Ergenekon’dan tutuklanan, Erzincan eski Jandarma Komutanı’nın, cemaat soruşturması nedeniyle ’Ergenekoncu’ denilerek başsavcıyla birlikte tutuklanacağını, tam bir yıl önce ilgili kurumlara bildirdiği ortaya çıktı
Erzincan Başsavcısı İlhan Cihaner ile dönemin Erzincan Jandarma Alay Komutanı Albay Recep Gençoğlu’nun Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanmasına yol açan yargı savaşı, iki gazetecinin kitabına konu oldu. Gazeteci İsmail Saymaz’ın “Postmodern Cihat”, gazeteci İlhan Taşçı’nın “Cüppeli Adalet” adlı kitaplarında çarpıcı yeni bilgi ve belgeler bulunuyor.
İsmail Saymaz’ın, “Postmodern Cihad” kitabındaki ’gizli’kodlu bir belge öne çıkıyor. Eski Erzincan, yeni Eskişehir Jandarma Komutanı Gençoğlu, tutuklanmadan önce kendisinin ve Cihaner’in Ergenekon soruşturması kapmasında hedef alındığını bir yıl öncesinden devlet kurumlarına bildirdi. İsmailağa cemaati soruşturmasının Erzurum’a gönderilmesinden hemen sonra, 1 Nisan 2009’da, yazılan yazıdan bir yıl sonra da hem Gençoğlu hem de Cihaner, Ergenekon soruşturmasında tutuklandı. Gençoğlu ile Cihaner, Kasım 2007’de başlayan İsmailağa soruşturmasını birlikte yürütmüştü. Bu soruşturma kapsamında, 23 Şubat 2009’da cemaatten 9 kişi tutuklanmış, dosya 18 Mart 2009’da Erzurum Özel Yetkili Savcısı Osman Şanal’a gönderilmişti. Aradaki 23 günlük süreçte, yapılan telefon dinlemelerinden yola çıkan Albay Gençoğlu, 1 Nisan 2009’da, Cihaner ile Jandarma Genel Komutanlığı ile Erzurum Bölge komutanlıklarına ’gizli’ bir yazı gönderdi. Başsavcı Cihaner’in HSYK’ya ve Adalet Bakanlığı’na ilettiği yazıda, şöyle denildi:
“Operasyon sonrasında 9 şahsın tutuklanmasının cemaat içerisinde büyük huzursuzluk yarattığı, faaliyetin Ergenekon soruşturmasına misilleme olarak yapıldığının yorumlanması sebebiyle, İsmailağa cemaatine mensup bazı şahısların başta Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ve İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay Recep Gençoğlu olmak üzere, tahkikatı yürüten rütbeli personellere yönelik ’iftira ve karalama’vb. tarzda kampanya başlatacakları bilgisinin alındığı...”
Tutuklama ’Tarikatlara dokunma’ mesajı
Saymaz’ın kitabında Cihaner’in, cezaevine gönderilen sorulara verdiği yanıtlardan oluşan bir röportajı da yer alıyor. Cihaner özetle şunları anlatıyor:
* Tutuklanmam ile hakim ve savcılara, suç işleyen tarikat ve cemaatlere, muktedirlere dokunmayın şeklinde çok güçlü bir mesaj verilmiştir.
* Tutuklanmamın nedeni tabii ki cemaat soruşturmaları ve İliç’teki soruşturmalardır. Ayrıca daha büyük bir komplonun ipuçlarını yakalamış olmam.
* Benim soruşturmalarım 2007’de, İrticayla Mücadele planları 2009’da oluşturulmuş.
* Silah koyma niyetinde olsaydım İsmailağa soruşturmasında yapardım.
* Gülen soruşturmasını emniyetle yapmaktayım. Jandarma ya da MİT’e verilmiş görev yoktur.
Asıl mesele parasal ilişkiler ve dengeler
İsmailağa cemaatinin ayrıntılı olarak irdelendiği İlhan Taşcı’nın kitabında ise, cemaatin Başbakanlık düzeyinde ilgi görmesinin nedeninin yalnızca siyaset ile tarikat ilişkisinin değil asıl öne çıkanın ‘parasal ilişkiler ve dengelerin’ belirleyici olduğunun altı çiziliyor. Kitapta dikkat çekenler şöyle:
* Cihaner, Ankara Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan, Gülen dosyasını; Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı’ndan Kayseri’deki Işıkevleri dosyasını istedi. Ardından tüm bankalara 26 Mayıs 2009 tarihinde bir yazı yazarak, Fethullah Gülen cemaatine yakın isimler listesini iletip bu kişilerin son 5 yıllık hesap hareketlerini istedi.
* Özel yetkili savcı Osman Şanal’ın Cihaner’in tutuklanmasından önce yaptığı arama kararı yanlış çıkarıldı. Şanal’ın 16 Şubat sabahı elinde taşıdığı arama ve gözaltı kararından 1 gün önce çıkarılan karardaki hatalar üzerine mahkeme tarafından iptal edildi.
* Arama kararında, Cihaner’in makam arabasının aranması da yer alıyordu. Ancak bu resmi araç o hafta, başka bir soruşturma nedeniyle bölgede bulunan bir Adalet Başmüfettişi tarafından kullanılıyordu.
İşte o diyaloglar:
Saymaz’ın kitabında geçen ve Albay Gençoğlu’nun yazısına kaynak oluşturan telefon görüşmeleri şunlar:
* İsmailağa’nın Erzurum sorumlusu Ş.G. ile Ş.K. arasındaki 23 Şubat 2009 tarihli görüşme:
Ş.G: Şimdi bu olay arkası Ergenekon devamı onları sıkıştırınca bastırıyorlar seçim arifesi AKP’yi vurmak istiyorlar bizim için AKP si veya başka bir şey umrumuz da değil
Ş.K: Yani
Ş.G: Ben sizden şunu rica edecem biz arkadaş arasında yapacağız AKP nin bütün milletvekillerini arıyalım bakın bizim üzerimizden sizi vuracaklar.
* İsmailağa üyesi işadamı M.Ç. ile iktidara yakın bir medya grup başkanı olan A.A. arasında 10 Mart 2009’daki görüşme:
M.Ç: Şimdi geçen seferde paşaları içeriye almışlardı ya.. Genelkurmay toplanmıştı. ’Biz de onların jandarma mıntıkasından ne var ne yok onların üzerlerine gidelim’diye bir karar çıkmıştı.
A.A: Him
M.Ç: Şimdi JİTEM’le beraber oradan şey yaptılar şimdi haksız yere zülüm yapıyorlar ne yapmamız lazım?
A.A: Bi düşüneyim yarın bi konuşayım ona göre şey yapalım.(Vatan)