ANKARA (İHA) - İş Bankası'nın eski yönetim kurulu üyelerinden Mustafa Özyürek ve Erbaşar Özsoy'un, işadamı Erol Evcil'e usulsüz olarak 170 milyon dolar kredi verdiklerini iddia ettiği gerekçesiyle AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında açılan 200 milyarlık tazminat davasının görülmesine bugün başlandı.
Ankara 30. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasına Özyürek ve Özsoy'un avukatı Nazmi Baran ile Erdoğan'ın avukatları Faik Işık ve Serhat Kemal Yılmaz katıldı. Avukat Nazmi Baran dava dilekçesini tekrar ederek, İş Bankası'nın kayıtlarına ve davaya konu olan Kanal D'nin 'Seçim Arenası' programına dayandırdıklarını söyledi. Avukat Baran, mahkemeden bant kayıtlarının incelenmesini istedi. Daha sonra söz alan Erdoğan'ın avukatı Yılmaz da, CHP lideri Deniz Baykal'ın Erdoğan ile seçim öncesinde katıldıkları programın tamamının 4 saat olduğunu belirterek, "Programdaki konuşmalardan cımbız ile çekilmiş sözler sözkonusudur" dedi. Programın esasını Evcil'e verilen kredinin oluşturmadığına işaret eden Yılmaz, bu nedenle manevi tazminat hakkının doğmayacağını söyledi. Hakim Ali Kerimoğlu, bant kayıtlarının RTÜK'ten istenilmesi ve dosyadaki eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı ileri bir tarihe erteledi. Avukat Nazmi Baran'ın dava dilekçesinde İş Bankası tarafından Erol Evcil'e verilen kredinin 1996 yılında onaylandığını, müvekkilleri Özyürek ve Özsoy'un ise 1997 yılında yönetim kuruluna atandıklarını bildirmişti. Dava dilekçesinde ayrıca, Özyürek ve Özsoy'un haksız saldırıya maruz kaldıkları öne sürülerek, Erdoğan'dan her biri için 100'er milyar lira olmak üzere toplam 200 milyar lira manevi tazminat talep ediliyor.
ERDOĞAN'IN AVUKATLARI MAHKEMEYE YAZILI CEVAP SUNDU Öte yandan, Erdoğan'ın avukatları Işık ve Yılmaz mahkemeye yazılı bir cevap sundular. Sözkonusu cevapta, Erdoğan'ın CHP'nin İş Bankası'na 4 yönetim kurulu üyesi atadığı ve bu dönemlerde de kredi usulsüzlüklerine rastlanabildiği yönündeki sözlerine yer verildi. Tartışmanın doğrudan davacılarla ilgisinin olmadığına dikkat çekilen yazıda, her iki liderin birbirlerine nezaket sınırları içerisinde bu tür imalarda bulundukları belirtildi. Yazıda, "Türkiye dahil dünyanın hiçbir yerinde politikayla uğraşanlar başta olmak üzere kamuya mal olmuş kişilerin aşırı alınganlık göstermeleri mazur görülmemektedir" denildi.