Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Lübnan Başbakanı Necip Mikati ile ortak bir basın toplantısı düzenledi. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan önemli açıklamalarda bulundu.
Erdoğan'ın konuşmasından ana başlıklar şöyle:
"Bizim Suriye'de muhalefete verdiğimiz destek birinci derecede kamplar konusudur. Şu anda bizim ülkemizde 170 bini kamplarda 60 bini şehirlerde Suriyeli vardır. Bizim Suriye'yle ilgili sorunumuz rejimledir. Suriye halkı bizim kardeşimizdir, canımızdır, ciğerimizdir. Şu anda bizim sınır illerimize havan topları düşmektedir ve canımızı yakmaktadır. Orada 5 tane sivil vatandaşımız şehit olmuştur. Şu anda Suriye halkına gıda, ilaç, yiyecek noktasında gerekli desteği veriyoruz. Bunun dışındaki destekler Türkiye kaynaklı Türkiye mahreçli değildir.
TÜRKİYE'DE SURİYE REJİMİNE KİMLER DESTEK VERİYOR?
Türkiye'de Suriye rejimine kimler destek veriyor. Bu soruyu da sormanız lazım. Suriye'deki rejimi Türkiye'de kimler destekliyor. Ben Lübnanlı kardeşlerimden bunu beklerdim. Suriye'nin Lübnan'ın da çok zulmü oldum. Suriye'nin Lübnan'dan askerlerini çekmesi için zamanında Beşer Esad'a çok talebimiz oldu. Oradaki askerlerin çekilmesiyle ilgili bizim de rolümüz oldu. Rejimle ilgili mücadelede Suriye halkının yanında olmayı sürdüreceğiz. Kaçırılan Lübnanlı kardeşlerimizle ilgili olarak sizler hangi hassasiyetle konunun üzerinde duruyorsanız bizler de aynı hassasiyeti gösteriyoruz. Bu konuda mücadelemizi sürdürüyoruz.
3. PAKET TUTUKSUZ YARGILAMAYI MÜMKÜN HALE GETİRDİ
Bizim derdimiz yargıya müdahale değil. Bizim itirazımız yargı sürecinin uzamasına yöneliktir. Tutukluluk süresinin uzun olmasına yöneliktir. Bu konuda da birçok gerek grup toplantısında gerek basınla yaptığımız toplantılarda bazı açıklamalarımız oldu. 3. Yargı Paketi'nde gerekeni yaptık, adli yargıda üst sınırı kaldırdık. Buraya bir rahatlama getirelim istedik. Tutuksuz yargılamayı mümkün hale getirdik. Tutuksuz yargılama süreci içerisinde devletin bu denli kurum ve kuruluşların çalışma sürecinde herhangi bir aksama meydana gelmemesini önlemek için. Adli kontrol uygulayarak tutuksuz yargılama uygulanır oldu. Buna rağmen işler maalesef seri yürümüyor. Dolayısıyla süreci sıkıntıya sokuyor. Temenni ederim ki, yargı bu süreci daha da hızlandırsın ve bir an önce adımlar atılsın. Zira bunların içinde emekli olan paşalarımız bu davetlere uydular, geldiler ifade verdiler ve tutuklandılar.
SUBAY VE ASTSUBAYLAR TUTUKSUZ YARGILANABİLİRDİ
Tutuksuz olarak yargılanabilirlerdi. Aynı şekilde subay ve astsubaylarımız da ifadelerini verdikten sonra büyük bir çoğunluğu tutuklandı. Ve hala bu sürece yönelik de yeni adımlar planlanıyor. Bu konuda 4. Yargı Paketi'nde yeni düzenlemeye gerek yok ama bu anlayışın değişmesi gerektiğini düşünüyorum. Yargıya bu konuda müdahale etmek yetkimiz var amıa bir siyasi sorumluluğun gereği olarak, bir Başbakan olarak bunu özellikle ifade etmek durumundayım, çünkü bu komuta kademesinin içerisinde beraber çalıştığımız arkadaşlarımız var. Bu konudaki hassasiyetlerini biliyorum. Bu tutuksuz yargılama süreci devam edebilir. Ondan sonra verilen hüküm gereği neyse icra edilir. 3. Yargı Paketi'nin bu konuda yeterli olduğuna inanıyorum.
ERBİL'LE GÖRÜŞÜYORUZ VE GÖRÜŞMELERİMİZ SÜRECEK
Kiminle görüşmemiz gerekiyor derken, burada bizim süreci değerlendirebileceğimiz arkadaşlarımız var. MİT bunun en önemli ayağıdır. Karşımızda siyasi muhatap varsa bizim müzakere edebileceğimiz siyasi muhataplarımız olabilir. Bunlar yerli de olur, uluslararası da olur. Erbil'deki siyasi muhataplardan istifa edeceksek onlarla da görüşürüz. Nitekim görüştük ve görüşüyoruz. Yeter ki bir karar varalım ve şu refah, huzur ortamını ülkemizde yakalayalım. Gördüğüm kadarıyla halkımın milletimin bu sürece bakışı çok olumlu. Yaptırdığım kamuouya araştırmalarında bunu görüyorum. Tüm medya mensuplarının da bu konuda verdikleri ve verecekleri destek bu sürecin bitirilmesi bakımından önemlidir diye düşünüyorum."