Ermeni gazetecinin davası kabul edildi!

Batman'da Ermeni gazeteci Cevat Sinet'in açtığı dava AİHM tarafından kabul edildi.

Batman'da engelli kimliğini almak için gittiği Valilik Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'nde "Hristiyan olduğu" gerekçesiyle geri çevrildiği ve hakarete uğradığı iddiasıyla şikayetçi olan ve ilgili memur hakkında takipsizlik kararı verilince Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuran Ermeni gazeteci Cevat Sinet'in davası kabul edildi.

Batman'da yaşayan Ermeni gazeteci Cevat Sinet, 15 Eylül 2010'da engelli kimliğini almak için Batman Valiliği Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne gitti. Ancak görevli memur, iddiaya göre Sinet'e etnik ve dinsel kimliği ile engelli olması nedeniyle ağır hakaretlerde bulundu. Bunun üzerine Sinet, memur hakkında Batman Savcılığı'na başvurup şikayetçi oldu. Savcılık olayla ilgili takipsizlik kararı verdi. Bunun üzerine başvurduğu Mardin'in Midyat ilçesindeki Ağır Ceza Mahkemesi de itirazı reddedince Sinet, AİHM'e başvurdu. AİHM tarafından Sinet'in davası kabul edildi.

Reklam
Reklam

Yaşadıklarını unutamadığını belirten Cevat Sinet, davanın AİHM''de değil de Türkiye'de sonuçlanmasını istediğini belirterek, "Engelli kimliğimi kaybetmiştim, yenisini çıkarmak için Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'ne müracaat ettim. Kimliğimin Hıristiyan olması münasebetiyle oradaki memurenin hakaretine maruz kaldım. Hem engelli olduğum için, hem gayrimüslim olduğum için hakarete maruz kaldım. Irkçılık yapıldı, hala soyumuzun tükenmediğini söyleyerek beni azarladı. Bu olay beni çok üzdü. İşin hukuki yoluna başvurdum ve memur hakkında şikayetçi oldum. Ne yazık ki Batman'daki mahkemede kovuşturma ve soruşturmaya gerek görülmedi. Mardin'in Midyat ilçesindeki mahkemeye itiraz ettim. Midyat Ağır Ceza Mahkemesi'nde de jet hızıyla bir karar çıktı, bir ay gibi kısa bir sürede karar çıktı ve itirazımız reddedildi. Türkiye'deki tüm iç hukuk yollarını tükettim. 2010'nun 4'üncü ayında AİHM'e müracaat ettim ve davam kabul edildi. Türkiye'de halen bu tür olayların yaşanması korkunç bir şey. Bu ülkede dinin, ırkın, mezheplerin son süreçte açık ve belirgin bir şekilde ortaya çıkması geleceğimiz açısından bizi ürkütüyor. Sürekli bu tür olaylara maruz kalıyorduk, normal rutin yol kontrollerinde bile birçok defa şahit olduğumuz şeydir. Korkuyordum bunu dile getirmeye ama bir yere kadar susma olmuyor, artık sesini çıkarman gerekiyormuş. Gazeteci olmak çok farklı bir şey, sesinizi en azından biraz da olsa duyurabiliyorsunuz. Belki biz sesimizi bir anlamda duyurabildik ama sesini duyuramayan bir sürü böyle insanlar var" dedi.

Reklam
Reklam

"AİHM'DE DAVAM KABUL EDİLDİ AMA YİNE DE MUTLU DEĞİLİM"

Davanın Türkiye'de sonuçlanmasını ve cezai işlem uygulanmasını istediğini belirten Cevat Sinet, "Gönül isterdi ki bu davanın Türkiye'de sonuçlanması ve Türkiye'de cezai işlemin uygulanmasıydı. Buradaki savcı ve hakimlerin daha duyarlı olması, daha akil davranması, tarafsız bir şekilde davranmasıydı. Ama görünen bütün davalarda ve Avrupa'daki AİHM davalarına baktığınız zaman ne kadar korkunç derecede davalar olduğunu görebiliyoruz. Keşke böyle olmasa, ülkemizdeki adalet sistemine ve anlayışına güvenebilsek ve buradan sonuç alınabilse, kendi ülkemizde adaleti sağlayabilelim. Davamın burada sonuçlanmasını isterdim, keşke burada sonuçlansaydı. AİHM'in davamı kabul etmesi konusunda çokta rahat değilim. Çünkü AİHM'in verdiği birçok kararların tarafsız olduğunu sanmıyorum. Davam kabul edildi ama yine de mutlu değilim."

"HERKES GİBİ SIRADAN İNSANLAR GİBİ YAŞAMAK İSTİYORUZ"

Her Ermeni'nin yıllardır aşağılamalara, küçük düşürülmeye maruz kaldığını belirten Sinet, "En son Sayın Devlet Bahçeli'nin bir açıklaması oldu. Ermenilerin şehit sayılmaması gibi, bu kadar bir ayırımcılığa tabi tutuluyoruz. Sayın Bahçeli'nin sözleri ülkemizdeki ırkçılık anlamındaki en son somut verilerdir. İnsan oturup düşünmesi lazım, ırkçılık hangi halka yaramış, hangi topluma yaramış, ne gibi bir huzur getirmiş, ne gibi bir getirisi olmuş? Hiçbir getirisi olmayacak. Herkes gibi sıradan insanlar gibi yaşamak istiyoruz. Osmanlı döneminden beri sıradan insanlar gibi yaşadık ama bunun acısını, hep aşağılayıcı, dışlayıcı olduk ve bunu hep içimizde hissettik" dedi.

Reklam
Reklam

İHA