Erdoğan'dan Almanya'ya: Gelirim, kapıdan almazsanız dünyayı ayağa kaldırırım

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Ben istersem Almanya'ya gelirim, kapıdan içeri sokmadığınız zaman da dünyayı ayağa kaldırırım" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da düzenlenen Tokatlılar gecesinde konuşma yaptı. Almanya ve Hollanda'ya yüklenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütleriyle mücadele hakkında açıklamalarda bulundu.

İşte Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;

Reklam
Reklam

Suriye'den ülkemize saldıran, Gaziantep'te, Ankara'da, İstanbul'da masum insanları kanına giren DEAŞ'lı canileri sınır bölgelerimizden tamamen temizledik. 15 Temmuz gecesi 249 vatan evladını şehit eden, 2 bin 193 insanımızı yaralayan FETÖ'cü hainlere de aynı şekilde döktükleri kanın hesabını hukuk içinde soruyoruz. İşte şimdi davalar görülmeye başlandı. İfadeler, itiraflar ortaya çıkan yeni görüntüler, ihanetin ne kadar büyük olduğunu bir kez daha gösteriyor. Kendi silah arkadaşlarını nasıl katlettiklerini, ekmeğini yedikleri bu millete nasıl silah sıktıklarını sizler de görüyorsunuz. Türkiye tarihinde böyle bir alçaklık yaşanmadı. Bu topraklar, kendi sapkın inançları için bu derece gözü dönen, bu kadar çukurlaşan bir örgüte şahit olmadı. Burada şunu bir kez daha iyi ifade etmek istiyorum FETÖ ile mücadele Türkiye Cumhuriyeti Devletinin son yıllarda verdiği en zor, en çetin ve en hayati mücadeledir.

"HESABINI SORMAZSAK O ŞEHİTLER BİZDEN HESABINI SORAR"

Hain sürüsünü devletimizden, toplumumuzdan söküp atmadan asla durmayacağız. Sen F-16’larla milletimi bombalayacaksın. Bunlara karşı biz bir şey yapmayacak mıyız? Hesabını sormayacak mıyız? Bunların hesabını sormazsak o şüheda, o şehitler hesabını bizden sorar. Biz sorumluluk makamındayız. 16 Nisan hemen ardından parlamentoda çünkü biliyorsunuz anayasa değişikliği gerektiren bir konu. Meclis'te görüşülüp idam kararı çıktığı anda bunu ben onaylarım.

Reklam
Reklam

Bu kardeşlerimizin hesabını aramaz, soruşturmazsak bu hesabı veremeyiz. Hep Fatiha'ları okurken 'Maliki yevmiddin' diyoruz değil mi? Nedir o? Hesap gününün sahibi. O gün biz bu hesabı veremeyiz. O yüzden üzerimize düşen görevi yapacağız gerisi Allah kerim. Bütün bu mücadele bu ülkenin refahı, barışı, kardeşliği içindir. Tokat tavrını milli iradeden, demokrasiden yana koydu. Her zaman yanımızda oldu. Rabbim sizlerden razı olsun. Allah muhabbetimizi, dava arkadaşlığımızı daim eylesin.

"MEYVE VEREN AĞAÇ TAŞLANIR"

Ülkemizin ekonomide, demokraside, milli iradeye sahip çıkmada gösterdiği başarılar yıllardır yabancı güçler tarafından sömürülen ülkeler için umut oluyor. Savunma sanayi ve büyük yatırımlardaki başarılarımızın yakından takip edildiğini görüyoruz. Unutmayın, meyve veren ağaç taşlanır derler. Ah kardeşlerim ah. Düşünün ya, şu Boğaz'ın altından Marmaray geçti. 3 yılda Marmaray'dan geçen insan sayısı 200 milyonu buldu. Bakın 4 dakikada, 5 dakikada Asya'dan Avrupa'ya, Avrupa'dan Asya'ya. Ne çileler çekiyorduk biz o köprünün üzerinden geçerken. Her şeye başvurulduğu halde çile, çile, çile. Bir Marmaray bütün olayı halletti. Arabanla mı geçeceksin? Avrasya Tüneli'ni yaptık.

