Erken tanıyla kalıcı hasarların önüne geçilebiliyor

Yaygın olarak iltihaplı romatizma olarak bilinen romatoid artrit, aslında yüze yakın iltihaplı romatizma hastalığından sadece biri. Dünyada her 100 kişiden biri hayatlarının bir döneminde bu hastalıkla karşı karşıya gelebiliyor. Bu denli yaygın olmakla birlikte hastalığı önemli kılan asıl önemli nokta, eklemlerde hasar oluşturarak sakatlığa ve iş gücü kaybına neden olabilmesi.

Bununla birlikte, akciğer tutulumu veya erken ateroskleroz gibi diğer organ ve sistemler etkilendiğinde, yaşam süreleri üzerine de olumsuz etki yaratabiliyor. Romatoid artritin tedavi edilebilir bir hastalık olduğunun altını çizen Acıbadem Maslak Hastanesi İç Hastalıkları ve Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Nuran Türkçapar, bu sayede hastalığın kontrol altına alınarak, oluşabilecek sakatlıkların önüne geçilebileceğini söylüyor.

Bağışıklık sistemi hücreleri bazen genetik, bazen de çevresel faktörlere bağlı olarak vücut hücrelerine karşı savaş açarak otoimmün hastalıklara neden olabiliyor. Bu bazen tiroid, karaciğer gibi belli bir organa yönelik olabileceği gibi, bazen de organa özgü olmayıp sistemik olabiliyor. Romatoid arttite olduğu gibi...

Reklam
Reklam

Öncelikle el eklemleri, el bileği ve ayak eklemleri gibi küçük eklemlerin ve dirseklerin tutulmasıyla başlayan romatoid artrit, tuttuğu eklemlerde yaratabileceği hasarın yanında birçok organ ve sistemi de etkileyebiliyor. Hastalığın nedenine ilişkin kesin bir bilgi bulunmuyor. Ancak, kişinin genetik yapısı ve sigara ve geçirilen bazı enfeksiyonlar, ağız ve barsak florası gibi bazı çevresel faktörlerin neden olabileceği düşünülüyor.

Kadınlarda 3 kat daha fazla

Kaynağının bağışıklık sistemi olmasından dolayı da hastalığın her yaş grubunda ortaya çıkabilme riskinin bulunduğunu hatırlatan Acıbadem Maslak Hastanesi İç Hastalıkları ve Romatoloji Uzmanı Prof. Dr. Nuran Türkçapar, fakat çoğunlukla 40-60 yaşlarında başladığını söylüyor. Çocukluk yaşında gelişen romatoid artrit ise, henüz büyüme çağında olan çocuklarda ciddi sakatlıklara ve büyüme geriliğine neden olabiliyor. Ancak bazı formları yetişkin yaşa taşınmadan sönme eğilimi gösteriyor. Özellikle 65 yaş üzerinde gelişirse büyük eklem tutulumlarına daha fazla rastlanıyor. Hatta eklem şikayetlerine, yaygın kas ağrıları da eşlik ediyor. Ayrıca kadınlarda erkeklere oranla 3 kat daha fazla görülüyor.

Reklam
Reklam

Tutulan eklemlerde ağrı, şişlik, eklem üzerinde sıcaklık artışı ve harekette kısıtlılıkla kendini gösteren romatoid artrit, sabahları veya dinlenme sonrasında o eklemlerde en az bir saat süren katılık (tutukluk hissi) yaşanıyor. Bununla birlikte hastalarda, halsizlik, hafif ateş ve kilo kaybı görülüyor. Hastalar sıklıkla anemi ve yorgunluktan şikayet ediyor.

Tanıda zaman kaybediliyor

Romatoid artritte, erken teşhis çok büyük önem taşıyor. Bu sayede eklem hasarlarının da önüne geçmek mümkün olabiliyor. Ancak hastalığın yeterince tanınmaması tanı ve tedavide gecikmelere neden olabiliyor. Konunun uzmanına ulaşana kadar alınan geçici ve yanlış tedavilerin, hastalıkta kalıcı sakatlıkları ve istenmeyen sonuçları da beraberinde getirdiğine işaret eden Prof. Dr. Nuran Türkçapar, “Hastalarımızın çoğu bir romatoloji uzmanına gelene kadar, ortopedi, fizik tedavi, iç hastalıkları veya çıkıkçı, sınıkçı, sülük, hacamat, şişe çekme gibi alternatif tedavileri denemiş olarak geliyor” diyor.

