Erdoğan, Başbakanlık Merkez Bina'da Türkiye'nin çeşitli illerinden gelen öğrencileri uğurlamasının ardından Başbakanlık muhabirleriyle fotoğraf çektirdi.
Daha sonra muhabirlerin sorularını yanıtlayan Başbakan Erdoğan, "YSK, birkaç ay önce gurbetçilerin oy kullanması ile ilgili bir karar verdi. Bu nedenle hükümetten de eleştiri aldı. Şimdi de bağımsız milletvekilleri ile ilgili kararı nedeniyle eleştirildi. YSK hakkında yapısal bir reform düşünüyor musunuz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Yapısal reformlar falan artık hepsi inşallah yeni 24. dönemde gündeme önümüzü gelecek. 24. dönemde bunlar üzerinde değerlendirmeleri, çalışmaları yapacağız. Ben tıkanmak olarak değerlendirmeyeyim ama bir sorun olduğu ortada. Öncelikli sıkıntı bana göre bunu bizzat kendim de yaşadım. Avrupa'da yaşayan vatandaşlarımızın bu seçimlerde sadece sınır kapılarında oy kullanmasını, onlara yönelik en ciddi sıkıntı olarak görüyorum. Tabii ki gerek büyükelçilik binalarında, gerek konsolosluklarda hatta hatta bunu da aşabiliriz dedik. Buralarda birçok biliyorsunuz sivil toplum örgütlerimizin binaları var. Bunlardan vazgeçtik, dedik ki biz bunları sadece büyükelçilik ve konsolosluklarda yapabiliriz dedik. Örnek olarak Alman Şansölyesi Bayan Merkel ile konuştuk, onunla da mutabık kaldık. Yazılı olarak onlardan her türlü güvenceyi almış olmamıza rağmen maalesef bunu başaramadık ve ben müjdeyi verdiğim anda biliyorsunuz, gün değil saat, ben konuşurken o anda hemen mesaj geldi, buradan da bu karar alındı diye, gerçekten o üzücüydü.
Bu yıl da yine vatandaşlar çok büyük sıkıntılar içerisinde tabii. Tamamı oyunu kullanamayacak. Ancak sınır kapılarına gelen, çünkü benim yurtdışındaki vatandaşım, parasını harcarken kılı kırk yarıyor."
"Tamamen bir yıldırma politikası, bir tahrik politikası var"
Başbakan Erdoğan, YSK'nın bağımsız adaylarla ilgili kararı konusundaki eleştirilerle ilgili olarak da şunları kaydetti:
"Biliyorsunuz, BDP'nin bölgedeki en önemli sıkıntısı AK Parti'dir. Çünkü bölgede AK Parti ile BDP bu mücadeleyi veriyor. Dikkat edilirse AK Parti'nin bütün teşkilatları orada bombalanıyor. AK Parti'nin teşkilatlarına yoğun bir şekilde molotofkokteyli atılıyor. Bunun herhalde bir sebebi var.
Bunun için AK Parti ve diğerleri değil. Tamamen bir yıldırma politikası, bir tahrik politikası var. Ama biz bunların tabi hiçbirine gelmeyeceğiz. Sabırla, kararlı bir şekilde oradaki mücadelemizi sürdüreceğiz.
Dün BDP'li bir milletvekilinin yapmış olduğu açıklama çok enteresan, 'sandık mahallerinde asker veya polis görmek istemiyoruz' gibi bir yaklaşım... Yani bu değerlendirmenin veya bu yorumun, veya bu bakış açısının bir anlamı vardır; yani bu sandık bölgelerinde terör örgütü bulanabilir.
Bundan önceki yıllarda olduğu gibi onlar oyları istediği gibi yönlendirebilir ve tehditle, tahrikle bunları yapabilir. Ama bu ülkenin demokratik iradesini sandığa rahatlıkla yansıtabilecek olan insanların en önemli güvencesi olan polisi veyahut da kırsal kesimde de askeri ve jandarması, bu işe müdahil olmasın veya sandık kurulu üyeleri buralarda kendilerini güvencede hissetmesin. Böyle şey olur mu?
Bunlar bunun için var ve sandık kurulu üyeleri de başkanları da kendilerini güvence altında hissetmesi lazım ki orada rahatlıkla bir seçim yapılabilsin ve demokratik irade de sandığa yansısın. Olayın aslı budur."
"Benim milletimin feraseti vardır ve bu ferasetle değerlendirir"
Başbakan Erdoğan, "Diyarbakır'da miting yapacak mısınız?" sorusuna, "Evet yapacağız. Planlaması yapıldı ama tarihini hatırlamıyorum. Hakkari'ye de gideceğiz" yanıtını verdi.
Erdoğan, "YSK'nın kararının ardından çok sayıda olay çıktı. Maddi zararlar oldu. Bir vatandaşımız hayatını kaybetti. Sonra YSK verdiği karardan geri adım attı. Bunun siyasi ve ekonomik sorumluluğunu kimde görüyorsunuz?" sorusu üzerine, "Bunun hakkında analize girmek artık geç. Olanların hepsi oldu. Gayet teferruatlı gerekçeli kararını açıkladıktan sonra, partimizin üst kurulu değerlendirmesini yaptı ve seçim işlerinden sorumlu genel başkan yardımcım böyle efradını cami ayarını mani bir açıklama yaptı. Açıklamayı yaptıktan sonra zaten farklı bir şey ortaya koymaya gerek yok" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, "demokratik hakların olumsuz şekilde kullanılmasını nasıl değerlendireceksiniz?" sorusuna şu yanıtı verdi:
"Hep birlikte milli egemenliği sandıklara yansıtmamız lazım. Çok açık net söyleyeceğim burada medyaya çok önemli görevler düşüyor. Hem yazılı hem görsel medyanın şu süreç içerisinde takındığı tavrı anlamakta çok zorlanıyorum. Bunu demokratik bir iradenin savunulması mı yoksa antidemokratik bir iradenin propagandası mı olarak değerlendireceğiz? Ben burada çok zorlanıyorum.
Yani kimden yana olduklarını benim milletim 12 Haziran'da çok açık ve net ortaya koyacak. Asıl irade milletimin iradesi olacak. Burada sadece hedef bu kararla birlikte aslında bu eylemler üzerinden vesaire AK Parti'ye yönelik bir olumsuz propagandayı yapabilmekti. Bunun gayreti içerisine girdiler.
Ama benim milletimin feraseti vardır ve bu ferasetle değerlendirir ve bu oyuna da inşallah gelmeyecektir ve 12 Haziran'da da en güzel cevabı da verecektir. Dün bunu Bayburt'ta gördüm, Gümüşhane'de gördüm. Yarın İstanbul'umuzun, seçim bölgemdeki Beykoz, Şile, Çekmeköy ve Sancaktepe'yi dolaşacağım. Buralarda halkımla iç içe olacağım. Yine seçim kampanyamızı yoğun bir şekilde devam ettireceğiz."
Erdoğan, "Aday gösterilmeyen milletvekilleriyle yenilen yemekten memnun musunuz?" sorusu üzerine de "Evet. Zaten bizim grubun katılımını gördünüz. Yüksek bir katılım vardı" dedi.