Erdoğan'dan provokasyon uyarısı

Başbakan Erdoğan, Fransa’da öldürülen 3 PKK’lı için düzenlenecek cenaze töreni için provokasyon uyarısı yaptı.

Başbakan Erdoğan, Paris’te 3 PKK’lının öldürülmesiyle ilgili, “Süreç dinamitlenmek isteniyor, buna fırsat vermemeliyiz” dedi. Cenazelerin gideceği illerdeki vatandaşlara seslenen Erdoğan, aklı selim olunmasını, provokasyonlara gelinmemesini istedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Meclis Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, "Bu cenazeler istismar vesilesi kılınabilir. Aklı selim sahibi Diyarbakırlı, Tuncelili, Kahramanmaraşlı vatandaşlarımız bu oyuna gelmeyecektir. Hep birlikte bu oyun bozulacaktır diye düşünüyorum. Başlattığımız bu barış süreci dinamitlenmek isteniyor. Buna fırsat vermemeliyiz" diye konuştu.
İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
2012 yılı ihracatımız dünyadaki tüm olumsuzluklara rağmen 152 milyar dolar olarak gerçekleşti. Göreve geldiğimizde 36 milyar dolardı. Borçlanma vadelerinde 2012 yılında yine rekor kaydettik. Bu rakamlar çok önemli. Halk Bankası 2002 yılında 63 bin esnafa 154 milyon lira kredi kullandırmıştı. 2012 yılı sonunda 6,9 milyar liraya çıkarak rekor kırdı. Kim esnafın yanında? İşte rakamlar ortada.
Ziraat Bankası’nda 2002 yılında çiftçilerimize verilen kredinin bakiyesi 228 milyon liraydı. Bu da 2012 yılı sonu itibariyle 18 milyar liraya ulaştı. Kim çiftçinin yanında, açık net ortada. Ankara-İstanbul hızlı tren hattı için ayırdığımız ödenek 8,2 milyar lira. Silvan Barajı için 5,1 milyar lira, Ilısu Barajı için 4,4 milyar tutarında yatırım gerçekleştiriyoruz. Yatırımlarla ilgili önemli bir gelişmeye dikkatinizi çekiyorum. 2001 yılında projelerin tamamlanma süresi 9 yıldı, şu an itibariyle 3,5 yıla kadar düşürmüş durumdayız.
**“BİZE HİÇ KİMSE DİZ ÇÖKTÜREMEZ”**
Terörün sona ermesi için son haftalarda başlatılan ayrıntıların bir kısmını da sizlerle paylaşmak zorundayım. Biz millet olarak 75 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaş olarak, istiklale ve hürriyete yeryüzündeki bütün milletlerden çok daha fazla aşığız tutkunuz. Bu topraklardaki yaklaşık bin yıllık tarihimiz boyunca hürriyetimize yönelik her saldırıya karşı bizler kükremiş milletiz. Millet diyorsam asla asla bir ırkı, inanç grubunu kastetmiyorum. Yani bu topraklar üzerinde millet 75 milyonun tamamıdır.
Altını çizmek istediğim husus şudur. Bin yıl önce olduğu gibi bugün de yarın da istiklalimize ve hürriyetimize yönelik her saldırı karşısında ecdadımız gibi topraklarımızı kahramanca savunmak noktasında en küçük bir tereddüdümüz olmaz, olamaz. Bizi hiç kimse diz çöktüremez.
**“ŞEHİTLERİMİZİN HATIRASINA LEKE SÜRMEDİK”**
Bizi hiç kimse teslim alamaz. İstiklal Marşı’mız “Korkma” ifadesiyle başlar. Biz 75 milyon ve 75 milyonun ecdadı hiçbir zaman korkmadık, başımızı öne eğmedik. Bundan sonraki bin yıl boyunca da bizler de torunlarımız da hiç tereddüt etmeden bu toprakları savunmaktan asla ve asla savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Tek bir şehidimizin dahi aziz hatırasına leke sürmedik, sürdürmeyiz. Bu aziz milletin değerlerinin çiğnenmesine müsaade etmeyiz.
**“BİRİLERİ SADECE KÜRTLERİ, BİRİLERİ SADECE TÜRKLERİ SEVİYOR OLABİLİR”**
Birileri sadece ama sadece kendi ırkını seviyor olabilir. Birileri sadece Türkleri, birileri sadece Kürtleri seviyor olabilir. Birileri nefretin kanın diliyle konuşuyor olabilir. Ama biz farklıyız. Biz insanı ve insanları seviyoruz. Bir yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz.
**“ACI AYNI OCAĞA DÜŞÜYOR”**
Bu terör sürecinde 30 yıldır süre gelen bu kayıplarda bir yanlış olduğunu defalarca ifade ettim. Evet bir tarafta bizim kahraman Mehmetçiğimiz şehit oluyor, diğer tarafta dağdaki terörist etkisiz hale getiriliyor. Ama dikkatinizi çekiyorum, acı aynı ocağa düşüyor. Kurşun hangi adrese giderse gitsin analar oluyor. Eli değil, ayağı öpülesi analar oluyor. İşte biz 10 yıldır bu acıyı sonlandırmanın mücadelesi içindeyiz. Biz 10 yıldır anneler ağlamasın diye bedenini yüreğini ortaya koyan bir iktidarız.
Biz 10 yıldır bir yandan topraklarımızı savunurken, annelerin gözyaşını dindirmenin telaşı içindeyiz. Meşru yasal değerlerimizle örtüşen her yolu devreye aldık.
**“BİR ŞEYİ SÖYLEMEK ZORUNDAYIM”**
Biz 1980’lerde Diyarbakır zindanlarında nelerin yaşandığını çok iyi biliyoruz. İşkence yapanların şahsında insanlıkta vicdanda biliyoruz ki kurumuştur. İşkenceciler aynaya baktıklarında aynadaki görüntüleri bile kendilerinden utanmıştır. Ama ben burada bir şeyi söylemek zorundayım. Bu ülkede insanlar düşüncelerinden inançlarından dolayı sadece Diyarbakır zindanında zulüm görmediler. Mamak’ta, Metris’te yaşatılanlar dışarıda farklı gruplara aynı derecede vahşice yaşatıldı. Gerek bu salondaki, gerek bu salon dışındaki yüzbinlerce kardeşim bu zulmü iliklerine kadar yaşadılar.
Namaz kılıyoruz diye bizimle alay ettiler. İmam hatipliyiz diye bizi aşağıladılar. Sakalı olanı, selamün aleyküm diyenleri bile ötelediler. Kitaplarımız yasaklandı. Gazetelerimiz dergilerimiz partilerimiz kapatıldı. Siyaset yapmanın önünü türlü engellerle tıkadılar.
**“ARKADAŞLARIM KALLEŞÇE ŞEHİT EDİLDİ”**
Bizzat benim en yakın arkadaşlarım kalleşçe şehit edildiler. Eşi başörtülü olduğu için işinden atılanlar oldu. Kendi öz yurdunda kendi vergisiyle yapılmış okullarda okuyamayan çocuklarımız oldu. İnsanlarımızın iş kurma okuma hakkı kısıtlandı.
Bir çoğunun hayat hakkı elinden alındı. Çirkin senaryolarla komplolarla inançlarımız ayaklar altına alınıp çiğnenmek istendi.
**“BÜYÜK TÜRKİYE HAPİSHANESİNDE PARYA MUAMELESİ GÖRDÜK”**
Birileri Diyarbakır zindanlarında feryat ederken bizler de büyük Türkiye hapishanesi içinde öz vatanında parya muamelesi gördük. Ama dikkatinizi çekiyorum. Hiçbir zaman elimize silah almayı aklımızın ucundan bile geçirmedik. Sokağa çıkıp anarşiyi üretmeyi aklımızdan geçirmedik. Çünkü biz düşüncelerimize inandık. İnançlarımıza güvendik. Biz aziz milletin her bir ferdiyle bizimle birlikte olduğuna yürekten iman etti. Onlar vurdu biz büyüdük. Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer olduğunu aklımızdan hiçbir zaman çıkartmadık.
**“ŞİDDET ÇIKMAZ SOKAKTIR”**
Düşüncesine güvenen inancına güvenen her hareket sabırla sağduyu ile er ya da geç mutlaka zafere ulaşacaktır. Bunun karşısında şiddet ve terör kesinlikle çıkmaz sokaktır. Şiddet fikrine inancına davasının haklılığına inananlar için asla bir yöntem olamaz. Şiddet ve terör bu ülkeye acıdan başka hiçbir şey vermedi. İşte biz bugün bir kez daha ve inatla sabırla, işte bu şiddeti terörü sona erdirmenin gayreti içerisindeyiz.
**“KARDEŞLİK AYNI ANADAN AYNI BABADAN OLMAK DEĞİLDİR”**
Tek bir gayemiz var. Israrla söylüyorum. Annelerin gözyaşını dindirmektir. Yasal dairede kalarak, meşru çizgide kalarak hangi yöntemle olursa olsun biz bu gözyaşını mutlaka ama mutlaka dindirmek istiyorum. Onun için milli birlik ve kardeşlik projesi diyoruz. Milli birlik; bundan daha güzel ne olabilir? Bunun içinde her etnik kimlik var. Tek çatıda toplanacağız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı. Kardeşlik diyoruz. Kardeşlik aynı anadan aynı babadan olmak değildir. O karındaştır. Kardeş ise aynı inancı paylaşanların bir araya gelmesidir.
Nasıl bir sürece adım attığımızı biliyorduk. Nasıl yalnız bırakılacağımızı biliyorduk. Biz yılmadık. Yapayalnız da kalsak geri adım atmadık, atmayacağız. Bugün de bu yeni süreçte de umutluyuz. Temkinliyiz, dikkatliyiz ama umutluyuz.
Kan ile gözyaşı ile terörist cesedi ve şehit cenazeleri ile varlık gösterebilenlerin tahrikkar söylemlerine rağmen biz umutluyuz. Bütün siyasi beklentisini gençlerin ölümü üzerine bina edenlere rağmen umutluyuz.
**“BAHÇELİ’YE CEVAP VERMEYECEĞİM”**
Şu hatırlatmaları yapmak durumundayım. Bu süreçte yapıcı rol almak isteyenler varsa, hepsine söylüyorum. Tüm STK’lara sesleniyorum, medya gruplarına sesleniyorum. Sağduyulu sabırlı şekilde davranmaları şarttır. Biz MHP Genel Başkanı ve arkadaşlarına içine düştükleri çamur deryasında iyi oyalanmalar diliyoruz. Kendisine cevap vermeyeceğim. Aslı olmayan iftiralara bizim de milletimizin de kulağı tıkalı olacaktır.
**BDP’YE ÇAĞRI**
Bu süreç BDP için son derece önemli ve değerlidir. Biz boşuna bölücü terör örgütünün uzantısı demiyoruz. Terör örgütünün silahları bırakması, en çok da BDP’nin bağımsız siyaset üretmesinin önünü açacaktır. Dolayısıyla BDP’nin hassasiyetleri gözeterek sorumluluk alarak ilerlemesi en büyük beklentimizdir.
**“PARİS SUİKASTINI HÜKÜMETE YIKMAYA ÇALIŞMAK DENSİZLİK”**
Paris’teki suikastın hemen ardından bu suikastı Türkiye Cumhuriyeti’ne yıkmak çok büyük sorumsuzluk, densizliktir. Faili meçhullere işkenceye derin yapılanmalara biz en büyük darbeyi vurduk. Bu devletin 80’lerde 90’lar adeta teröre bahane oluşturduğu uygulamalara biz son verdik. Biz yargısız infazların her zaman karşısında durduk.
Paris’teki suikastın hemen ardından devleti ve hükümeti suçlamak, gerçek faillere altın tepside fırsat sunmaktan öte bir şey değildir. CHP’nin, ana muhalefet partisi olarak daha aktif rol almasını arzu ettik. Ama CHP her zaman olduğu gibi, bocalamaya devam ediyor.
Bir milletvekilleri, dağda teröristlerin misafiri olan milletvekili, yandaş medyaları pofluyorlar neler neler düzenliyorlar. Şimdi de teröristin evine pervasızca taziyeye gidiyor. Bir kısmı mezhebi açıklama yapıyor. Genel başkan sürece olumlu baktığını söylerken, yardımcıları MİT müsteşarı hakkında edeple adapla bağdaşmayacak ifadeler kullanılıyor.
**“UTANMASA ORAYA ZİYARETE GİDECEKTİ”**
Mavi Marmara gemisinde 9 evladımız şehit edildiğinde, ben İsrail’e Tevrat’ı hatırlatmıştım. CHP Genel Başkanı çıktı Tel Aviv adına bana cevap verdi. Suriye meselesi karşısında Türkiye’nin yanında durmak yerine Beşar Esad’ın yanında durdu. Utanmasa oraya da ziyaret edecekti.
**“PARİS’E SORDUK, CEVAP CHP GENEL BAŞKANINDAN GELDİ”**
Şimdide biz Cumartesi günü Paris’e bir takım sorular yönelttik. Cevap Paris’ten değil, CHP genel başkanından geldi.
