"Erdoğan'ın tutum değişikliği kaygılandırıyor"

LONDRA(ANKA) – Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın politikaları, The Economist dergisinde çok eleştirisel bir analizde konu oldu. Erdoğan'ın son dönemde "kaygı verici" bir tutum takındığını, reformlar için artık çaba göstermediği öne sürülen analizde "Sayın Erdoğan, giderek daha otokratik ve gerçeklerden kopuk gibi görülüyor. Ve hem parti içinde hem de dışında inandırıcılığı olan siyasi rakipleri bulunmadığı için bu, Türkiye'nin durgun ve başı boş, AB üyeliğinden her zamankinden daha uzak gibi gözükmesine yol açıyor" iddiasında bulundu.

Reklam
Reklam

The Economist dergisi son sayısında "Kaygılandıran Tayyip Erdoğan" başlıklı analizinde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın tutumunun son dönemde endişe yarattığını savunarak "Türkiye'nin başbakanı, ülkeyi Avrupa'ya daha yakınlaştırmak için bir zamanlar büyük reformlar vaat etmişti. Artık reform için çaba gösterdiği gibi görünmüyor" diye yazdı.

"HANGİ ERDOĞAN?"

AKP'nın kapatılmaktan kıl payı ile kurtulduktan sonra en büyük soru işaretinin Erdoğan'ın izleyeceği çizgi olduğunu kaydeden dergi, Erdoğan'ın, reformları ile AB müzakerelerinin başlamasına katkıda bulunan, ideolojik davranmayan pragmatik lider mi, yada türban yasağını kaldırmaya çalışarak orduyu "provoke eden dogmatik" lider mi? olacağı tartışıldığını anımsattı.

"Türkiye'yi, Erdoğan'ın hangi versiyonunun yönettiği" meselesinin, Güneydoğu'da artan şiddet ve hükümetin finansal piyasaları dünya türbülansından korumaya çalıştığı bu dönemde daha acil bir konu hale geldiğini kaydeden dergi, şöyle devam etti:
"Kaygı verici bir biçimde bunun yanıtı sanki ikinci versiyondur. Sayın Erdoğan, giderek daha otokratik ve gerçeklerden kopuk gibi görülüyor. Ve hem parti içinde hem de dışında inandırıcılığı olan siyasi rakipleri bulunmadığı için bu, Türkiye'yi durgun ve başı boş, AB üyeliğinden her zamankinden daha uzak gibi gözükmesine yol açıyor."

Reklam
Reklam

"AMERİKA TÜRKİYE'NİN GÜVENİRLİĞİNİ SORGULUYOR"

The Economist, Başbakan Erdoğan'ın "tuhaf" olarak nitelendirdiği davranışının ABD'ye yaptığı son gezi sırasında gözlerin önüne serildiğini savunurken de, Erdoğan'ın İran nükleer programına ilişkin sorularına verdiği "nükleer silahları olanlarının başkalarına almayın demeye hakkı bulunmadığı" yolundaki açıklamasına dikkat çekerek, bu değerlendirmenin, tezkere olayını unutmayan "Amerikan yetkililerinin hoşuna gitmediği" yorumunu da yaptı.

İran ile son olarak yapılan gaz anlaşmasının da yardımcı olmadığını öne süren İngiliz dergisi, Türkiye'nin, Irak ve Afganistan için sağladığı tüm desteğe karşın "Amerika'nın, Türkiye'nin bir Batı müttefiki olarak güvenirliğine ilişkin yeni soruları sorduğu"nu da iddia etti.

Analizde, Amerika'daki Ermeni diasporasının taleplerine ilişkin diğer bir fırtına bulutunun oluşmaya başladığına işaret edildi ve "Türkiye'nin, kısmen Obama yönetiminin ‘soykırımı' tanımasının engellenebileceği umutlarından kaynaklanan, son dönemdeki Ermenistan ile barışma çabalarında, bir ilerleme katetmediği görünüyor" görüşünü dile getirdi.

