Eroğlu: Müzakerelere devam etmenin anlamı yok

KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, Rumların uzlaşmaz oldukları sürece müzakerelere devam etmenin anlamının almayacağını söyledi.

Türkiye Kamu-Sen Konfederasyonu tarafından Antalya’nın Manavgat İlçesi’nde düzenlenen Teşkilat Buluşması toplantısına katılan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu; 19 Nisan’da garantör devletlerin de katılacağı 5’li toplantı olmaması halinde müzakerelere devam etmenin bir anlamı olmayacağını söyledi.

Kıbrıs’ta müzakerelerin 1959 ev 1960’lı yıllara kadar gittiğini ifade eden KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, yıllardır süren müzakerelerden bir sonuç alınamadığını belirterek; “Kıbrıs müzakerelerini uzun bir süre Rauf Denktaş sürdürdü. Ardından Talat bey müzakere etti. Şimdi ben sürdürüyorum. Geçen Perşembe günü yaptığımız görüşmede genel sekreterin temsilcisinin yanında Hristofyas’a; ‘bu bizim lider olarak son toplantımızdır’ dedim. Rumların uzlaşma niyetleri yok. Eğer Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Rumları Kıbrıs Cumhuriyeti olarak tanımasaydı, kararları ilan etmesiydi sorun çoktan çözülürdü. AB’ Rumları üye olarak almasaydı sorun yine çözülürdü” dedi. Rumların meşru devlet olarak tanındığı sürece çözümün olmayacağını belirten Eroğlu; Onların tuzu. Kuru. Böyle bir yapıda olan Rumların bizimle anlaşacağını düşünürmüsünüz?” diye konuştu. Rumlarla bugüne kadar yapılan müzakerelerde sadece ekonomi ve iş güvenliği konularının bağlandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Eroğlu, mülkiyet, egemenlik ve diğer bütün konuların hala görüşme masasında olduğunu ve bağlanamadığını söyledi.

Reklam
Reklam

Bize yaşayacak toprak kalmaz

Eski Rum kesimi liderlerinden Klerides’in, ‘Müzakere masasında olup hiçbir anlaşmaya imza atmayız’ dediğini aktaran Cumhurbaşkanı Denktaş; “Dünya artık şu gerçeği görmeli. 1977 yılında Denktaş Makarios anlaşmaları rafa kaldırıldı. 1985’te Denktaş’la Klerides bir taslak üzerinde anlaştı. Biz taslağı o zaman meclisten geçirdik. Ama Rum meclisi kabul etmedi. En son Annan Planı’na bile, ben karşıydım ama halk kabul etti, Rumlar etmedi. Dünya bunu anlamalı. Biz, Rumların uzlaşmazlığını Dünya’ya anlatamadık. Annan Planı’ndan sonra bu ortadayken Talat bey müzakerelere başladı. Bende devam etti. Benim dönemimde yapılan müzakereler için Genel Sekreter beni suçlayamaz. Masada sürekli öneriler yapan taraf biz olduk. Rumlar hep sabit kaldı ve daha fazlasını istedi. Rumlara istediklerini verirsek bize yaşayacak toprak kalmaz” dedi.

Ya 5'li toplantı olur yada olmaz

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne bir mektup yazdığını açıklayan Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “Mektupta bundan sonra görüşmelerin Türkler, Rumlar ve Yunanistan, İngiltere ve Türkiye’nin de katılımıyla 19 Nisan’da 5’li olarak yapılmasını istedim. Bunu daha önce de söylemiştim. Bu önerime Rumlar, Güvenlik Konseyi üyelerini ve AB’yi eklemek istiyorlar. Rumlar hem AB’nin hemde BM’nin üyesi dolayısıyla o kurumlar taraf oldukları için o toplantılara katılamaz. Toplantı Kıbrıs’la ilgili sadece garantörler katılabilir. 20 Nisan’dan sonra bu toplantıların olup olmayacağını göreceğiz. Toplantı olmazsa müzakere etmenin anlamı yok” dedi.