Reklam
Reklam

"ÖZGÜRLÜKLER KONUSUNDA AVRUPA'NIN BİRÇOK ÜLKESİNDEN İLERDEYİZ"

Lafla peynir gemisi yürümüyor. Bunların dikili taşı var mı? Türkiye'nin başarı hikayesi, mazlumlara ilham kaynağı olması birilerini de ciddi şekilde rahatsız ediyor. Ortadoğu'ya, Afrika'ya baktıklarında sadece altını, elması görenler, kaynakları sömürmek için kardeşi kardeşe kırdıranlar ülkemizin duruşunu kendileri için tehdit olarak görüyor. Yıllardır Avrupa ülkeleri Türkiye'ye demokrasi ve insan hakları karnesi düzenliyor. Ülkemizin AB üyeliğini olmadık bahanalerle erteliyorlar. Yarım asırdır bizi oyalıyorlar. Demokraside işte 15 Temmuz'da olduğu gibi darbecileri hezimete uğratmış, desten yazmış bir ülke. Özgürlükler konusunda birçok Avrupa ülkesinden fersah fersah ilerdeyiz. Yatırımlar noktasında, Osmangazi Köprüsü, gel İzmit'i dolaş çile mi çile. Ama şimdi hemen Dilovası'nın oradan gir, karşı taraftan 3-4 dakikada Yalova'dan çık, İznik, Bursa. Ne günlere geldik değil mi? Bu yapılanlarda huzur, refah, saadet var mı? Bunlar kim için? Benim milletim için.

Reklam
Reklam

"FERHAT GİBİ DAĞLARI DELDİK VE ŞİRİN'E KAVUŞTUK"

Bütün mesele bu inceliği kavramak. 16 Nisan çok önemli. 16 Nisan bir reform. Yönetimde, sistemde bir reform. Yoksa rejim değişikliği diye bir şey söz konusu değil. Hızlı tren hatları, otoyollar, havalimanları. Geldiğimizde 25 havalimanı vardı, şimdi 55. Nereden nereye geldi. Dağları deldik dağları, Ferhat gibi dağları deldik. Ve Şirin'e kavuştuk. Biz Ferhat olduk, millet Şirin. Cumhuriyet tarihinde görülmedik kadar tünel açtık. Açmaya devam ediyoruz. Biz bu sürecin iyi niyetli olmadığını gayet iyi biliyoruz. Sorun kriterlerde değil, Türkiye'ye yönelik bakış açısı. Son 2 gündür yaşanan hadiseler bu tavrın en açık örneğidir. Türk siyasilere kiralayacak kamusal alanları yokmuş.

"SİZ BU SAFSATALARINIZI KÜLAHIMIZA ANLATIN"

Böyle adaletsiz bir yaklaşım, böyle haksız bir yaklaşımı kabullenmek mümkün değildir. Terör örgütü mensupları 'hayır' kampanyası için istedikleri her yeri serbestçe kullanabiliyor, terör örgütü yöneticileri saraylarda, yine Türkiye'den mahkum olmuş, 5 yıl 10 aya mahkum olmuş birisini alıyorsun ona madalya takıyorsun. Nerede? Cumhurbaşkanı sarayında. Sizin demokrasi anlayışınız bu mu? Bu adam Türkiye'de mahkum olmuş, 5 yıl 10 aya mahkum olmuş. Sen kalkıp buna cumhurbaşkanlığı sarayında madalya takıyorsun. İşte sizin demokrasi anlayışınız bu, özgürlük anlayışınız bu. Türkiye'de mahkum olmuş bir insanı eğer siz ülkenizde adeta beraat ettiriyorsanız, sorumlusunuz ve suçlulara yardım yataklık yapmaktan dolayı sizin yargılanmanız gerekiyor bunu da söylüyorum. Bütün bunlara rağmen benim Bakanım kendi vatandaşlarıyla kendi hemşehrileriyle bir araya gelmek isteyince hemen işler tersine dönüyor. Siz bu safsatalarınızı, külahımıza anlatın.

