Ersun Yanal’dan Açıklamalar

Eskişehirspor Teknik Direktörü Ersun Yanal, iyi bir kadroya sahip olduklarını ve hayal ettikleri sonuçları aldıkları takdirde Eskişehirspor'un var olma savaşında yer alacağını söyledi.

Eskişehirspor Tesisleri’nde düzenlenen basın açıklamasında takımın durumu ve genel değerlendirmede bulunan teknik direktör Ersun Yanal, kendilerini zorlu 4 karşılaşmanın beklediğini belirterek, "İçeride oynayacağımız Kayseri ve deplasmanda oynayacağımız İstanbul Büyükşehir maçı sonrası bir Mersin deplasmanımız var. Yine avantajlıyız ve kazanacağımıza inanıyoruz. Tabii ki burada Galatasaray ile oynayacağımız çok özel bir maç var. Taraftarlarımızın bizi yalnız bırakmamasını istiyoruz. Hayal ettiğimiz sonuçları aldığımızda Eskişehirspor’umuz çok önemli bir virajı atlatıp, var olma savaşında yer alacak” diye konuştu.

"FUTBOLA GÜZELLEŞTİREN BÜYÜK BİR AİLEYE AİT OLMA DUYGUSUDUR"

Futbolun sadece oyuncular, teknik ekip ya da kulüp başkanının oluşturduğu bir aile olmadığını dile getiren Yanal, “Futbol, bu şehrin, taraftarların ve takımların oluşturduğu büyük bir oyun. Futbolu güçlendiren, güzelleştiren ve heyecanlandıran büyük bir aileye ait olma duygusudur. Böyle büyük bir aileye ait olduğunu hissettiğinde bu oyun daha da keyifli daha da güzel hale gelir” dedi.

"ESKİŞEHİRSPOR SEYİRCİSİ FUTBOLU BİLİYOR"

Türkiye’de futbolun son dönemde sonuçla yorumlandığını ifade eden Yanal, "Bu sonucu yorumlarken sadece kazanılan bir maç sonrasında başka hiçbir şeye bakılmaksızın bu oyundan alınan keyif ya da zevkin dışındaki tek unsurun bir televizyon karesine ya da bir gazete kupürüne ait olan 1-0’ın değerlendirildiği bir oyun. Bunun içinde saygı, sevgi, anlayış ve Fair-play, oyunun oynandığı andaki tüm organizasyona saygı ve sevginin olmadığı acımasız bir ortam oluşturulmuş durumda. Eskişehirspor, bu konumun dışından olan şanslı illerden, bölgelerden, takımlardan birisidir. Eskişehirspor seyircisi futbolu biliyor. Dolayısıyla futbolun oynandığı, dolayısıyla futbolun oynandığı sadece sonuçla değil oynanan oyunun ve bugün ülkenin en genç ikinci takımı durumunda olan takımların sahiplenmesin oluşturduğu desteğin bir şans olduğunu düşünüyorum. Tek başına kazanmak değil bir takıma sahip olmanın ve bu sahip olmanın getirdiği değerlerle o takımı desteklemenin de çok değerli olduğunu düşünüyorum. Bu konuda bütün Eskişehirspor taraftarlarından da destek aldığımızı düşünüyorum" şeklinde konuştu.

"OYUNCULARIMIZA PERFORMANSLARINDAN DOLAYI TEŞEKKÜR EDİYORUM"

Eskişehirspor’un çok iyi bir kadroya sahip olduğunu belirten Ersun Yanal, "En azından birbiriyle rekabet içinde olan oyuncularımızın birbirine saygın bir ilişki içerisinde olduğu ve bunu da ortaya koydukları mücadele ile çok ciddi bir şeklide hepimize hissettirdikleri bir ortam var. Bu konuda oyuncularımıza ortaya koydukları performanstan dolayı teşekkür ediyorum’’ şeklinde konuştu.

"TÜRKÇE, MATEMATİK PROFESÖRÜ YETİŞTİRİYORUZ, İŞE YARAMIYOR"

Ülkede kulüp sayıları ve organizasyonların kısıtlı olduğunu ifade eden Eskişehirspor Teknik Direktörü Ersun Yanal, "Eğer bir lig planlıyorsanız ve bu ligi dünya ligi yapmak istiyorsanız, bunu kriterlerini ve koşullarını planlarsınız ama şu anda ligimizi çok ciddi pazarladığımızı düşünmüyorum. Başka oyuncuların bu lige gelip, değersiz bir ligin ve satılamayacak bir ligin oluştuğu ve bu kadar değersizleştiği bir yerde buraların yabancı çöplüğüne çevirmekte çok mantıklı değil. Bence esas bakılması gereken yer ülkede 13-13,5 milyon çocuk var. Bu genç nüfuslu ülkenin yeteneklerini eğitebileceği kulüp sayısı çok az. Bu da bizim maalesef spor yapılabileceği ortamların daha iyi organize olabilmesine itmesi gerekiyor. Türkiye öyle bir model ki bugün okullarda spor yapmak zorundasınız. Maalesef eğitim sistemimizdeki sınav problemi üniversite gidişatındaki o sürecin de dikkate alındığında, okullarımızda bugünkü çağın gerektirdiği spor organizasyonları yapılamıyor. Nasıl yapacağız? Kulüp sayıları ve organizasyonları kısıtlı. Bu 13,5 milyon insanı nerede yetiştireceğiz? Bugün Eskişehir’e baktığımızda altyapıda kaç çocuk görebiliyoruz? Kaç çocuğu okullarında basketbol, voleybol, satranç, tiyatro, müzik, resim gibi alanlara eğiliyor? Bence problem birazda burada başlıyor. Biz ortaöğretim ve lisede matematik, fen ve Türkçe profesörü yetiştirmeye devam ediyoruz. Ondan sonda bunlar bir işe yaramıyor. Ben böyle düşünüyorum" dedi.