Eroğlu: Bir Sinek De Bana Musallat Oldu, Rumlar Gibi

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Bursa Uludağ Üniversitesi'nde verdiği konferansta kendisine musallat olan sineği uzaklaştırarak, "Bir...

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, Bursa Uludağ Üniversitesi'nde verdiği konferansta kendisine musallat olan sineği uzaklaştırarak, "Bir sinek de bana musallat oldu, tıpkı Rumlar gibi." dedi.

Cumhurbaşkanı Eroğlu, Uludağ Üniversitesi'nde "Dünden Bugüne Kıbrıs Müzakereleri" konulu bir konferans verdi. Kıbrıs'ta çözüm olmasını ve dünya gündeminden çıkmasını istediğini dile getiren Eroğlu, Kıbrıs sorununun bir değirmen gibidir öğüttüğünü kaydetti. Tarihi süreci anlatan Eroğlu, barış harekatının önemine değinerek, "Türkiye, bizi toplu mezarların yanından kurtarmıştır. Toplu mezarlara yaklaştığımız bir süreçte Türkiye'nin müdahalesi ile şuan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti adı altında huzur içinde yaşıyor." diye konuştu.

Reklam
Reklam

Türkiye'nin işgalci olduğu iddialarına tepki gösteren Eroğlu, asıl Rumların işgalci olduğunun altını çizdi. "Rumlar AB'ye alınmamış olsaydı bu sorun şimdiye kalmazdı" diyen Eroğlu, şöyle konuştu: "Megalo İdea halen devam ediyor. Rumların Yunanistan'a Kıbrıs'ı bağlama hayalleri hale bazılarının kalbinde gizil ve aşikar olarak duruyor. Ama bunun mümkün olmadığını anlamaları gerekir. Ambargo niye devam ediyor, nasıl anlaşacaksınız diyor. Biz İran gibi atom bombası yapmıyoruz ki bize bu ambargoyu koyuyorsunuz."

MERKEL'E ELEŞTİRİ

Türkiye'yi ziyaret eden Almanya Cumhurbaşkanı Merkel'i eleştiren Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin AB'ye alınması için Ankara protokolünü kabul etmesi gerektiğini saynı Merkel, vatanımızda söyleyebilmektedir. Nedir bu protokol, Türkiye Rum tarafını tanısın ve limanları ile hava alanlarını açsın. Türkiye Hükümetimizin cevabı nettir. Sizde KKTC'ye liman ve hava alanlarınızı açın olmuştur."

"BİZ İRAN GİBİ ATOM BOMBASI ÜRETMİYORUZ Kİ AMBARGO UYGULANIYOR”

Reklam
Reklam

AB'nin kendilerine ambargo uygulamasını eleştiren Eroğlu, şöyle devam etti: "Bunun mümkün olmadığını biliyoruz. Ambargolar var. Biz İran gibi atom bombası yapmıyoruz, kavgayı başlatan Yunanistan ve Rumlardı. Her ikisi de AB’ye alındı. Burada bir adaletsizlik var. Bu adaletsizliğin devam ettiğini, Merkel’in Türkiye’ye ziyaretinde Başbakan Erdoğan ile karşılıklı konuşmaları esnasında gördük. İma yoluyla neredeyse açıkça AB’ye üye olunması olması için Ankara protokolünün kabul edilmesini istemektedir. Tek taraflı düşünen bir zihniyetle karşı karşıyayız."

Rum tarafının bugüne kadar gerçek manada uzlaşma niyeti sergilemediğini ifade eden Eroğlu, Rumların uzlaşmazlığını körükleyenin BM Güvenlik Konseyi ve AB’nin aldığı kararlar olduğunu dile getirdi. Eroğlu, "Dünya bunu görmüyor. Rumlar 6 cumhurbaşkanı değişti. 7.’si şimdi seçildi. Gelmiş geçmiş bütün cumhurbaşkanları bir tek politika ortaya koydu. O da, ‘Türk tarafın masada tutmak. Anlaşma istiyormuş gibi davranmak. Ama bunu yapmamaktır’. Rumların uzlaşmazlığını körükleyen BM Güvenlik Konseyi ve AB’nin aldığı kararlardır. Rumların bu uzlaşmazlığını körükleyen bu insanlara ‘Rum tarafını bir allaşmaya etmediğiniz etmediğini sürece anlaşma olması mümkün değil’ dedik. Güvenlik konseyinde Rumların ağa babaları Rusya ve Çin olduğu sürece Rumların aleyhine gelen her kararı Güvenlik konseyi veto ediyor." diye konuştu.

Reklam
Reklam

"1974 ÖNCESİNE DÖNMEK MÜMKÜN DEĞİL"

Rumların 1974 yılı öncesine dönme gibi çalışmalarının olduğunu ifade eden Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hepimiz insanız, yaşamak isteriz ama ölümle burun buruna olduğumuzu görüyoruz. Şehit olanların gözümüzün içine bakarak imdat deyip medet beklediğini, kocası şehit olanın bacaklarımızın dibine düştüğünü hatırlıyoruz. Temennimiz bir daha o günkü olayların yaşanmaması. Bir anlaşma olsun, kimse ağlamasın, üzülmesin, anlaşma olması için halkın haklarının alındığı bir masa olmalı. Rumlar 1974 öncesi dönüşü düşünüyorlar. Aradan 39 yıl geçti. Birinci, İkinci Barış Harekatları dışında Cenevre’de toplantısı olmuştur. Anlaşma olmadı İkinci Barış Harekatı başladı. Yine Cenevre’de oldu. ‘Ayşe tatile çıksın’ artık şifreli mesajdı. 1975te nüfus mübadelesi anlaşması yapıldı. Kuzey’deki Rumlar güneye. Güneydeki Türkler kuzeye geçti. Anavatanı kabul etmişiz. Bu nüfusu yerleştirmişiz. Sene 2013. Geçen senelerde insanlar bu topraklara yerleşmiş. Şimdi herkes yerli yerine geçsin diyoruz. Bunu Rumlara anlatamıyoruz. 1974 öncesine dönülmesi mümkün değil."

Reklam
Reklam

ÇÖZÜM İÇİN 3 ŞART

Çözüm sürecinde kendi görüşünü açıklayan Eroğlu, "Benim ortaya koyduğum görüş anlaşma olacaksa anlaşma olduğu gün Kıbrıs’ta vatandaş olarak yaşayan herkes kurulacak ortaklık devletin vatanda olacak. Türkiye’nin etkin ve fiili garantisi devam edecektir. Var olan gerçekler var. Güneyde bir devlet var. Bu topraklara yerleşen insanlar vardır. Burada kalıcı bir anlaşma bugünün gerçekleri ile olur." şeklinde konuştu.

"İSRAİL'E FAZLA BEL BAĞLAMASIN"

Konuşmasının ardından soruları cevaplayan Eroğlu, bir öğrencinin, "Rumların İsrail'le birlikte doğalgaz ve petrol araması, Ortadoğu'daki karışıklık gibi Uluslar arası konjöktör çerçevesinde çözüme ne kadar yakınız?" şeklindeki sorusu üzerine bu ortamda çözümün zor olduğunu kaydetti. Eroğlu, şunları dile getirdi: "Ortadoğu'da bu kadar sorun varken, Akdeniz de suları ısındırmak ne Rumların ne Yunanlıların işine gelir. AB'nin de işine gelmez ama Rumları içine gelerek Akdeniz'e elini uzatmıştır. Bu kadar elin karıştığı bir yerde bir olay çıkmaması temennisindeyiz. Eğer Rumlar bu dikkatsizliğini devam ettirirse, bir şeyler olabilir. Güney'in çok dikkatli olması gerekir. İsrail'e fazla bel bağlayarak bu tür olayların içine girmemesi gerektiğini düşünüyorum."

Reklam
Reklam

"KIBRISLI TÜRKLER TEDİRGİN OLUYOR"

Kıbrıs Türk halkının zaman zaman Türkiye'ye tepki gösterdiğinin hatırlatılarak, Kıbrıslı Türklerin Türkiye'ye bakışının sorulması üzerine şunları dile getirdi: "Kıbrıs Türk halkı Türkiye'yi anavatan olarak görüyor. Bir toplum bir halk vardır. 300 bin kişilik bir ülkeyiz. Hepsinin aynı düşünmesi mümkün değil. İçinde değişik düşünceli olanlarda vardır. İnsanoğlu herkesi sevmek mecburiyetinde değil. Ama benim torunlarımın babası Türkiye'de. Akrabalarım var. Alışveriş devam ediyor. 1975'te gelen nüfus kendisini artık Kıbrıslı görüyor. Türkiye'ye geldikleri zaman memleketimize dönelim diyorlardı. Şimdi öyle bir eylem oldu. Emekli maaşından vergi alınacaktı diye sendikalar ve 3 parti katıldı. Bir küçük grup bayrak açıp Türkiye'ye laf etmiş ama televizyon orasını gösterdi. Gerçek şu ki bütün Kıbrıs Türk halkı Türkiye'yi anavatanı bilir. Bunlar, Kıbrıslı Türkler Türkiye'yi sevmez anlamına kesinlikle gelmesin. Bundan Kıbrıslı Türkler çok tedirgin oluyor."

"DAVUTOĞLU'NUN POLİTİKASI GÜZEL BİR STRATEJİYDİ"

Reklam
Reklam

Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun "Sıfır Sorun" politikasının sorulması üzerine, şöyle konuştu: "Sıfır sorun politikası izlemişti ama her şey düşünüldüğü gibi devam etmiyor. Maalesef, Suriye, PKK, Irak'la ilgili sorunlar. Bu bir politikadır. Komşularımızla sorun olmazsa çok daha iyi ilişkiler içinde olur ama düşünüldüğü gibi olmuyor. Güzel bir stratejiydi ama her şey sizin istediğiniz gibi olmuyor."

Eroğlu, çözüm süreci konusunda "AB eğer Rum tarafının anlaşmasını istiyorsa üzerimizdeki ambargoları kaldırdığı taktirde Rum yönetimi çözüm sürecine girecektir. Bunu yapanlar yarın başka şeyler de yapar diye düşüneceklerdir." dedi.

Bu arada, konuşması sırasında kendisine musallat olan bir sineği kovan Eroğlu'nun, "Bir sinekte bana musallat oldu, tıpkı Rumlar gibi" demesi büyük alkış aldı.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: