Erkeklerde en çok görülen: Prostat Kanseri

Erkeklerde en çok görülen: Prostat Kanseri

Prostat kestane büyüklüğünde bir cinsiyet bezidir. Hemen idrar kesesinin altında yerleşmiştir ve idrar yapma sırasında idrar torbasından aşağı idrar taşıyan kanal olan üretranın bir kısmını çevrelemektedir.

Prostatın birincil rolü ejakülasyon için gerekli sıvının bir kısmını sağlamaktır. 40 yaşını aşmış bir çok erkekte vücuttaki hormonal değişikliklere bağlı olarak prostatta büyüme başlar. Bu büyüme çoğunlukla prostatın kanser olmayan büyümesi ya da tıbbi terimi ile Benign Prostat Hiperplazisi (BPH)dir.

Reklam
Reklam

BPH üretrada tıkanıklığa yol açarak idrar akışını etkilemediği takdirde bir tedavi gerektirmez..Prostat kanseri ise özellikle erken dönemlerinde çok sinsi bir hastalıktır, kişide kanserle birlikte prostat büyümesi ve buna bağlı şikayetler mevcut değilse kanserin kendisine özgü hiç bir belirtisi bulunmayabilir. Ancak erkeklerde en çok görülen kanser olan prostat kanserinde erken teşhis hayat kurtarır. Gelişmekte olan teknoloji küçük müdahaleler ve minimum yan etkilerle iyileşme sağlayabilmektedir.
Prostat kanseri de diğer kanser türleri gibi vücuttaki normal hücre büyümesinin bozularak sonuç olarak tümör adı verilen bir doku kitlesi oluşturması durumudur. Tam olarak sebebi bilinmese de, yaş, ırk ve genetik faktörlerin büyük rol oynadığı tespit edilmiştir.

Erken Teşhis Hayat Kurtarır!
Prostat kanseri erken safhasında teşhis edilirse, doğru ve yerinde bir tedavi ile iyileşme şansı yüksek bir hastalıktır. Henüz kapsül dışına yayılmamış ise kanserin yok edilmesi mümkündür. Bu nedenle, 45 yaşını aşan erkeklerin yılda bir kez prostat kontrolünden geçmesi çok büyük önem taşır.

Reklam
Reklam

Prostat Kanseri Nasıl Belirlenir?
Günümüzde doktorlar prostat kanserinin varlığını belirlemek üzere pek çok çeşit yöntem kullanmaktadır:
-Prostat kanserin belirlemede en sık kullanılan yöntem rektum incelemesi yoludur. Prostatı inceleme için hekim rektal tuşe ile normal büyümesi ile kanseri kolayca ayırdedebilir.
-Dijital rektal muayene ile birlikte sıklıkla kullanılan başka bir işlem bir PSA testidir. (prostata özgü antijen PSA testi). Bu test vücutta prostat özgü antijen düzeylerini ölçer. Prostat hastalığının en erken evrelerinde bile, hastanın PSA düzeyi artmaya başlar ve bu test ile belirlenebilir. Bu da hekimin, hastada fizik muayene ile belirlenemeyecek değişiklikleri ortaya çıkarmasını sağlamaktadır.
-Kanser olmayan durumlarda da PSA seviyeleri yükselebildiği için genellikle transrektal ultrasonografi (TRUS ) yapılması gerekmektedir. Bu işlem sırasında hekim, prostat görüntüsünü yansıtan acısız ses dalgaları üreten bir aleti rektuma yerleştirmektedir. Yansıyan ses dalgaları, daha sonra hekimin görebileceği bir televizyon ekranında bir görüntü haline dönüştürülür.
-Prostat kanserinden şüpheleniyorsa hekim, iğne biyopsisi yoluyla ufak bir prostat dokusu örneği alabilir. Daha sonra doku örneği, kanser hücresi içerip içermediği belirlenmek üzere mikroskop altında incelenir. Bu, prostat kanserini kesin olarak teşhis etmenin tek yoludur.

Reklam
Reklam

Prostat Kanseri Klasifikasyonu
-Prostat Kanseri için 2 tip değerleme kullanılır: Skorlama ve Evreleri . Skorlama kanser hücrelerinin normal hücrelerle kıyaslandığında ne kadar farklı göründüğünü ortaya koyar. Tümör hücrelerinin ne kadar agresif olduğunun bir göstergesidir. Genellikle 2’den 10’a kadar derecelendirilen Gleason skoru kullanılmaktadır. Bu değerlemede 2 en az agresif tümörü gösterir.
-Evreleri ise kanserin büyüklüğü ve lokasyonu ile ilgilidir. TNM-Tümör- Nodül- Metastaz evrelerinde N değeri etkilenmiş limp nodüllerini (0-3 arası) , M değeri ise tümörün uzak bir metastazının mevcudiyetini (0-1 arası) gösterir.
Prostat kanserinin başlıca tedavi alternatifleri :

Prostat kanserinin başlıca tedavi yöntemleri arasında

1.RADİKAL PROSTATEKTOMİ (Prostatın cerrahi olarak çıkartılması) -Prostatın kapsülü ile birlikte cerrahi olarak çıkartılmasıdır. Yüksek başarı oranı vardır. Ancak şu dezavantajları bulunur:
-Cinsel Fonksiyon kaybı yaratır.
-İdrar Kaçırma problemi yaratır.
-Uzun süreli hastanede yatış gerektirir.
-Yaşlı ve genel sağlık durumu uygun olmayan hastalarda tolere edilemez
-Cerrahi ve ameliyata bağlı riskleri vardır.

