Ergenekon davasında tanık olarak dinlenen Burhan Yılmaz, Ergenekon soruşturmalarının açılmasına neden olan ve sanık Oktay Yıldırım'a ait olduğu ileri sürülen 27 el bombasının bulunduğu gecekonduda yapılan aramalarla ilgili bilgi verdi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının 232.i duruşmasına Mustafa Balbay, Veli Küçük, İbrahim Şahin ve Tuncay Özkan'ın da aralarında bulunduğu 39 tutuklu sanık katıldı. Ergenekon davasından tutuksuz olan ancak Odatv davasından tutuklu yargılanan sanık Yalçın Küçük de tutuklu sanık bölümünde yer aldı. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Hurşit Tolon, Levent Ersöz, Doğu Perinçek ve Danıştay saldırısı tetikçisi Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 26 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı.
Ergenekon soruşturmasının başlamasına neden olan ve 12 Haziran 2007 tarihinde Ümraniye'de ele geçirilen 27 adet el bombasının bulunduğu gecekondunun ön tarafındaki büfede çalışan Burhan Yılmaz, tanık olarak dinlendi. Bombaların bulunduğu gecekondunun Mehmet Demirtaş'ın kayınpederine ait olduğunu belirten Yılmaz, gecekonduda ise Demirtaş'ın yeğeni olan davanın tutuksuz sanığı Ali Yiğit ile soruşturmaların başlamasına neden olan ihbar mektubunun sahibi olan babası Şevket Yiğit'in birlikte kaldıklarını anlattı. Yılmaz, "Ali Yiğit, dayısı olan Mehmet Demirtaş'ın manavında çalışıyordu.." dedi.
Mehmet Demirtaş'ın daha önce işlettiği otogaz istasyonunda da çalıştığını anlatan Yılmaz, el bombalarının sahibi olduğu iddia edilen emekli Astsubay Oktay Yıldırım'ın bu istasyona ara sıra geldiğini söyledi. Oktay Yıldırım'ın büfeye de 5-6 kez geldiğini anlatan Yılmaz, "Ali Yiğit ve Mehmet Demirtaş, Oktay Yıldırım'a 'komutanım' diye hitap ediyorlardı. Demirtaş ve Yıldırım çay içerken kendi aralarında konuşurlardı. Ancak ne konuştuklarını duymadım.'' ifadelerini kullandı.
Mahkeme Başkanı'nın soruları üzerine Yılmaz, el bombalarından haberi olmadığını, gecekonduya nasıl getirildiği konusunda da bilgisi olmadığını söyledi. Yılmaz, Ali Yiğit ile aynı evde kalan babası Şevki Yiğit'in de kendisine bombalardan söz etmediğini belirtti.
Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in evde yapılan aramalara ilişkin bilgi vermesini istediği Yılmaz, arama yapılmadan 15 gün önce Ali Yiğit evden taşındığını söyledi. Arama gününün sabahı saat 10.00-11.00 arasında bir gürültü koptuğunu ve polislerin geldiğini belirten Yılmaz, "Bahçeyi aradılar. Bana karışmamamı, yerimde oturmamı söylediler. Amirlerine çay yaptım. Mehmet Demirtaş'ı aradım, geldi. Ali Yiğit de tesadüfen oradan geçiyormuş. 'Anahtarı getireyim kapıyı kırmayın' dedi. Yiğit anahtarı getirmeye gidince polisler çatıda 'bingo' dediler. Ellerinde bir poşet içinde kutu vardı. El bombası olduğunu daha sonra gazetelerden öğrendim. Bombaları daha önceden görmedim. Saat 2-3 gibi polislerin işi bitti. Ertesi gün Ali Yiğit'i tatbitaka getirdiler. Sonra da köpeklerle gelip arama yaptılar. Beni de emniyete götürdüler." diye konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz