Ergin, “Bizim kararname taslağı kriterlere uygun hazırlanan taslaktır. Görüşmelerin sonuna doğru bu kriterlerle uyuşmayan talepler gelince bu kriterler hatırlatıldı. Bundan kaynaklı bir takım uyuşmazlık görüntüsü ortaya çıkmıştır” diye konuştu.
Bakan Ergin, Hakimevi’nde düzenlediği basın toplantısında 2010-2014 yıllarına ilişkin “Adalet Bakanlığı Stratejik Planı”nı açıkladı. Bakan Ergin, üç yıldır üzerinde çalıştıkları Stratejik Plan da Bakanlıkça, 2014 yılına kadar atılacak adımlarım, ayrıntılı bir biçimde yer almakta olduğunu söyledi.
“Önümüzdeki hafta başlayacak olan yeni adli yıl öncesinde, beş yıllık adalet politikamızı kamuoyuna sunmanın, özel bir önem taşıdığına inanıyorum” diyen Bakan Ergin, “Ülkemizde yıllardır; hakim ve savcılarımızdan avukatlarımıza, akademisyenlerimizden sivil toplum örgütlerine kadar çok geniş bir kesim tarafından yargının önemli sorunları olduğu sürekli dile getirilmiştir” dedi.
Adalet sistemine ilişkin sorunların, toplumun tüm kesimlerini ilgilendirmekte olduğunu vurgulayan Bakan Ergin, “Çünkü hukuk sistemindeki aksaklıklar kimi zaman ekonomik ve sosyal hayatın gelişmesini engellemekte, kimi zaman ise siyasal hayatın işleyişini etkilemektedir. Ülkemizdeki adalet sistemi, yıllardır tartışılmaktadır. Ancak sorunlar ve çözümler üzerinde maalesef tam anlamıyla bir uzlaşı sağlanamamaktadır. Genellikle sorunlara palyatif çözüm kolaycılığı ile yaklaşılarak, sadece bazı yönlerine odaklanılmaktadır” dedi.
-GÜVEN EREZYONU-
Yargıya ilişkin sorunların adalet sistemine yönelik “güven erozyonuna” neden olduğunu savunan Ergin şöyle konuştu:
“Oysa sağlam ve işleyen bir demokraside güven veren adalet sistemi, vatandaşların devlete itimadının sürdürülmesi açısından hayati önem taşımaktadır. Bu nedenle vizyonumuzu; ‘güven veren bir adalet sistemi’ olarak belirlemiş bulunmaktayız. Adalet politikasının genel işleyişinden sorumlu olan Bakanlığımızın, güvenin yeniden tesis edilmesine ilişkin sorumluluğu yerine getirmesi gerekmekle birlikte, bu görevi tek başına yerine getirmesinin kolay olmadığının farkındayız. Bu nedenle başta yargı kamuoyu, eğitimciler, hukukçular, sivil toplum örgütleri, vatandaşlar ve yasa koyucu olmak üzere toplumun tüm kesimlerinin çözüme yönelik çalışmalara katılımının önemli olduğu açıktır.”
-“ATAMA KARARNAMELERİ OBJEKTİF KRİTERLERE GÖRE HAZIRLANDI”-
Adalet sistemimizin sorunları arasında “yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı, mevzuat yetersizlikleri, iş yükünün fazlalığı, yargılamaların uzun sürmesi, hakim ve savcı sayısının yetersizliği ve alt yapı eksiklikleri”nin olduğunu anlatan Ergin, AKP iktidarı boyunca, yargıya ilişkin sorunların önemli ölçüde azaltılmış olduğunu öne sürdü. Bakan Ergin, yargı bağımsızlığının güçlendirilmesi için atılan adımları şöyle sıraladı:
“Türkiye Adalet Akademili kurulmuştur. Adalet Bakanının Cumhuriyet savcılarına talimat verme yetkisi kaldırılmıştır, yargı mensuplarının asıltım ihbar ve şikayetlerle rahatsız edilmesini önleyecek düzenlemeler yapılmıştır, yargı mensupları hakkındaki teftiş raporları şeffaf hale getirilmiş, itiraz ve dava açma imkanı suçlanmıştır, Atama kararnameleri objektif kriterlere göre hazırlanmış ve atama istatistikleri internetten yayınlamıştır.”
-“80 HEDEF, 327 STRATEJİ VAR”-
Stratejik Plan çalışmalarının temelinde “katılımcılığın” yer aldığı dile getiren Ergin, “Bilhassa belirtmek isterim ki; stratejik planın hazırlanma sürecinde, toplumun her kesiminin görüşlerinin yansıtılmasına büyük bir özen gösterilmiştir. Zira yargıya ilişkin sorunların çözümünde Bakanlığımız sorumlu olmakla birlikte, yargının diğer taraflarının katkılarını da önemsediğimiz için süreci birlikte planlamaya özen gösterdik” dedi.