Reklam
Reklam

"BEN NAZİZMİN ALMANYA'DA BİTTİĞİNİ ZANNEDİYORDUM"

(Halk oylaması etkinliklerine izin verilmemesi) Ben buradan Alman yönetimine sesleniyorum, demokrasiye inanan dünyaya sesleniyorum; eğer özgürlük mücadelesi yapıyorsak, eğer düşünce özgürlüğünden rahatsız değilsek, eğer demokrasiye inanıyorsak, bizim önümüzü kimse kesemez. Bu böyle bilinmelidir. 5 yıl 10 aya mahkum olan birisine kalkıp madalya takıyorlar. Sizin suçlulara yardım ve yataklıktan yargılanmanız gerekir. Bütün bu olayların nedeni meğerse bu teröristmiş. Bu adam terörist, gazeteci değil ve Alman yönetimi ne yazık ki, benim bakanlarımı böyle bir teröristle aynı teraziye oturtuyor. Sıkıntı burada. Ondan sonra da benim Başbakanıma 'Bu kadar sert davranılmaması lazım' diyor. Ben Nazizmin Almanya'da bittiğini zannediyordum, meğerse halen devam ediyormuş. Açık ortada. Eğer demokrasiye inanıyorsan benim bakanım, hem bakanınla görüşecek, hem salon toplantısı yapacak. Neden rahatsız oluyorsun? Baktık ki Hollanda da aynı şekilde açıklama yapmış, vah zavallı vah. Bunlar kendi iradeleriyle hareket etmiyorlar. Zannediyorlar ki Erdoğan Almanya'ya gelecekti. Ben istersem gelirim. Ve kapıdan da sokmadığınız zaman da dünyayı ayağa kaldırırım.

Reklam
Reklam

"BU VATANA BİN ERDOĞAN FEDA OLSUN"

Avrupa şehirlerinin yıllardır Türkiye'den kaçan teröristlere yataklık edildiğini biliyoruz. Terör örgütünün bilgisi dahilinde o ülkelerin yüz milyonlarca euro'yu nasıl topladığını biliyoruz. FETÖ'cü hainlere, nasıl kucak açtığınızı, nasıl bağrınıza bastığınızı hep birlikte takip ediyoruz. Yüzlerine net ve açık şekilde söylediğim için rahatım. Arkalarından konuşmuyorum he, bunları yüzlerine konuştum. Bize arkadan konuşmak yakışmaz. Evelallah biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıyız, biz Müslümanız bize yakışmaz. Varsın bu ülkeyi canımızdan çok sevdiğimiz için demediklerini bırakmasınlar. Bu vatana bir değil bin Tayyip Erdoğan feda olsun.

"SU UYUR, DÜŞMAN UYUMAZ"

28 Şubat'tan kalma alışkanlıkla manşetler vasıtasıyla bizi hizaya sokmaya çalışanları, onları teşvik edenleri hüsrana uğratacağız. Su uyur, düşman uyumaz. Eski Türkiye'nin vesayet odaklarının boş durmayacağını bir kez daha görüyoruz. 2007 cumhurbaşkanlığı seçimleri zamanı oynanan oyunları hatırlıyorsunuz değil mi? Gezi olaylarını hükümeti devirme aracı halinde çevirmeye çalışanların kim olduğunu biliyorsunuz değil mi? 17-25 Aralık'ta darbe yapmayı çalışanları unutmadınız değil mi? Türkiye'de haftalarca hükümet kurulamadı. 15 Temmuz başladığında ellerini avuşturanları, darbenin başarılı olması için dua edenleri unutmadık.

Reklam
Reklam

"MUHALEFETİN KAFANIZI KARIŞTIRMASINA İZİN VERMEYİN"

Bütün bunlar ortadayken hiçbir şey olmadan nasıl yolumuza devam edebiliriz? İstikrar ve güven ortamı partilere bağlı olmaktan çıkarmalı, sisteme bağlamalıyız. Cumhurbaşkanlığı sistemi bunu temin edecektir. Milletimizin 50+1'inin göreve gelen bir cumhurbaşkanı yürütmede istikrar, ekonomide güven demektir. Bu sistem yatırımların devam etmesi işsizliğin azalması istidhamın artması demektir. Muhalefetin kafanızı karıştırmasına izin vermeyin. Bunlar babadan evlada sistem kuruyor diyorlar. Hadi oradan ya. Kimi aldatıyorsunuz. Hayır safında kimlerin buluştuğuna baktığınızda zaten niyetler ortaya çıkıyor. Başka bir şey söylemeye gerek yok.

Anahtar Kelimeler: