Erdoğan'dan PYD'nin Türkiye'ye yönelik saldırılarıyla ilgili açıklama

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Atlantik Konseyi Zirvesi'nde gündeme ilişkin kritik açıklamalar yaptı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye'den yapılan PYD saldırılarıyla ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Suriye'de terör koridoruna asla izin vermeyeceğiz' dedi. Erdoğan'dan ABD'ye çok önemli mesajlar geldi. ABD'ye ilişkin özellikle PYD-YPG'ye yakınlığına değinen Erdoğan'ın sözlerini, ABD Büyükelçisi John Bass'ın not alması ise dikkat çekti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Swissotel'de düzenlenen Atlantik Konseyi İstanbul Zirvesi'nde konuştu. Erdoğan, "Kuzey Suriye'de bir devlet kurma teşebbüsü içerisine giren malum bazı cahiller var, 'Cahil cesur olur.' diyorlar ya o da o havalarda, kendine göre bakanlar kurulu oluşturuyor vesaire... Biz bunları karşılıksız bırakmayız ve Kuzey Suriye'de böyle bir devlet kuruluşuna da asla müsaade etmeyiz" dedi.

Reklam
Reklam

Cumhurbaşkanı, "Öncelikle ilişkilerimizi terör örgütleri değil, devletler olarak birbirimiz üzerinden yürütmemiz gerektiğine inanıyorum. Terör örgütleri kim ki? NATO üyesi mi? Hayır. NATO'da biz beraberiz. Öyleyse terör örgütlerinden biz niçin yardım istiyoruz ki? Biz varız. Biz bölgede her türlü desteği vermeye hazırız, her türlü koalisyonun içerisinde yer almaya hazırız. Ama bu terör örgütleriyle asla... Çünkü onlar bizim can düşmanlarımızdır" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

"BM VE AB BİRKAÇ ÜLKENİN ÇIKARLARINA FEDA EDİLİYOR"

Dünyamız çalkantılı bir dönemden geçiyor. Yarına dair tahminler yapmakta hepimiz zorlanıyoruz. Son yıllarda sergilenen atalet, tıkanıklık ve acziyet geleceğe dair karamsarlığı daha da körüklüyor. Küresel müesses nizam bizleri doğrudan etkileyen karşısında etkinliğini yitiriyor. BM Güvenlik Konseyi ve AB gibi platformların itibarı ise burada birkaç ülkenin çıkar hesaplarına kurban ediliyor. Ya mevcut mekanizmalara format atacak ya da karamsarlık virüsünün bünyemizin daha çok sarmasını seyredeceğiz. Ya yeni aktörlerin talep ve önerilerine kulak kesilecek ya da çözümsüzlük üreten sisteme süni teneffüs yapmaya devam edeceğiz.

Reklam
Reklam

"SEÇİM MAĞLUPLARI GALİPLERİ TAKDİR ETMESİ GEREKİR"

Yıkıcı rekabetin yerine işbirliği, çatışmanın yerine dayanışmayı, gerilim yerine uzlaşmayı ikame ettiğimizde farklı bir sürecin kapısını aralayacağımızı düşünüyoruz. Hiçbirimiz başka ülkelerde tezahür eden sorunlardan muaf değiliz. Dün Makedonya'da yaşanılanları hep birlikte takip ettik gördük. Ülkede Meclis Başkanlığı seçiminin ardından yaşanan hadiseler endişe vericidir. Şiddet hiçbir soruna çare olamaz. Ülkedeki tüm siyasi partileri diyalog ve uzlaşma yoluyla sorunlara çare bulmalarını tavsiye ediyoruz. Demokrasiye inanıyorsak, demokrasinin sandıklardan çıkan neticenin kabulü olduğuna inanıyorsak, istenilen neticeyi alsak da almasak da seçimin bir galibi olacaktır bir de mağlubu olacaktır. Öyleyse mağlup olanların galip gelenleri takdir etmesi, saygıyla karşılaması gerekir ki, ülkenin huzuru bozulmasın.

Reklam
Reklam

"DUYARLI DAVRANILSAYDI SURİYE'DE BUNLAR YAŞANMAZDI"

Örgütlü suçlar, siber saldırılar, gıda güvenliği, İslam düşmanlığı gibi yeni sorunlarla, yeni tehditlerle yüzleşiyoruz. Nükleer testler ve balistik füzeleri kadar Afrika'daki kuraklık da uluslararası güvenlik ve istikrarı tehdit ediyor. Güçlünün çıkarlarını mazlumun haklarının önüne koyan bir yapı güvenlik ve istikrarı temsil edemez. Şayet BM Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası toplum Suriye konusunda dirayetli davransaydı, rejim yeni kimyasal saldırılara, konvansiyonel silah saldırılarıyla beraber bu zulmü gerçekleştirebilir miydi? Esed rejiminin kendi halkını pervasızca katletmesinin sebebi geçmişte işlediği suçların yanına kâr kalması değildir. Devlet terörü bundan daha başka nasıl olabilir. Katil Esed bir devlet terörü estirmektedir.

"AB'NİN SÖZ VERDİĞİ 3 MİLYON AVRO TÜRKİYE'YE GELMEDİ"

Reklam
Reklam

Türkiye girişimci ve insani diplomasisiyle sorunlara çözüm bulmak için elini taşın altına koyuyor. Suriye, Somali, Irak, Afganistan en somut örneklerdir. Irak'ta bölgemizi saatli bombaya dönüştüren mezhep kavgasına dikkat çekiyorum. Mezhep kaynaklı yayılmacı bir mantıktır. Yemen, Libya, Mısır'da demokrasiden, mili iradeden yana tavır aldık. Somali'yi ayağa kaldırmanın, Somalili kardeşlerimizle beraber sıfırdan yeni bir devlet inşa etmenin mücadelesini veriyoruz. Zulümden ve katliamdan kaçan Suriyelilere din, mezhep, etnik ayrım yapmadan sahip çıktık. 3 milyon sığınmacığıyı ülkemizde barındırıyoruz. AB'den bugüne kadar söz verdikleri halde, 2016'nın Temmuz'unda 3 milyar Avro vereceklerdi. Şu ana kadar 725 milyon Avro geldi. Zulme rıza zulümdür, biz onlara şefkat kollarımızı açacak, onları ülkemizde ağırlamaya devam edeceğiz.

"SÖYLEDİKLERİMİZ TAKDİR EDİLDİ AMA ADIM ATILMADI"

Fırat Kalkanı harekatıyla DEAŞ'ı sınırlarımızdan uzaklaştırdık. 3 bini aşkın DEAŞ'lıyı o topraklarda etkisiz hale getirdik. Hiç kimseyi dışlamadan bölgenin gerçek sahipleriyle icra ettiğimiz bu operasyon DEAŞ'a şu ana kadar ki en büyük darbeyi indirdi. Şimdi hayatın normale dönmesini sağlıyoruz. Güneyimizde Suriye'nin kuzeyinde o bölgede terörden arındırılmış bir bölge yapalım, burada eğit-donat çalışmalarını da sürdürelim. Türkiye buna hazırdır. Maalesef söyledikleriniz gayet güzel demelerine rağmen adım atılamadı. Bu yapılmış olsaydı Suriyeli Suriye'yi terk etmeyecekti.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: