüne yol açan şiddet ve karşı şiddet poliktikaları artık durdurulmalıdır" şeklinde konuştu.
'ÖNCE ARAP-İSRAİL İHTİLAFI ÇÖZÜLSÜN'
Irak'taki durumun bir türlü normale dönmediğini vurgulayan Erdoğan, Irak halkının esenliği için daha aydınlık bir yol haritasının ortaya konulması gerektiğini söyledi. ABD'yi Büyük Ortadoğu Projesi konusunda uyaran Başbakan Erdoğan, Arap-İsrail ihtilafının çözülmemesi halinde projenin masada kalacağını dile getirdi. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer Ortadoğu ve Kuzey Afrika coğrafyasına gerçek bir demokratik perspektif ve reform stratejisi kurulmak isteniyorsa Filistin-İsrail ihtilafında şiddet politikalarına son verme ve Irak'ta durumun normale dönmesini kolaylaştıran açılımlar tüm hızıyla hayata geçirilmek zorundadır. Başta Arap-İsrail ihtilafı olmak üzere bu sorunların çözüm yolunda ilerlemeler sağlanabilirse yaygın deyimiyle büyük Ortadoğu Projesi olan proje gerçek bir anlam kazanacaktır. Aksi takdirde bu proje vicdanlarda ve akıllarda karşılık bulmadan masa başında kalmaya mahkum olacaktır. Tüm bu tabloTürkiye'nin sorumluluğu arttırmaktadır. Biz bu sorumluluğun bilincinde olarak bölgede elimizden gelen çalışmaları sürdürüyoruz. Küresel ve bölgesel düzeyde vazgeçilmez bir güç olarak Türkiye geleceği şekillendirecek adımlar atmaya devam edecektir. Bölgesinde daima güvenli, demokrasinin teminatı olan Türkiye, bu misyonu çerçevesinde bütün uluslararası teşebbüslere her türlü katkıyı sağlayacaktır. Masadışı politikalarla değil, tribünden izlenen politikalarla değil, masabaşı katılımcılığa katkıda bulunmak suretiyle bu sürece emek vermeye, hizmet vermeye gayret edeceğiz".