Ergenekon sanığı Vural: Her istihbarat teşkilatında takip ve dinleme yapılır

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen İkinci Ergenekon davasının öğleden sonraki bölümünde Hakan Akdoğan'ın savunması...

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen İkinci Ergenekon davasının öğleden sonraki bölümünde Hakan Akdoğan'ın savunması alındı. Akdoğan, iddia edilen Ergenekon terör örgütü ile ilişkisinin, tutuklu sanık İbrahim Özcan ile bir telefon görüşmesine dayandırıldığını savundu.

Akdoğan, "İbrahim Özcan ile tanıştığımızda bana yardımcı olacağını söylemişti. Yaylaya giderken yaylaların yabani hayvanlar nedeniyle tekin olmadığını söylediler. Ben de Özcan'dan bir av tüfeği bulup bulamayacağını sordum. O da 'Bir daha beni böyle konularla alakalı olarak arama' dedi. Bir daha kendisini görmedim." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Bir yakınının, kendisi için silah bulup bulamayacağını sorduğunu da belirten Akdoğan, "Paraya ihtiyacım olduğu için bulabileceğimi söyledim ama bulamadım." diye konuştu. Başkan Özese'nin, "2000 yılından bu yana değişik suçlardan dolayı sabıkası bulunduğunu hatırlatması üzerine Akdoğan, bu sabıka kaydının kendine ait olduğunu söyledi.

Tutuksuz sanık emekli albay Hüseyin Vural Vural da savunmasını salondaki perdeye yansıtarak sundu. Deniz Kuvvetleri’ne uzun yıllar hizmet verdiğini ve MİT'te de görevlendirildiğini belirten Vural, 9 Eylül 1980 tarihinde 12 Eylül darbesinden 3 gün önce MİT’te görevliyken 46 yaşında, verdiği dilekçe ile emekliye ayrıldığını söyledi. Emekli deniz kıdemli kurmay Albay olduğunu belirten Vural, "78 yaşında, terör örgütü üyeliğiyle yargılanmaya başladıktan 3 yıl 3ay 2 gün sonra hakim karşısındayım. Öncelikle hakkımdaki suçlamaları reddediyorum." ifadesini kullandı.

Soruşturma aşamasında 7 Ocak 2009 tarihinde göz atına alındığında iki cep telefonuna el konulduğunu anlatan Vural, "Bu iki telefon bana 16 Ocak 2009 tarihinde Terörle Mücadele Şubesi’nde iade edildi. İstihbaratçı olduğum için telefonlarımı inceledim. Birisinde bir şey yoktu. Diğerinde ise kayıtlı 347 telefon numarası olmasına rağmen 1205 kayıt ile karşılaştım. 858 tane tanımadığım telefon numarasının sim kartıma kopyalandığını fark ettim. Bu sayı nasıl olduysa iddianamede da 1320’ye çıkmış." dedi.

Reklam
Reklam

Hüseyin Vural Vural, kendisine iade edilen bu iki cep telefonunu mübaşir aracılığıyla mahkeme heyetine göndererek "İade edildikten sonra bu telefonları hiç kullanılmadım. İnceleme yapılmasını ve cep telefonuna nerede, ne zaman yükleme yapıldığının tespit edilmesini istiyorum." şeklinde konuştu.

Evinin 7 Ocak 2009 tarihinde saat 07.00’de polisler tarafından basıldığını belirten Vural, "Kıyafetleri pek de düzgün olmayan polislerden Ergenekon Terör Örgütü sözünü duyunca kapıyı hızla kapadım. 15-20 saniye düşünüp, kendime bir hareket tarzı belirleyip kapıyı açtım. Israrla arama kararları olup olmadığını sordum, gösterdiler. Arama kararında ‘Ümraniye’de bulunan el bombalarından, Danıştay saldırısına iştirakten ve Ergenekon terör örgütüne üyelikten şüpheli olduğum’ yazıyordu. Şahsıma yöneltilen Ergenekon terör örgütü üyeliği iddiası bana göre bir safsatadır. Ben böyle bir çeteyi ne duydum, ne de üyesi oldum. Ben denizaltıncı olduğum için torpido, top, tüfek bilirim ama el bombasını hayatımda hiç kullanmadım, görmedim." iddiasında bulundu.

Reklam
Reklam

Savunmasında sık sık istihbaratçı olduğunu tekrarlayan Vural "Bir istihbarat teşkilatında takip ve dinleme mutlaka yapılır. Aksi halde hainleri, başkalarına çalışanları bulamaz, tespit edemezsiniz." dedi. Saat 17.15'te Vural'ın savunmasına ara verilen duruşma, yarına ertelendi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz