Amerikan Psikiyatri Birliği’nin tüm dünyada yaygın şekilde kullandığı psikiyatrik tüm hastalıklar ve bozukluklar için hazırladığı sınıflandırma ölçütü, cinsel bozukluklar için getirdiği yeni kriterlerle tartışılıyor.
DSM-5 adlı yeni taslak, cinsel tedavilerle uğraşan jinekolog, pskiyatrist ve ürologları karşı karşıya getirecek değişiklikler içeriyor. Erken boşalmadan, kadınlarda vajinismusa, sertleşme sorununa kadar yaygın sorunların yeniden değerlendirildiği DSM-5’te en dikkat çeken tanı ise hiperseksüalite.
Daha önce başlı başına bir sorun olarak kabul edilmeyen hiperseksüalite ilk kez bir bozukluk olarak tanımlanıyor. Bu sorunun önemi ise son yıllarda internet, sanal seks, telefon seksi gibi faktörlerle aşırı cinsel aktivite ve fantezilerle doktora başvuruların artmasından geliyor.
Cinsel Eğitim, Tedavi ve Araştırma Derneği’nden Doç. Dr. Cem İncesu, DSM- 5’in (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders-Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel Kılavuzu artıları ve eksilerini değerlendirdi:
Cinsel isteksizlik ve uyarılamama: Kadınlarda cinsel isteksizlik ve uyarılamama iki ayrı sorun olarak kabul edilirken yeni taslakta tek bir tanıya dönüştürüldü. Bunun gerekçesi de kadınlarda bu iki sorunu ayırmakta güçlük çekilmesi gösteriliyor. Bu konuyla uğraşan jinekolog ve psikiyatristler kadının uyarılmasıyla kadın cinsel isteğini aynı tanıda birleştirmenin doğru olmadığını savunuyor. ‘Uyarılma başka, istek başka diyenler’ var. Ben tanı ve tedavi açısından birlikte değerlendirilmesini doğru buluyorum.
Vajinismus: Özellikle Türkiye’de çok yaygın görülen vajinismus tanısı artık ağrılı cinsel ilişkiyi de kapsıyor. Eskiden vajinismusa “cinsel birleşme kuramama”yla tanı koyulurken şimdi cinsel birleşme kursa bile ağrı varsa vajinismus olarak kabul ediliyor.
Cinsel birleşme sırasında korku, kaygı, fobik tepkiler duyulması da yine vajinismus kapsamına giriyor. Birçok jinekolog 1-2 kez cinsel birleşme kurulduğunda ‘vajinismus yok’ diyor, bu çok yanlış. Sorun cinsel birleşme kurdu, kuramadı değil.
Erken boşalma: Daha önceki DSM’de bir süre yoktu. Şimdi artık süre giriyor, ‘Boşalma 1 dakikanın altında olacak ve en az 6 ay sürecek’ deniyor. Biz ilk 3 dakikayı erken boşalma olarak kabul ediyoruz. Olaya yalnızca süre olarak bakmıyoruz. Kişideki boşalma kontrolü duygusu çok daha önemli.
Bunları bir kenara bırakıp olayı ‘1 dakikanın altında’ diye özetlemek cinsel terapilerle uğraşan doktorlar için yanlış değerlendiriliyor. Kavram kargaşası yaratabildiğinden 1 dakika süre konulmasına karşıyım. Bir süre konulacaksa ‘3 dakikanın altı’ denmelidir.
Sertleşme sorunu (ED): Tanı konulması için sorunun en az 6 ay sürmesi gerektiği kriteri gerekiyor. Hiçbir sertleşme sorunu olmayan erkekler bile zaman zaman güçlükler yaşayabiliyor. Bu sertleşme sorunu yaşadığı anlamına gelmez.
Bir kereliğine yaşadığı sorun, tedavi gerektirmeyebilir. Gelip geçici durumlara hemen bozukluk tanısı konulmamalıdır. Birçok cinsel işlev bozukluğu için getirilen 6 ay, ED için de uygun.
Hiperseksüel bozukluk: Sanal seks, pornografi vs gibi faktörlerle son yıllarda artan ve artık bağımlılık kapsamında değerlendirilen aşırı fantezi ve davranışları içeren hiperseksüalite, ilk kez bir bozukluk olarak DSM-5’e giriyor. Bunun nedenlerinden biri aşırı cinsel istek, davranış ve cinsel fantezilerin problem olarak hekimlerin ve terapistlerin karşısına çıkma oranı eskiden çok düşükken son 10 yılda çok artması. Hiperseksüalite DSM-5’te bir seks bağımlılığı gibi tanımlanıyor.
Aşırı zaman ve aktivite harcamak, kopmaya çalışmaya rağmen bir türlü bırakamama, çok fazla para, kaynak harcama, bu nedenle sosyal sorumluluklarını ihmal etme gibi kriterler bulunuyor.