Reklam
Reklam

Nihayetinde aç değiliz açık değiliz

Bu toplantının olmaması durumunda Rumlar’da başkanlık seçimi dönemine girildiği için müzakere etmenin anlamının olmayacağını kaydeden Eroğlu; “Rumlarda başkanlık seçimi yapıldıktan yeni bir masa kurulur. Biz masaya oturmak için şartlarımızı belirleriz. Biz, dün yaşadıklarımızı yaşatmayacak ve bugünün gerçeklerinden hareket ederek yeni bir anlaşma istiyoruz” dedi. Rumların müzakerelerden kaçtığını ve bütün dünyanın onları şımarttığını vurgulayan Eroğlu, “ Şimdi bütün bu olanları dünyanın gözüen sokmaya çalışıyoruz. Görüyorlar ama görmezden geliyorlar. Rumları AB’ye alırken, bu geçici demişlerdi. Şimdi Temmuz’da dönem başkanlığını verecekler” diye konuştu. Rumlarla mutlaka anlaşma yapacakları yolunda bir baskı altında olmadıklarını belirten Eroğlu; ” Mutlaka anlaşma olsun diye uğraşmıyoruz. Biz skiden yaşadıklarımızı yaşamak istemiyoruz. Nihayetinde ne açız, ne açıktayız. Üstümüzde ay yıldız var” dedi.

Memurların gerçek temsilcisiyiz

Toplantıda konuşan Türkiye Kamu-sen Genel Başkanı İsmail Koncuk’ta Türkiye Kamu-sen 20 yıldır hak bildiği yolda emin adımlarla yürüdüğünü söyleyerek; “20 yıl önce bir avuç kamu çalışanın kurduğu Türkiye Kamu-Sen bugün 400 bin aşkın üyesi olan gerçek bir sendikadır. Her şartta memurların gerçek temsilcisiyiz” dedi.

Reklam
Reklam

Yeni düşmanlar yaratmayalım

Türkiye’nin tarihi günler yaşadığını söyleyen Koncuk; “Ekonomik, tarihi ve sosyal dönüşümler içindeyiz. Bu dönüşümlerin getirdiği riskler ülkemiz için avantajlarından daha fazla. Coğrafyamızda meydana gelen olaylarda bu dönüşümü açıkça işaret ediyor. Türkiye’nin yeterince düşmanı vardır. Yeni düşmanlar edinmemeliyiz. Bölgemize huzur ve barış getirmenin peşine düşmeliyiz” dedi.

İmam hatipler ve Kur'an dersleri geç bile kaldı

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) kabul edilen 4+4+4 yasasıyla 50 bine yakın sınıf öğretmeninin açıkta kalacağına işaret eden Koncuk; “Biz İmama Hatiplerin orta kısımlarının açılmasından yanayız. Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimizin hayatının ders olarak okutulmasından yanayız. Hatta bu konuda geç kalındığını düşünüyoruz” dedi.

18 Aydır toplu sözleşme yasası bekliyor

Memurlara toplu sözleşmeli grevli yasa tasarısının 18 aydır TBMM’de beklediğini ifade eden Koncuk; “Bu sürede birileri bu toplu sözleşme yasa tasarısının üstüne oturmaya çalışıyor. Ömürleri boyunca çalışanların hakları için meydanlara inmemiş olanlar şimdi adeta yattıkları yerden büyüyorlar” dedi. Başkan Koncuk sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir sendika var. Hiçbir gün meydanlara inmeden, tırnağını kıpraştırmadan, memurların hakkını aradığını iddia ediyor. İş bırakanları idareye ihbar eden, toplu sözleşme kanununun üstüne konan ve yattıkça büyüyen hormonlu sendika, toplu sözleşme tiyatrosuna figuran olarak seçildi. Kendi anlayışlarına uygun sendikayı buldular palazlandırdılar şimdi onlarla al takke ve külah sendikacılık oynayacaklar. Kamu-sen’in bu oldu bittiye göz yummasını isteyenler yanılgı içindedirler. Bizlere toplu sözleşme masasını kapatanlar, meydanlara giden yolu kapatmaya güçleri yetmez ve yetmeyecektir. Bizim kapımız kin ve düşmanlık kapısı değil. Kim gelirse kucaklamaya hazırız. Birlik ve beraberlikten yanayız. Bizler birlik ve beraberlik içinde olduğumuz sürece bizi kimse yıkamayacaktır. Bizim bir felsefimiz var. Bu memurumuzun hakkını ve devletimizin kaynaklarını kimseye yedirmeyeceğiz. Bizler vatanımıza ve devletimize bağlılığımızdan asla taviz vermeyeceğiz. Bizi biriz, iriyiz. Gün gelecek devran dönecek, her şey değişecektir. Gücü ele geçirince zalimlerden olmayacağız Bizler düşen haksızlıklar karşısında asla pes etmemek ve asla susmamaktır. Yatarak büyüyen sendikalardan yetkili sendika emanetini geri almaktır” dedi.

Reklam
Reklam

Kamu-Sen’e bağlı 11 sendika yöneticilerinin katıldığı Teşkilat Buluşması toplantısı 1 Nisan’da sona erecek

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: