Erdoğan, yaptığı konuşmada başörtüsünün serbestisini eleştirenlere sert tepki gösterdi.
Erdoğan konuşmasında, bugün ülke olarak millet olarak karşı karşıya kaldığımız sorunların çözümünün yine kendimizde kendi özümüzde ve tarihimizde olduğunu vurguladı.
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Sorunlarımıza yurtdışından ithal kavramlar üretmek zorunda değiliz. Çözümleri de ithal kavram ve formüllerle üretmek zorunda değiliz. Bizler binlerce yıllık devlet geleneği olan medeniyetler inşa etmiş bir milletiz. Takipçi değil vagon değil öncü olmak lokomotif olmak zorundayız. Takip edenler hep arkada kalırlar.''
Erdoğan, ''Kız çocuklarımızın ya da hanım kardeşlerimizin sorunlarını çözerken bu alanda dünyayı takip ettiğimiz kadar kendi tarih ve medeniyetimizi de ölçü alacak ecdadımızın izinden gideceğiz. Sorunlarımızı dışarıdan gelip birileri çözmeyecek. Kendi sorunlarımızı kendimiz çözeceğiz. Kızların sorunlarını da biz çözeceğiz. Hatta bu sorunları kız çocuklarımız hanım kardeşlerimiz çözecektir.'' ifadelerini kullandı.
''SİZ KİMSİNİZ YA?''
Başörtüsü serbestisini eleştirenlere tepki gösteren Erdoğan, şöyle devam etti:
''14 asır önce kız çocuklarının diri diri toprağa gömülmesi nasıl bir cahiliye dönemi alışkanlığı ise 10 yıllar boyunca kız çocuklarını kılık kıyafetten dolayı dışlamak üniversite kapıların da geri çevirmek de öyle bir cahiliye alışkanlığıydı ve bu alışkanlık artık son bulmuştur. Baktım dün birgrup çıkmış bir şeyler söyleyip duruyor. Böyle bir şey olamaz diyor. Ya siz kimsiniz ya. Millet bu işin kararını vermiş, bu iş bitmiş. Artık bu ülkede ulusalcı-mulusalcı diye bir şey yok. Bu ülkede artık millet gerçeği var, bunu göreceksiniz. Bu ülke hepimizin ülkesi bunu göreceksiniz. Bu ülke ne kadar erkeklerin ülkesi ise o kadar da kadınların ülkesidir, bunu göreceksiniz. Bu ülkede başı açık kardeşlerim ile başı örtülü kardeşlerimin özgürlüklerini haklarını birbirinden ayıramayacaksınız, el ele beraber yürüyecekler.
76 milyon kadın erkek çocuk, genç yaşlı Türk Kürt Arap Alevi Sünni hepimiz bu ülkenin sahibiyiz. Hepimiz bu ülkede birinci sınıfız, ve hepimiz biriz, beraberiz, birlikte Türkiye'yiz. Hiçbir alanda hiçbir meselede ayrımcılığı kabul etmiyoruz. 76 milyonun Her bir ferdinin devlet karşısında eşit olmasını eşit olmasını her imkandan eşit oranda yararlanmasını savunuyoruz bunu sağlamak için de samimi çaba gösteriyoruz.''
"BEN BUNUN ACISINI ÇEKMİŞ BİR BABAYIM"
Bu ülkede artık hiç kimsenin kız çocuklarının kıyafetine bakıp 'sen okuyamazsın' diyemeyeceğini söyleyen Erdoğan, ''Artık meslek liselerinde okuyan tüm kardeşlerimiz ister kız ister erkek istediği okula aynı yarış içerisinde girecek ve kazandığı yerde de okuyacaktır. Ben bunun acısını çekmiş bir babayım. Oğlum katsayısına takıldı, Boğaziçi'ni kazandığı halde gidemedi ve yurtdışına göndermek zorunda kaldık. Yurtdışında okudu masterını Harvard'da yaptı. Burada katsayıya takıldı. Kızlarım başörtülü olduğu için kendi ülkemde okuyamadılar. Yurtdışına göndermek zorunda kaldım. Onlar da yurtdışında okudular. Birisi doktorasını Berkley'de yaptı bir değerini masterını London School of Economics'te yaptı. Ama bu ülkede okuyamadılar. Niye? Başörtüsü var diye. Ya bunlar başındaki bir örtü ile uğraşacak kadar cahil ve zavallı.'' şeklinde konuştu.
''KIZ ÇOCUKLARINI OKUL KAPILARINDAN ÇEVİRENLER GÖRÜLMEDİ''
Devletle vatandaş arasındaki güven bulanımının en fazla eğitimde ve en fazla kız çocuklarının eğitiminde kendisini gösterdiğini anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Kız çocukların eğitimi ile ilgili olarak artık bazı konuları çok açık konuşmamız samimiyetle istişare etmemiz gerekiyor. Hiç kuşkusuz cahiliye döneminden bugüne gelen alışkanlıklar yani kız çocuklarına yönelik ayrımcılık kızların okutulmasının önünde engel teşkil etti. Ancak kızların okula gönderilmesinin önünde bir başka engel de bulunuyordu. Maalesef devletle vatandaş arasındaki güven bulanımı en fazla eğitimde en fazla kız çocuklarının eğitiminde kendisini gösterdi. 10 yıllar boyunca devletle vatandaş arasında bir güven sorunu olduğu için, vatandaş devlete ve devletin kurumlarına soğuk baktığı, devleti kendisini çok ötesinde üzerinde gördüğü için kızlarımız okullardan uzak tutuldu. Vatandaşını kucaklayamayan şefkat gösteremeyen asık suratlı sert devlet imajı, vatandaşı devletten soğuttuğu kadar kız çocuklarımızı da ciddi manada okullardan uzaklaştırdı. Okullarımız müfredatımız bazı öğretmenlerimiz yerel değerlerle milletin ve toplumun değerleri ile barışamadığı toplumu anlamaya toplumla empati kurmaya çalışmadığı için okul ayrı yerde durdu vatandaş ayrı bir yerde durdu.
On yıllar boyunca devlet ile vatandaş arasında nasıl soğukluk oluştuysa anne baba ile okul arasında öğrenci ile okul arasında da maalesef bir soğukluk oluştu. Bu uzaklığı bu uçurumu körükleyen başka bazı uygulamalar da oldu. Devlet ve devletin okulları çocuklarımıza özellikle de kız çocuklarımıza kendi değerlerini unutma inançlarının gereğini çiğneme yönünde maalesef baskı yaptı dayatmalarda bulundu."
Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bu ülkede kız çocuğunu okula göndermeyen anne babalar yıllarca eleştirildi. Erkek çocuğunu okutan kız çocuğunu ayrımcılık yapan, kız çocuğunu ilkokuldan sonra hemen kocaya veren anne babalar hep eleştirildi. Ama kız çocuklarını okul kapılarından çevirenler görülmedi, kız çocuklarını ikna odalarında işkenceye tabi tutanlar görülmedi. Üniversite kapılarında kız çocuklarının onurlarını zedeleyen uygulamalar görülmedi. Kız çocuklarını okutmuyor diye anne babalarını eleştirenler, üniversite kapılarından kız çocuklarını geri çevirdiler, onları evlere kapatmak istediler ve kendi özeleştirilerini de yapmadılar. Bugün artık bu çarpık zihniyethamdolsun tedavülden kalkmıştır.''