Reklam
Reklam

**2.BRAKITERAPI - RADYOAKTİF KAYNAK İMPLANTLARI

**

3.RADYOTERAPİ
Hastaneye yatış gerektirmeyen, ancak oldukça uzun bir zamana yayılmış bir tedavidir. Vücuda giren radyasyonun yol açtığı yorgunluk, sık ve ağrılı idrar yapma, mide sistemlerinde etkilenme ve diare (ishal), kalın bağırsak iltihabı ve kanama en önemli yan etkileridir.

4.HORMON TEDAVİSİ
Tümörün prostat kapsülü dışına çıkarak tüm vücuda yayıldığı durumlarda kullanılabilir. Cerrahi olmayan bir yöntemdir. Erkeklik hormonunu baskılamak yolu ile tümörün gelişmesini engellemek amacındadır. Seksüel yaşamın sonlanması ve kardiyovasküler problem riski gibi yan etkileri vardır. Alışkanlıktan ötürü giderek etkisi azalır. Kesin tedavi eden bir metot değildir.

5.DİKKATLİ TAKİP (BEKLE-GÖR)
Tümörün tedavi edilmeden yakından takibidir.

Prostat Kanseri, Brakiterapi ile korkulu rüya olmaktan çıkıyor! Brakiterapi yöntemi, impotans ve idrar kaçırma gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyen komplikasyonlara yol açmadığı için gelişmiş ülkelerde yoğun olarak tercih edilmektedir. Brakiterapi yöntemi, yaklaşık bir yıl boyunca prostat dokusunun ortasına yerleştirilen ve düşük dozda ışın veren iyot 125 radyoaktif kaynakları ile kanserli dokunun yavaş ve sürekli ışınlanması esasına dayanır. Prostat kanserinin organa sınırlı evrelerinde, impotans ve idrar kaçırma gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyen komplikasyonların hiç birine yol açmayan ve cerrahi tedaviye eş anlamda yüksek başarı yüzdesi uzun takiplerle tespit edilmiş olan bir tedavidir. Tedavi, kanser hücrelerinin radyasyona karşı normal hücrelerden daha fazla hassasiyet göstermesi esasına dayanır. Her biri 4,5 cm. uzunluğunda seedler çevrelerindeki dokuya belirli bir dozda radyasyon yayar. Bu seedleri belirli mesafelerde prostatın her tarafına yayarak, kanserli hücreleri yok etmek üzere tam gereken ölçülerde radyasyon ulaştırılmış olunur. Bu işlem doğrudan prostatın içerisinde gerçekleştirildiğinden çevredeki organ ve dokulara hiçbir zarar verilmemektedir. Bu işlem için bilgisayar bağlantılı 2 boyutlu özel bir ultrason kullanılır. Üroloji uzmanı ile radyasyon fizikçisi bir ekip olarak, bilgisayar tarafından işaretlenen tümörlü hücrelerin bulunduğu bölgelere seedleri yerleştirir. Tüm bu işlem yaklaşık 1 saat sürer. Hasta hemen akabinde normal hayatına devam eder.

Reklam
Reklam

Brakiterapi başarısı ile, gelişmiş ülkelerde yoğun olarak tercih edilmekte, uygulanan hasta sayısında hızla artmaya yol açmaktadır. ABD’de 1996’da 190.000 prostat kanserli hastanın sadece 8.000’ine(%4.2) brakiterapi yapılırken, 2001’de bu rakam 45.000(%27) üzerindedir. 2006’da ise hastaların %50’sine yapılacağı öngörülmektedir.
Bu yöntem için uygun hasta seçimi büyük önem taşımaktadır.
Brakiterapinin Avantajları:
Bu tedavi hastalara son derece önemli avantajlar sağlar:
-Tedavi sonucu impotans (sertleşme sorunu) görülme oranı son derece düşüktür.
-Tedavi sonucu inkontinans (idrar kaçırma) görülme oranı son derece düşüktür.
-Tedavide Radikal prostatektomi ile eş değerde başarı oranları sağlamaktadır.
-Cerrahi risk son derece düşüktür.
-1 günlük bir prosedürdür. erken iyileşme ve normal aktiviteye hemen dönüş sağlar.
-Genel sağlık durumu problemli olan daha yaşlı hastalar için de son derece uygun bir yöntemdir.Prostat çevresindeki sağlam dokulara(barsak, mesane ve üretra) zararı yoktur.

Reklam
Reklam

**Prof. Dr. Halim Hattat

**

Hattat Hastanesi Üroloji Bölüm Başkanı
Cerrahpaşa Tıp Fak. Androloji Bilim Dalı Başkanı

hhattat@hattathospital.com