Reklam
Reklam

"ERDOĞAN EN ÇOK KAYGIYI YURT İÇİNDE YARATIYOR"

"Ancak sayın Erdoğan en çok kaygıyı yurt içinde yaratıyor" ifadesini kullanan dergi, kapatma davasının sonuçlanmasından sonra uzun bir süreden beri ertelenen siyasi ve ekonomik reformların gerçekleştirileceği umutlarına karşın Erdoğan'ın "Giderek artan sert bir milliyetçi çizgiyi benimsediği"ni yazdı. Erdoğan'ın Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile bir "anlaşmaya vardığı" iddialarına da dikkat çekilen analizde, Erdoğan'ın yeni yaklaşımının özellikle tartışmalı Hakkari konuşmasında çok açık bir biçimde ortaya çıktığını savundu.

The Economist, Erdoğan'ın artık PKK ile mücadelede orduya "daha çok hareket özgürlüğü"nü sağladığını da öne sürdüğü analizinde, Erdoğan'ın, bir gazetede Aktütün saldırısına ilişkin olarak yayınlanan iddiaları araştırma talimatını vermemeyi tercih ettiğini, "Yardımcılarının da sızdırılan istihbarat belgeleri konusunda İsrail ve CIA'yi sorumlu tuttukları bildirildiği"ni de belirtti.

"ERDOĞAN'IN EN SADIK DESTEKÇİLERİ LİBERALLER HOMURDANIYOR"

Reklam
Reklam

Bu arada, yeni anayasa hazırlama çalışmaların durduğunu, polise ilişkin işkence iddiaları ile yargı dışı öldürmelerine ilişkin duyumların arttığını belirten dergi, şöyle devam etti: "Bir zamanlar sayın Erdoğan'ın en sadık destekçileri olan Türkiye'nin liberal aydınları ve Avrupa Komisyonu homurdanıyor. Sayın Erdoğan'ın yanıtı da, bazı başbakanlık muhabirlerinin akreditasyonunu iptal etmek oldu. Bütün bunlar, Türkiye'nin kulübe katılmasını hiçbir zaman istemeyen AB üyelerine daha fazla malzeme sağlıyor."

The Economist, Erdoğan'ın seçim zaferinin büyük ölçüde dönemindeki "görülmemiş ekonomik istikrardan kaynaklandığı"nı vurgularken de İMF reçetelerine sıkı bir biçimde uyarak yabancı sermayenin önemli ölçüde artmasının, enflasyonun düşmesinin, bütçe açığının azalmasının sağlandığını kaydetti.

IMF ANLAŞMASI KONUSU BELİRSİZLİĞİNİ KORUYOR

Ancak yeni bir IMF anlaşmasının konusunun hala belirsizliğini koruduğuna da dikkat çekildiği analizde, son dönemde yabancıların çekilmesi, lira değerindeki düşüş, büyümenin azalması gibi gelişmeleri vurgularken Türkiye'nin büyük cari açığının ülkeyi çoğu yükselen ekonomilerden daha kırılgan hale getirdiği yorumunu da yaptı.

Reklam
Reklam

Türkiye'nim şimdiye kadar dünya finansman rahatsızlığından göreli olarak pek etkilenmemesine karşın İstanbul'daki bir bankacının "virüsü kapmasının sadece bir zaman meselesi olduğu" sözlerini de aktaran dergi, "Erdoğan'ın destekçilerinin ise, hükümetin hareketsizliğinin büyük ölçüde gelecek yıldaki yerel seçimden kaynaklandığını söyledikleri"ni kaydetti.
Dergi, bu bağlamda AKP'li Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt'un "Yerel seçim bittiğinde eski AK Parti'yi göreceksiniz" ifadesini de aktardıktan sonra "Ancak bu tür vaatler, artık pek inandırıcı gibi gelmiyor" değerlendirmesini yaptı.