Sen Fransa’nın avukatı mısın, sen Paris’in sözcüsü müsün? Sana mı düştü? Hangi ülkenin ana muhalefet partisi, genel başkanı olduklarını netleştirmelidirler. Kendisi ve arkadaşları bu sürecin önünde mi arkasında mı karşısında mı olduğunu netleştirmelidir. Çark o kadar hız dönüyor ki artık bilye dağıtmaya başladı.
**“DOĞRU KONUŞMUYORSUN”**
İnanın adeta bir yalan makinesi. Geldiler oturduk konuştuk ve diğerleri randevu vermiyorsa dedik, illa onların randevu vermesini beklemeniz şart değil. Biz her iki partinin sayısı her şeye yeter. Anayasayı dahi değiştirebiliriz. Siz anayasayı değiştirecek bir sıkıntı var diye söylüyorsanız, gelin üç arkadaşınız yanında hemen görevlendirelim. Çalışmaya başlasınlar ve bu arkadaşlarımız çalışmalarını bitirdikten sonra bize getirsinler nihai kararı versinler. Atılması gereken neyse bu adımları eğer Ak Parti atmıyorsa gidin bunları halka anlatın. Hala bana geri dönüş yapmadın. Doğru konuşmuyorsun. Ben bunu CHP’ye gönül vermiş kardeşlerime de şikayet ediyorum. Bu insan kimdir tanıyın.
**“KAPIMIZ SONUNA KADAR AÇIK”**
Terörle mücadeleye yönelik bize bir önerisi, bir öneri paketi varsa bizim kapımız sonuna kadar açıktır. Ekibimiz hazırdır, bizim proje paketimiz hazırdır. Biz her an bunu çalışıyoruz. Sipariş üzerine çalışan parti değiliz. Ama bunlar hazır değiliz. Öneri dediler karşımıza teşhisle çıktılar.
**İMRALI SÜRECİ**
Devletin kurumları, yetkilileri İmralı ile olumlu bir sürecin başlatılabilmesi için görüşmeleri kaç yıldır sürdürüyoruz. Sorumsuzca girişimler olabilir. Bir şeyi karıştırıyorlar. Hükümetin, devletin çeşitli birimlerini enstrüman olarak kullanması bile onları rahatsız ediyorlar. Bizim niyetimiz hayır, inşallah da akıbetimiz hayır olacaktır.
**“AZİZ MİLLETİMDEN RİCAM VAR”**
Bu süreç şehitlerimizin ruhunu, ailelerimizin hissiyatını, milletimizin değerlerini asla ve asla zedelemeyecektir. Benim burada aziz milletimden ricam var. Hiç kimse kara propagandaların etkisinde kalmasın. İftiralara kimse kulak asmasın.
Herkes elini vicdanına koysun, etki altında kalmadan, kalbiyle yüreğiyle vicdanıyla bu sürece baksın. Biz aynı kıbleye dönen tek bir milletiz.
**HADİSLİ ÖRNEK**
Silahı aradan çekeceğiz, sıkılı yumrukları aradan çekeceğiz. Kardeşçe kucaklaşacağız. Buradan 75 milyona şu hadisi şerifi hatırlatmayı borç biliyorum:
“Peygamberimiz, müminin mümine bağlılığı, taşları kenetlenmiş bir bina gibidir” işte biz milletçe böyleyiz böyle olmalıyız.
**“KARDEŞLERİMİZ BU OYUNA GELMEYECEKTİR”**
Buradan Diyarbakır’a sesleniyorum. Buradan gelecek cenazelerin gideceği illere sesleniyorum. Bir çok provokasyonlar hazırlanabilir. Bir çok malum dar terörist grupların tahriki ile bu cenazeler istismar vesilesi kılınabilir. İnanıyorum ki aklı selim sahibi Diyarbakırlı vatandaşlarımız bu oyuna gelmeyecektir. Tunceli’deki, Kahramanmaraş’taki kardeşlerimiz bu oyuna gelmeyecektir. Hep birlikte bu oyun bozulacaktır diye düşünüyorum. Çünkü başlattığımız bu barış süreci dinamitlenmek isteniyor. Kendi iç hesaplaşmalarının bedelini faturasını bu millet ödememeli. Onun için uyanık olalım diyorum. Allah yolumuzu açık etsin.

Anahtar Kelimeler: