Ergene Nehri'ndeki kirliliğin "yapay sulak alanlar" kurularak önlenmesi önerildi

Trakya Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Belgin Elipek: - "Mutlaka nehre atık deşarjının tamamen kesilmesi gerekiyor. Arıtma tesislerinin mutlaka çalıştırılması ve tesislerden çıkan arıtma sularının bitkilerden oluşan bir sulak alandan geçirilmesi gerekli" - "Suları basit bir arıtım yöntemiyle temizledikten sonra bu tarz sulak alanlardan geçirirseniz bitkiler buradaki suyun tortusunu, zehirli maddesini alıkoyacaklardır ve suyun daha temiz bir şekilde ekosisteme dönmesini sağlayacaklardır"

EDİRNE (AA) - GÖKHAN ZOBAR - Trakya Üniversitesi Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Belgin Elipek, Ergene Nehri çevresindeki sanayi tesislerinin atık sularının arıtıldığı arıtma tesislerinden deşarj edilen suyun yapay sulak alanlardan geçirilerek temizlenmesi önerisinde bulundu.

Yıldız Dağları'ndan doğan ve ilk beslendiği kaynaklarda içilebilir düzeyde olan Ergene Nehri, yerleşim yerlerinden geçtiği alanlarda ise kirlenmeye başlıyor. Ergene Nehri, zaman zaman kirlilikle gündeme geliyor.

Reklam
Reklam

Kirliliğin önüne geçmek amacıyla çözüm önerisi ortaya koyan Elipek, AA muhabirine, Trakya'nın en önemli su kaynaklarından biri olan Ergene'nin kirlilikle anıldığını söyledi.

- "Ergene'nin diğer nehirlerdeki gibi bir ekosistem dengesine sahip olması lazım"

Kirlilik nedeniyle nehirden içme, kullanma ve tarımsal sulama anlamında çok fazla yararlanılmadığını belirten Elipek, "Bu durumda o su bizim için yok demektir. Ergene'nin tekrar nehir statüsünü kazanması için diğer nehirlerdeki gibi bir ekosistem dengesine sahip olması lazım. İçerisinde organizmaların bulunması, oradaki canlıların ekosistem dengesi içinde yaşıyor olması gerekir." dedi.

Elipek, nehirde su kalite değerlerinin düşük olduğunu ve renginin sürekli değiştiğini söyledi. Nehre atık bertarafının önlenmesi gerektiğini dile getiren Elipek, "Mutlaka nehre atık deşarjının tamamen kesilmesi gerekiyor. Arıtma tesislerinin mutlaka çalıştırılması ve tesislerden çıkan arıtma sularının bitkilerden oluşan bir sulak alandan geçirilmesi gerekli. Böylece deşarj edilen su içerisinde bulunan ağır metal ve besin tuzları gibi pek çok unsurun o bitkilerin bünyesinde toplanması gerekiyor." diye konuştu.

Reklam
Reklam

- "Yapay sulak alanlar kirliliğin azalmasına önemli katkı sağlayacak"

Prof. Dr. Elipek, arıtma tesislerinden nehre salınan suyun kamışlardan oluşan yapay sulak alanlardan geçirilmesinin suda bulunan tortu ve ağır metallerin nehre karşımasını önleyebileceğini ifade etti.

Yapay sulak alanlardan geçirilerek temizlenen suyun kirliliğin azalmasına önemli katkı sağlayacağını anlatan ​​​​​​​Elipek, şunları kaydetti:

"Özellikle yapılan bilimsel çalışmalarda sulak alanlarda bulunan saz, kamış ve kargılar gibi bitkilerin tortuları, zehirli maddeleri ve hatta ağır metalleri bile bünyelerinde tutma eğiliminde olduğu gözlemlenmiştir. Dolayısıyla suları basit bir arıtım yöntemiyle temizledikten sonra bu tarz sulak alanlardan geçirirseniz, bitkiler buradaki suyun tortusunu, zehirli maddesini alıkoyacaklardır ve suyun daha temiz bir şekilde ekosisteme dönmesini sağlayacaklardır. O yüzden önerim, arıtma tesislerinden çıkan suların yapay sulak alanlar oluşturularak bu alanlardan geçirilmesi. Tabii bu sazların belli ömürleri var, daha sonra ömrünü dolduran sazlar kesilerek bir başka endüstri alanında kullanılabilirler. Kesilen sazların yerine yeni sazlar çıkmaya devam edecektir."

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: