Hürriyet gazetesi yazarı Abdulkadir Selvi'nin 'Erdoğan’ın rakibi kim olacak?' başlıklı bugünkü yazısı şöyle:
AKŞENER İSMİ TELAFFUZ EDİLİYOR, CILIZ BİR KESİM BAŞBUĞ'U İSTİYOR
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın, 'Saatleri Ayarlama Enstitüsü' gibi siyasetin saatleri de 2019 seçimlerine ayarlandı. Tüm hesaplar 2019’daki Cumhurbaşkanlığı seçimine dönük yapılıyor. Muhalefette tüm hesaplar Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın karşısına çıkarılacak aday için yapılıyor. Bir grup, sağ seçmenden oy alma adına Meral Akşener ismini telaffuz ediyor. Cılız bir kesim eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’u istiyor. Eski CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın Kılıçdaroğlu’na, “Cumhurbaşkanı adayı ol” çağrısı da siyaset kulislerinde “Deniz Baykal, cumhurbaşkanı adayı olmak istiyor” diye yorumlanmıştı. İlhan Kesici’yi de unutmamak lazım. Cumhurbaşkanlığı seçimine henüz süre var. Bakarsınız bizim sol araya araya Macron’unu bulur. Ama benim asıl yazmak istediğim nokta farklı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’dan İstanbul’a yürüyüşünü başarıyla tamamlayınca bazı meslektaşlarım, “Kılıçdaroğlu cumhurbaşkanı adayı” diye yazdı. Ben de Kemal Bey’in beyanatlarını alt alta toplayıp, Kılıçdaroğlu aday olmayacak çünkü o bir parti genel başkanının cumhurbaşkanı adayı olmasına karşı diye yazmıştım. Hatta işi bir adım daha ileri götürüp, Erdoğan’a karşı Macron aranıyor diye eklemiştim.
İŞİN İÇİNE BİR FRANSIZ SOSU KATMAK HEYECANLI GELMİŞTİ
Macron genç, dinamik ve umut veren görüntüsüyle Fransa’da mevcut partilerin adaylarını geride bırakıp Fransa Cumhurbaşkanlığı’nı göğüslemişti. Bizde de mevcut partilerin Erdoğan karşısında başarısız olacağı belli olduğu için, işin içine bir Fransız sosu katmak heyecanlı gelmişti. Macron formülü benim siyasi fantezim değil, Erdoğan karşıtı bir kesimin özlemiydi.
Yazı bir tartışma başlattı ama AK Parti cephesinden “Senin tezine katılmıyoruz” itirazları geldi. Benim bu konularda bir kompleksim yok. Fikri takibi önemserim. Doğru bilgiye ulaşmaya çalışırım.
AK PARTİ CEPHESİ
AK Parti cephesindeki ağırlıklı değerlendirme, Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adayı olacağı yönünde.
Tezleri şöyle: 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ın karşısına çatı adayı çıkarmışlardı. Liderlerin kendisi için değil, başkası için oy istemesi siyasette çok geçerli bir yöntem değil. O nedenle Ekmeleddin İhsanoğlu formülü tutmadı.
Adalet yürüyüşü ile Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanlığı’ndan muhalefetin ortak liderliğine yükseldi. Siyasi muhalefet lideri olmaktan toplumsal muhalefetin lideri konumuna yükseltiliyor. Kılıçdaroğlu, CHP kimliğinden öte bir yere oturtulmaya çalışıyor.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu kez hedef, ilk turda Erdoğan’ı seçtirmemek. Onun için bu kez HDP’ye de aday çıkartmayıp, Kılıçdaroğlu’nu ortak aday yapmayı planlıyorlar.
İktidar cephesinden görünen fotoğraf bu. Bir de bu fotoğrafın yorumu var. “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısına Kılıçdaroğlu’nu çıkarırlarsa, AK Parti seçmeni ‘Erdoğan mı, Kılıçdaroğlu mu’ tercihinde Erdoğan diyecek.” Bu soru önemli. Ama bu sorunun neden sorulduğu daha önemli. 16 Nisan referandumunda AK Parti seçmeninin yüzde 5’inin evet oyu vermediği ortaya çıktı. Bu sonuç, Cumhurbaşkanlığı seçiminde benzer bir durum yaşanır mı kaygısını gündeme getirdi. Referandumdan sonra yapılan araştırmada AK Parti seçmeninin “Bizim itirazımız yeni sisteme. Cumhurbaşkanlığı seçiminde ise oyumuz Erdoğan’a” eğiliminde olduğu tespit edildi. Bu sonucu sağlama almak için “AK Parti seçmeni Erdoğan mı, Kılıçdaroğlu mu der” sorusu ortaya atıldı.
KILIÇDAROĞLU NE DEDİ?
Bir de MHP seçmeni var. Anayasa referandumunda MHP seçmeninin yüzde 38’i destek vermişti. MHP seçmeninin ilginç bir eğilimi var. 2014 seçimlerinde çatı adayı çıkarılmasına rağmen MHP seçmeninin üçte biri Erdoğan’ı desteklemişti.
O nedenle sorunun ikinci ayağı MHP seçmeniyle ilgili. “MHP seçmeninin bir kısmı Kılıçdaroğlu mu diyecek yoksa Erdoğan’ı mı tercih edecek?”
KILIÇDAROĞLU ADAY MI OLACAK DİYE DÜŞÜNMEYE BAŞLADIM
Sorular önemli. Ama Kılıçdaroğlu’nun aday olup olmayacağı daha önemli bir konu.
Bu değerlendirmeleri Kılıçdaroğlu ile paylaştım. “Sizin açıklamalarınız ışığında ben, Kemal Bey aday olmayacak diye yazdım” dedim.
Haklısın, doğru olan senin yazdığın demedi. “Bakalım” dedi. Kapıyı kapatmadı. Kılıçdaroğlu’nun yaklaşımı kafamı karıştırdı. O tarihten itibaren yoksa Kılıçdaroğlu aday mı olacak diye düşünmeye başladım.