Bakan Ergin, Stratejik Planda, 12 amaç, 80 hedef ve 327 strateji bulunduğunu belirterek, “Planımızın ana gövdesini oluşturan, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının güçlendirilmesi, yargının etkinlik ve verimliliğinin artırılman gibi bir çok amaç var” dedi.
Bugün referandum yoluyla gündeminde olan konuların, Türkiye’de yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının, Avrupa Birliği ülkelerindeki mevcut standartlara kavuşturulmasına ilişkin olduğunu dile getiren Ergin, “Reform anlayışımız, Stratejik Plandan da anlaşılacağı üzere çok kapsamlıdır. Stratejik Planda, HSYK ile ilgili amaçların yanında, yargının etkinlik ve verimliliğinin artırılmasına yönelik hedefler, adalet hizmetlerinde bilişim sistemlerinin kullanılmasına ilişkin hedefler, uyuşmazlıkların önlenmesi ve alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemlerine ilişkin hedefler de yer almaktadır” dedi.
-“YARGININ ADETA POZİTİF AYRIMCILIĞA TABİ TUTULDUĞUNU SÖYLEMEK MÜMKÜNDÜR”-
Yargının, AKP iktidarı döneminde “adeta pozitif ayrımcılığa tabi tutulduğunu söylemek mümkündür” diye konuşan Bakan Ergin, tüm çabalarının bağımsız ve tarafsız yargının oluşturulması olduğunu söyledi. Amaçlarının “herkes için eşit adalet ilkesi” olduğunu da sözlerine ekleyen Ergin, “Ülkemizde hukuk yargılamasında, maddi durumu, masrafları karşılamaya elvermeyen kişilerin mahkeme masraflarının, devlet tarifindin karşılanması usulü bulunmaktadır” dedi. Bakan Ergin şöyle devam etti:
“Toplumun adalet sistemine güveninin sağlanabilmesi için yargı mercilerinin işlemlerini doğru yapması ve mahkemelerin adil kararlar vermesi yeterli değildir. Aynı zamanda bu işlem ve kararların topluma doğru yansıtılması, adil davranıldığının vatandaşlar tarafından görülmesi ve algılanması da son derece önemlidir. Kaliteli adalet hizmetini bekleyen 70 milyonu aşkın insanımızı daha fazla bekletmemek için tüm adalet teşkilatımızla canla başla çalışıyoruz.”
-ORTAM DİNLEMELERİ-
Stratejik Plana ilişkin açıklamalarının ardından Bakan Ergin, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Ergin, bir soru üzerine, Adalet Bakanlığı’nın yaptığı bu çalışmanın doğrudan referandum ile ilgisi bulunmadığını, Türk yargısının sorunlarına bütüncül açıdan bakan ve problemleri küçültüp, daha sonra bitirmeye dönük kapsamlı bir çalışma olduğunu ifade etti.
Plan hazırlanırken yüksek yargı organlarının başkanlarıyla görüşüp görüşülmediğinin sorulması üzerine Ergin, Anayasa değişikliği paketinde Yargı Reformu Strateji Belgesinin kısa vadeli önceliklerinin yer aldığını dile getirerek, Belge’nin yargı organlarının görüşleri alınarak hazırlandığını hatırlattı.
Anayasa Mahkemesi, Yargıtay ve Danıştay başkanlarıyla yapılan görüşmelerde çalışmaların içeriğinin paylaşıldığını söyleyen Ergin, Stratejik Plana başsavcılar, adalet komisyonları başkanları, üniversiteler, uygulayıcılar, hakim ve savcılar ile yüksek yargı başkanlarıyla yapılan değerlendirme çalışmalarının dahil olduğunu belirtti. Bakan Ergin, ortam dinlemelerinin engellenmesi yönünde Stratejik Plan’da bir çalışma olup olmadığının sorulması üzerine, bu konuyla ilgili çalışmalar yapıldığını, çalışmaların belli bir noktaya geldiğini ve Parlamento açıldıktan sonra bu konuda bir takım adımlar atılacağını ifade etti.
