Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eskişenir'de konuşuyor. Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Hani girelim dediğimiz Avrupa Birliği var ya… AB Adalet Divanı karar alıyor. Ne diyor? Başörtüsünü yasaklıyor ya. Bıktık ya bıktık. Hani din özgürlüğü vardı? İnanç özgürlüğü vardı? Sıkıysa kipayı da yasaklasana. Yasaklayabilir mi? Ve İstanbul büyükşehir belediyesi de hemen ertesi gün kendilerine dedik ki, iptal edin. İptal ettiler, bitti o iş.
Bir bayan bakana kapılarını kapatan ve konsolosluğuma sokmayanlara bizim de kapılarımız kapalıdır. Benim dışişleri bakanıma uçuş yasağı getirenler kusura bakmasınlar, bizim de uçuş yasağımız vardır.
'AVRUPA'NIN GELECEĞİ SİZSİNİZ'
Benim Fatma Betül kardeşimi karşılamaya gelen insanlara karşı, onların üzerine atlarıyla itleriyle saldırmanın neresi demokratlıktır? Benim hüseyin kurt kardeşimi yatırıp köpeklere parçalatanların, eski roma’daki gladyatörlerden ne farkı var? Seçim bitince de geri çark ediyor ‘hadi kaldığımız yerden devam edelim’ diyorlar. Yok öyle yağma. “oturur kahvaltı yaparız, yemek yeriz” Terbiyesize bak ya dalga mı geçiyorsun?
Buradan Avrupa’daki kardeşlerime sesleniyorum. Oralara sıkı sahip çıkın. Daha iyi semtlerde yaşatın. En iyi arabalara binin. En güzel evlerde oturun. Üç değil beş çocuk yapın. Çünkü Avrupa’nın geleceği sizlersiniz. Size yapılan haksızlıklara verilecek en güzel cevap bu olacaktı.
'SEN NASIL HUKUKÇUSUN!'
Buradan birileri de oraya gitmiş. Türkiye Barolar Birliği Başkanı, güya hukukçu. Hem de önünde profesör var. Türkiye’den kaçıp Avrupa’ya giden teröristlerle ortak salon toplantıları yapıyor. Sen nasıl hukukçusun, nasıl baro başkanısın? Sen bu ülkede nasıl bundan sonra hukukçu kimliğiyle dolaşacaksın ya?
İçimizdeki Hollandalılara ne oluyor? Ana muhalefetin başındaki zat ve avanesi terör örgütleriyle bir olmuşlar, içinde olmayan her şeyi içindeymiş gibi göstererek anayasa değişikliğini karalamaya çalışıyorlar. Hollanda’daki Almanya’daki ırkçılar, kendi ülkelerindeki Müslümanlar için ne yapıyorlarsa, bunlar da aynı taktiği ülkemizdeki Suriyelilere karşı uygulamaya çalışıyorlar. Kılavuzu karga olanın nokta nokta…
Cumhurbaşkanı olarak sayın Bahçeli’yi davet ettim, geldi. Bu beyefendiyi de davet ettim, önce olumsuz cevap verdi. Fakat sonra nasıl olduysa son anda 7 Ağustos Yenikapı mitingi var, olumlu cevap geldi. Ondan sonra da 7 Ağustos’u sahiplenemedi. Ben CHP’ye gönül veren kardeşlerim için üzülüyorum. Hadi eski sistemde 15 de olsa yüzde 25 de kalsa koalisyon yoluyla vesayet güçleri vasıtasıyla bir şekilde ülke yönetimine ortak olma şansları vardı. Yeni yönetim sisteminde artık milletin yüzde 50 artı 1 oyunu almadan yürütmeye tesir etmek mümkün değil.
Ama bu genel başkanın kafasıyla, bir CHP’linin cumhurbaşkanlığını biz göremeyiz. Muhtemelen çocuklarımız da göremeyecektir. Torunlar görür mü? Geçen bir TV programında, ‘evet çıkarsa istifa edecek misiniz’ diye soruyorlar. O da ‘niye istifa edeyim ki’ diye soruyor. Daha önce dedi de istifa etti mi? Bugüne kadar 7 seçim kaybetmiş, istifa etmemiş. Varsın sekiz seçim kaybetmiş olsun ne olacak ki… Sürekli tek adam lafı ediyor ya, aslında kendisini tarif ediyor.
Şimdi diyorlar ki “Cumhurbaşkanı kararname çıkaracak, onlarla yönetecek ülkeyi” Yapma etme, anayasa’nın tüm maddeleri her şeyin üstündedir. Bir konuda parlamentonun çıkardığı kanunla, cumhurbaşkanının çıkardığı kararname olamaz. Ve cumhurbaşkanı bu konuda bir yasal düzenleme varsa zaten bir kararname çıkaramaz.