Erdoğan, partisince Sakarya'da düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, buradan tüm Sakarya'ya, Adapazarı'na, Akyazı'ya, Arifiye'ye, Erenler'e, Ferizli'ye, Geyve'ye, Hendek'e, Karapürçek'e, Karasu'ya, Kaynarca'ya, Kocaali'ye, Pamukova'ya, Sapanca'ya, Serdivan'a, Söğütlü'ye, Taraklı'ya, oralarda yaşayanlara sevgi ve selamlarını yolladığını söyledi.
Türk'ü, Kürt'ü, Çerkez'i, Abhaz'ı, Gürcüsü, Adige'si, Manav'ı, Boşnak'ı, Pomak'ı, Tatar'ı, Roman'ı herkesle bir olduklarını, yaratanı yaratılandan ötürü sevdiklerini kaydeden Erdoğan, hoşgörü şehri ve farklılıkların nasıl bir zenginlik güzellik oluşturduğunu görmek isteyenlerin Sakarya'ya gelmesi gerektiğini kaydetti.
Başbakan Erdoğan, "Gerçekten biz bu ülkede çok çileler çekenleri biliriz, çektiklerimizi biliriz. Biz, düşüncenin yasaklanması nedir çok iyi biliriz, bu ülkede inancın yasaklanması nedir çok iyi biliriz" şeklinde konuştu.
Elindeki dosyayı gösteren ve dosyada bu ülkede inançların nasıl yasaklandığının belgelerinin bulunduğunu ifade eden Erdoğan, "CHP'nin camileri nasıl kapattığının belgeleri burada. Benim Sakaryalı kardeşim bu CHP'ye mi oy verecek? Ne diyor beyefendi, 'Biz eski CHP değiliz, yeni CHP'yiz.' Senin bu kelime oyunlarına mı uyacağız. Senin geçmişin kim?" diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, CHP'li bakanların imzası ve İsmet İnönü'nün onayıyla Türkiye'de camilerin kapatıldığını, ayet, hadis ve ahlaki öğütleri içeren Arapça levhaların yasaklandığını, Sorgunlu Ahmet Taşkın tarafından yazılan İlmihal'in broşürünün toplatıldığını vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Babam bu yasaklardan dolayı kaçtı"
"Biz bunları babamızdan, dedemizden çok dinledik. Babam bu yasaklardan dolayı Rize'den kaçtı, İstanbul'a geldi. Ağabeyim önce Zonguldak, oradan Sakarya'ya gitti. Bu çilelerle adeta kovalamaca oynadı, okutturulmadılar, okuyamadılar, kümeslerde saklandıklarını anlattılar. Bu çileleri çektiler, biz bunları biliyoruz. Sakaryalılar'a, kardeşlerime gelin bu oyunu 12 Haziran'da beraber bozalım. Üstat Necip Fazıl ne diyor Sakarya Türküsünde: Vicdan azabına eş, kayna, kayna Sakarya.
Öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya. Artık biz bu ülkede parya olmayacağız, bu ülkenin öz evlatlarıyız. Bir avuç seçkin, bir avuç çete, bir avuç sermaye, bu ülkenin tüm kaynaklarını tüketirken, bütün enerjisini kullanırken, geriye kalanlara, millete 'siz uzak durun' dediler. 'Sen okuyamazsın, senin başörtün var, sen ancak temizlik yap' dediler, 'sen git süpürge al çaycılık yap' dediler. 'Senin neyine okumak, doktor olmak' dediler, 'idareye siz karışmayın' dediler, 'demokrasi sizin neyinize, özgürlük sizin neyinize, biz size gerektiği kadarını, daha doğrusu istediğimiz kadarını veririz' dediler.
'Mürteci' dediler, 'gerici' dediler, 'cahil' dediler, 'yoksul' dediler, 'işçi' dediler, 'köylü' dediler, 'taşralı' dediler. Güya bizi aşağılamak istediler. Bugün ne diyorlar "göbeğini kaşıyan adam', 'bidon kafalı', 'yüzde 60 aptal, beyinsiz' bu ifadeleri kullanıyorlar. Şahsımla alakalı ne dediler, 'muhtar bile olamaz' diye manşet attılar. Allah kuvvet kudret sahibi. Halkın ve Hakk'ın dediği oldu. Bugün artık millet, demokrasiye, özgürlüklere, hakkına ve hukukuna en güçlü şekilde sahip çıktı. Vesayet altında siyaset yapma dönemi bitmiştir. Bugün demokrasi anlam kazanmıştır, milli irade en güçlü şekilde işler hale gelmiştir.