-YARGI BAĞIMSIZLIĞI-
Ergin, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı konusunda da etik ilkeler dışında bir yaptırım öngörülüp görülmediğinin sorulması üzerine, tarafsızlığı ihlal edici yaptırımların Hakimler ve Savcılar Yasası içinde düzenlendiğini, yasal eksikliğin olmadığını ancak uygulamadan kaynaklanan eksiklikleri giderme konusunda gayretlerin devam ettiğini söyledi. “Anayasa değişiklik paketi içinde olan düzenlemeler esas itibariyle yargı bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlamaya dönük temel adımları içeriyor” diye konuşan Ergin, şöyle devam etti:
“Yargı bağımsızlığı denince hemen akla yürütme ve yasama organının yargıya müdahale etmemesi geliyor. Yargı bağımsızlığının bir parçasıdır yürütmenin ve yasamanın yargıya müdahale etmemesi ama sadece bu kafi değildir. Yargı bağımsızlığını tehdit eden unsur sadece yürütme ve yasama mıdır? Sivil toplum örgütlerinin, baskı araçlarının, medyanın dış etki olarak yargıya etki etme şansları yok mu? Bütün bunlar dış etki yapabilecek kurumlar arasında sayılmaktadır. Bugüne kadar dile getirilmeyen, söylenmekten çekinilen yargı bağımsızlığını etkileyen iç etkiler konuşulmuş mudur? Bunlarda yargı bağımsızlığını etkileyen unsurlardır. Onlar da yargının kendi iç dinamiğinden kaynaklanan etkilerdir, bunun içinde Kurul'u ve yüksek mahkemeleri sayabilirsiniz. Yargıcın kendi inançları, felsefi bakış açısı ve kişisel düşünceleri. Yargıç bunlardan bağımsız olarak önündeki davalara bakabilmelidir. Bir yargıç, dış ve iç etkilere karşı, kendi dünya görüşlerine karşı bağımsız olabiliyorsa o zaman tam anlamıyla bir yargı ve yargıç bağımsızlığından söz etme imkanımız var. Bir hakimin adil ve tarafsız olması yetmez, aynı zamanda adil ve tarafsız gözükmesi de lazım. Bu algıyı oluşturması lazım.”
-"HSYK GÖRÜŞMELERİ OBJEKTİF KRİTERLER KONUSUNDA TIKANIYOR"-
Bakanı Ergin, HSYK’daki kararname görüşmelerinin neden tıkandığının sorulması üzerine, HSYK görüşmelerinin “objektif” kriterler konusunda tıkandığı savundu. Kararname çalışmalarına başlamadan önce HSYK’nın ilke kararları aldığını, atama ve terfi durumlarının bu ilkeler çerçevesinde Bakanlık Personel Genel Müdürlüğü'nün kararname taslağını hazırladığını belirten Ergin, “Bizim kararname taslağı kriterlere uygun hazırlanan taslaktır. Görüşmelerin sonuna doğru bu kriterlerle uyuşmayan talepler gelince bu kriterler hatırlatıldı. Bundan kaynaklı bir takım uyuşmazlık görüntüsü ortaya çıkmıştır” diye konuştu.
-“MESLEKİ ÖRGÜTLENMENİN ÖNÜNDE ENGEL YOK”-
Ergin, Bakanlığın Kurul üyelerinin yeni taleplerini değerlendirmek için çalışmalar yaptığını bildirdi. Stratejik Plan’da YARSAV ve diğer yargıyla ilgili örgütler hakkında bir düzenleme olup olmadığının sorulması üzerine de Ergin, şu yanıtı verdi:
“2009 Ağustos’ta Avrupa Komisyonuna sunulan Yargı Reformu Strateji Belgesinde yargıda meslek örgütlerinin önünün kapatılması gibi bir çalışma yapılmayacağı söylenmiştir. Meslekte örgütlenmesinin önünde bir engel olmayacağı ifade edildi. Meslek örgütlenmesinin içerisine her türlü organize birimler girer, medya girer. Bütün bunlar yargıya dışarıdan yapılabilecek müdahale kaynakları olabilir. Yasama organı, meslek örgütleri, medya kuruluşları bütün bunlar potansiyel olarak yargının işleyişine etki edebilecek örgütlerdir.”
-“İDDİALAR DOĞRU DEĞİL”-
AKP’nin “kendine özgü yargı sistemi oluşturduğu” yönünde iddiaların sorulması üzerine Ergin, bu iddiaların doğru olmadığını savundu.
“Mevcut Anayasa Mahkemesi ve HSYK’yı düzenleyen maddeler Avrupa’da eşi benzeri olmayan düzenlemelerdir, sadece Türkiye’ye özgü düzenlemelerdir” diyen Ergin, Anayasa değişiklik paketinde öngörülen düzenleme Avrupa Birliği ülkelerindeki modellerin ortalaması olan bir düzenleme olduğunu anlattı. Ergin, şöyle devam etti:
“Anayasa Mahkemesi, Anayasa Mahkemesiyle ilgili düzenlemenin hukuk devletine aykırı olduğu iddialarını reddetti. Mahkeme, ‘17 kişilik Mahkeme heyetine Parlamentonun 3 üye seçmesi, Mahkemenin demokratik meşruiyetini sağlayacak’ demiştir. HSYK’ya yapılan itirazlara ilişkin olarak da Anayasa Mahkemesi, ‘düzenlemelerin yargı bağımsızlığını ve kuvvetler ayrılığını güçlendireceği’ tespitini yapmıştır. Muhalefetin yaptığı müracaatı
reddetmiştir. Düzenlemeyle getirilen hususlar AK Parti’nin kendine özgü bir yargı oluşturma girişimiyse hem Anayasa Mahkemesinin hem uluslar arası referans kaynaklarının düzenlemeye desteklerini neyle ifade edeceksiniz?”
-“HSYK’NIN TOPLANMAMASININ HUKUKİ ANLAMDA SAKINCASI BULUNMAMAKTADIR”-
Ergin, bir soru üzerine, kendisi ve Müsteşarı Ahmet Kahraman’ın HSYK’nın çalışmalarına katılmadığı yönündeki iddiaların da gerçeği yansıtmadığını belirterek, “Biz toplantıların tamamına katıldık. Son toplantıda getirilen önerileri değerlendirmek üzere, kendi kararnamemizin görüşülmeyen kısımlarını da geri çekerek, taleplerle ikisini harmanlayıp yeni bir taslak için ayrıldığımızı ifade ettik. HSYK’nın önünde görüşülecek bir taslak bulunmamaktadır. Taslak olmadığına göre yeni bir gündem de yapılmadığına göre HSYK ancak gündem yapılmak suretiyle toplanabilir, şu anda toplanmamasının hukuki anlamda sakıncası bulunmamaktadır” değerlendirmesinde bulundu.
HSYK’nın Danıştay ve Yargıtay'dan seçilen üyelerinin “Adalet Bakanlığının görüşülen kararname taslağını geri çekme yetkisi yok” şeklinde açıklama yaptığının anımsatılması üzerine Ergin, hukukçular arasında farklı görüşler olmasının normal olduğunu ve uyuşmazlıkların süreç içerisinde telafi edileceğini söyledi. Ergin, Anayasa değişikliği sonrasında HSYK’nın nasıl işleyeceği yönündeki yasal düzenlemelerin Bakanlık tarafından yapıldığını ve çalışmaların sona yaklaştığını bildirdi. Yüksek yargı üyelerinin yargılanması konusunda bir düzenleme yapılıp yapılmayacağı hakkındaki soru üzerine de Ergin, yargı mensuplarının soruşturma ve kovuşturmalarına ilişkin düzenlemelerin mevcut yasalarda olduğunu belirtti. Bakan Ergin, bir soru üzerine de Strateji Planı’nın uygulanması konusunda bütçe sıkıntısı olmadığını söyledi.
-“DAVALARIN UZAMASI BİZİ RAHATSIZ EDER”-
Ergin, davaların ve tutukluluk sürelerinin uzamasının bazı dava sanıklarının mağduriyetlerine yol açtığının hatırlatılması üzerine de “Davaların ve tutukluluk sürelerinin uzaması ‘geciken adalet, adalet değildir’ özdeyişini uyandırıyor” dedi. Ergin, davaların uzamasının kendilerini de rahatsız edeceğini bildirerek, şöyle dedi:
“Bütün bunları aşabilmek için çalışmalar yapılıyor. Yüksek yargıda son dönemde zaman aşımından düşürülmüş dosyalara bakınız. Silivri’deki dosyaların uzaması bizi rahatsız eder. Zaman aşımından düşürülen faili meçhul cinayetlere ilişkin davaların bu şekle gelmesi de bizi rahatsız eder. Büyük davalar oldu Yargıtay’da daha önce. 80 öncesinin şiddet uygulayan örgütlerine ilişkin davalar oldu, bunların zaman aşımına uğratılması girişimleri oldu, oluyor bunlar bizi rahatsız ediyor. Yargılamaları yapan hakim ve savcılara ilişkin bir takım suçlamalar olduğu, Bakanlığın bunlarla ilgili işlem yapmadığı iddiaları doğru değil. Yapılan müracaatlar işleme konulmadı tespiti yanlıştı. Hiçbir müracaat işlemsiz kalmamıştır, kalmayacaktır. Konuyu devam etmekte olan 3-5 dosyaya getirirsek o sürece etki etmiş oluruz."
Ortam dinlemeleri ile ilgili bir soru üzerine Ergin, “Evet bununla ilgili yapılan çalışmalar oldu. Çalışmalar belli bir noktaya geldi. Bu konuda önümüzdeki günlerde belli adımlar gelecektir” dedi.
-“KAYNAK EKSİKLİĞİ MAZERET GÖSTERİLEMEZ”-
Bakan Ergin, “Ergenekon” davası çerçevesinde bazı sanıklara ait dijital verilerin maddi imkansızlıklar nedeniyle incelenemediği iddialarının sorulması üzerine, “O uygulamadan kaynaklı problemlerdir. Biz soruşturmanın yapılması için, kaynak eksikliği gibi mazeretler kabul edilemez” dedi.