Başbakan Erdoğan, kendi imzasıyla, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu'nun “yolsuzluk iddialarını” içeren mektubuna karşılık, bir mektup kaleme aldı.
“Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı, Sayın Genel Başkan... Bazı yolsuzluk iddialarına ilişkin olarak tarafıma göndermiş olduğunuz mektubu aldım” ifadesiyle başlayan mektubunda Başbakan Erdoğan, “Mektubunuzu, gerek üslup ve muhteva, gerek gönderilmesinin ardından basına ve kamuoyuna açıklanması yönüyle yolsuzluklarla mücadele ve yolsuzluklara karşı hassasiyet noktasında samimiyetten uzak bulduğumu öncelikle ifade etmek durumundayım” ifadelerine yer verdi.
Erdoğan, mektubunda şunları kaydetti:
“Hatırlarsanız, söz konusu iddiaları Türkiye Büyük Millet Meclisinde ortaya attınız ve üzerinden dakikalar geçmeden, belgeleriyle, delilleriyle iddialarınızı çürüttüm. Sonraki süreçte de Kayseri Büyükşehir Belediyemiz başta olmak üzere, asılsız iddialarla töhmet altında bırakılan taraflar, iddiaların ne kadar çürük ve mesnetsiz olduğunu defaatle kamuoyuna açıkladılar. Her iddianın çürütülmesinin ardından ortaya atılan yeni iddialar da ciddiyetle takip edildi ve onlar da anında delilleri de gösterilmek suretiyle yalanlandı. Dahası, mesele yargıya intikal etti ve sizin defter olarak nitelendirdiğiniz kağıt parçası da diğer tüm deliller ve belgelerle birlikte yargıya teslim edildi.”
“Devlet adamı ciddiyeti...”
Yargıyı yok hükmünde görüp, yargısız infazda bulunmanın, hukuk devleti anlayışıyla da devlet adamı ciddiyetiyle de bağdaşmayacağı görüşünü ifade eden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Sayın Genel Başkan, delilleri sabit olmadan, bir Büyükşehir Belediyesini ve Büyükşehir Belediye Başkanını, kamu yöneticilerini ve siyasileri töhmet altında bırakmanın ne denli büyük bir haksızlık örneği olduğunu eminim ki sizler de takdir edersiniz. Daha da ötesi, iddialar tek tek çürütüldüğü, delilleriyle yalanlandığı halde bu iddiaları sürdürmenin, gerektikçe çekmeceden çıkarıp gündeme sürmenin faydasız bir siyaset tarzı olduğu aşikardır.
Ak Parti, kurulduğu günden itibaren, siyaset kurumunun en güvenilir kurum olması, siyasetçilere güven katsayısının yükselmesi için azami gayret göstermiş, bunda da büyük başarı kaydetmiş bir partidir. Bakınız girdiği beş seçimden de başarıyla çıkan bir partinin genel başkanı olarak size bir dost tavsiyesinde bulunayım: Siyasette ağırlık ve ciddiyet sahibi olabilmenin ön koşulu ciddi konularla ilgilenmek ve halkın sorunlarını çözecek yaklaşımlara yoğunlaşmaktır.
Ağız dolusu laf edip hiçbir şey söylememek, sabah söylediğinden akşam çark etmek, ucuz polemiklerle gündem oluşturmaya çalışmak, aslı astarı olmayan iddialar da bulunmak, siyasette anlık ve sahte başarılar getirir. Uzun soluklu ve sahici başarılar, samimi ve tutarlı olmakla, ortaya bir vizyon ve özgün politikalar koymakla mümkündür. İşportacı mantığıyla siyaset yapanlar, ucuz hafiyeliğe soyunanlar, günü kurtarmanın derdine düşenler, hiçbir zaman kalıcı başarılar elde edemezler, milletin gönlünde taht kuran bir lidere dönüşemezler. Türkiye siyaseti, ne yazık ki, mesnetsiz iddialar ortaya atan, iddiaları çürütüldüğünde yüzü kızarmayan siyasetçiler tarafından yıpratılmıştır. Pişkinlik, toplumun farkındalığıyla ve basiretiyle dalga geçmektir.”
“...özlemimiz”
Aziz milletin, engin feraseti ve basiretiyle olup biteni, her şeyi layığıyla değerlendirdiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, mektubunun son bölümünde şunları ifade etti:
“Halkımız, doğru konuşmayan, masum insanlara kirli iftiralar atan ve yüzü kızarmayan siyasetçilerden yaka silkmiş, son dönemdeki her seçim ve halk oylamasında da bu tepkisini sandıkta dile getirmiştir. Halkımız, iktidarda görmekte olduğu, dürüst, güvenilir, hakkı savunan ve doğruyu eğilip bükülmeden her platformda cesaretle dile getiren siyasetçi profilini, en az aynı kalibrede Anamuhalefet ve muhalefette de görmek istemektedir.
Zat-ı Alinizin Genel Başkanlığında girilen 2010 halk oylamasının ve 2011 genel seçimlerinin sonuçları, her şeyden önce işte milletimizin bu mesajlarını haizdir. Parti ve yönetim olarak milletin verdiği mesajları doğru okumanızı tavsiye ediyorum. Seçimden önce büyük iddialarla bina ettiğiniz siyaset tarzınız, ne hukuken netice verdi, ne de siyaseten size bir başarı getirdi. Milletimizin kahir ekseriyeti, sizin bu siyaset tarzınıza güvenoyu vermediği gibi, iddialarınıza da prim vermedi.
Yapıcı bir üsluba, yapıcı eleştirel bakışa, milletimizin hamurunda bulunan edep ve haya vasıflarına sahip, çark etmeyen, doğru konuşan, masum insanlara iftira atmayan bir muhalefet özlemi, biliniz ki milletimiz kadar bizim de özlemimizdir. Yolsuzluklara yönelik hassasiyetinizin öncelikle kendi teşkilatınıza ve partinize matuf iddialarda müşahhas hale gelmesini gönülden temenni ediyorum.
Kamuoyuyla paylaşacağınız iddiaların, sağlam, delilli, mesnetli olması için daha büyük çaba göstereceğinize inanıyor, bugüne kadar sizi yanıltan kılavuzlarınızı bir kez daha sorgulamanız dileğiyle hayırlı işlerinizde başarılar diliyorum.”
AA