Tedaviyle kontrol altına alınabiliyor

Reklam
Reklam

Romatoid artriti tamamen ortadan kaldıracak bir tedavinin şimdilik mümkün olmadığını söyleyen Prof. Dr. Nuran Türkçapar, “Ancak erken tanıyla tedavi edilebilen bir hastalık. Bu sayede hastalık kontrol altına alınarak hastalığa bağlı sakatlıkların önüne geçilebiliyor. Hastalık aktivitesini azaltmak ve eklem hasarını önlemek için; romatoid artrit tanısı konar konmaz, hastalığa özgü romatizma ilaçlarının başlanması gerekir. Tedavi öncesi ve tedavi sırasında (ilk üç ay-ayda bir, sonra her üç ayda bir) tam kan sayımı, CRP, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri ile hastanın takip edilmesi gerekiyor” diyor.

Prof. Dr. Nuran Türkçapar, sözlerine şöyle devam ediyor: “Romatoid artritli kişiler, normalden daha fazla bazı hastalıkların gelişme riskini taşırlar. Bunlar; hızlanmış ateroskleroza bağlı kardiyovasküler hastalıklar (koroner kalp hastalığı, miyokard infarktüsü, inme), anemi (kronik hastalık anemisi), enfeksiyonlar (eklem enfeksiyonu veya eklem dışı enfeksiyonlar), osteoporoz, göz kuruluğu, göz iltihabi (episklerit) gibi. Ancak hastalığın kontrol altına alınması ve koruyucu tedavi ile bunlara yatkınlık da sağlıklı kişilerle aynı seviyeye geliyor.”

Reklam
Reklam

Hastaların yaşam tarzınızda yapabileceği değişiklikler

Hastalıkla ilgili bilgi edinin; Uzun sureli ve belki de bir ömür boyu devam edecek hastalığı yakından tanıyın. Hastalığını ne kadar iyi tanırsanız kaygılarınız da bir o kadar azalacaktır.

Kasları güçlendiren egzersizler yapın: Eklem hareket açıklığını koruyan ve kas güçlendiren egzersiz yapmanız çok önem taşıyor. Bu nedenle oldukça kontrollü olarak, bir eğitmenle başlayıp daha sonra kendi başınıza yapacağınız egzersizleri öğrenin, Pilates, yoga, yüzme gibi travmatik olmayan egzersizleri tercih edebilirsiniz.

Fazla kilolarınızdan kurtulun: Eklemlerinize binen yükü azaltmak için fazla kilolarınızdan kurtulmaya çalışın. Dengeli ve sağlıklı beslenin. Osteoporozdan korunmak ve bağışıklık sistemi için mutlaka normal vitamin D seviyesini koruyun (30-100 ng/mL). Haftada 3 balık tüketmeye çalışın. Yapamıyorsanız günde 500mg omega-3 (balık yağı) almanın da kas iskelet sistemi ve kalp sağlığı üzerinde olumlu etkileri olduğunu unutmayın.

Hayattan kopmayın: Romatoid artritli hastalar! Yapacağınız çok şey var. Öncelikle hayattan kopmayın. Hastalığınızla ilgili internet ortamında araştırma yaparken, bilgi kirliliğine veya gereksiz korkulara kapılmayın. Hastalığınızla ilgili oluşturulmuş destek gruplarına ulaşarak, aynı hastalığa sahip kişilerle tanışın ve onların hikayelerini, duygularını ve baş etme yollarını öğrenin ve sizinkileri paylaşın. Hastalığınızla barışık olun ve onunla yaşamayı öğrenin. Sizinle aynı hastalığa sahip milyonlarca insan olduğunu unutmayın.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: