Diyarbakır Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ın "çıkan petrolden pay istemelerine" ilişkin açıklamalarını anımsatan Kürkcü, Kışanak'ın, BDP'nin uzun zamandır savunduğu tezleri ifade ettiğini söyledi. Kürkcü, "Kışanak ve Amed halkının yanındayız. Onların talepleri bizim de taleplerimizdir" diye konuştu. Yerel yönetimlerin bu kaynaklardan tasarruf etme hakkı olduğunu öne süren Kürkcü, bunun için Anayasal değişikliğe bile ihtiyaç olmadığını, İl Özel İdaresi Kanunu'ndaki değişiklikle bu kaynakların belediyelere döndürülebileceğini savundu.
Kürkcü, "Bütün engellemelere rağmen seçim sonuçları gösterdi ki biz vardık, varız ve var olacağız" ifadesini kullandı. HDP'nin toplumsal ve politik muhalefetin başını çekmek için elinden geleni yapmadıkça, yeni siyasetler geliştirmedikçe, başlı başına çekim merkezi olmadıkça başarılı olamayacağını söyleyen Kürkcü, "Yeniden örgütlenip halkların demokrasi ve özgürlük umudunu parlatmamız gerekmektedir" dedi.
"Asıl mesele Cumhurbaşkanlığı koltuğuna kimin oturacağı değil, kalıcı barış ve çatışmasızlık ortamının nasıl gerçekleştirileceğidir" diyen Kürkcü, "Bu ülkenin, Çankaya yolunda koltuk sevdası için terleyenlere ihtiyacı yok. Çözüm süreci nasıl ilerletilecek esas üzerinde durmamız gereken bunlar" açıklamasında bulundu.
Kürkçü, "Çözüm isteyen hükümet, kalekol yapmaz, parlamentoda, demokratik, yasal adımlarla halkın karşısına çıkar" diye konuştu.
Hakkari Valisi'ne yönelik eleştirilerde de bulunan Kürkcü, "Valiyi ya görevden alın ya bir şey yapın. Doğacak her türlü gerginliğin arkasında hükümet unsuru olacaktır" dedi.
Anayasa Mahkemesi'nin kararları "gayri milli" olarak tanımlayanların "Ergenekon ağzıyla konuştuklarını" öne süren Kürkcü, "Ergenekon ile kol kolasınız şimdi de ağız ağıza konuşmaya başladınız ama bundan barış doğmaz" ifadelerini kullandı.
Sosyal medya yasaklarına karşı olduklarını, bu konuda Meclis'te alınacak kararları engellemek için çaba göstereceklerini ifade eden Kürkcü, şöyle konuştu:"Ancak bu kararlar Meclis'ten çıkarsa ve Anayasa Mahkemesi bunu bozarsa, biz bu bozma kararlarını onaylıyoruz, doğru buluyoruz. Biz daha çok demokrasiyi güvence altına almak için sadece Anayasa Mahkemesi'nin değil bütün yargıçların, demokratik yönetimleri güvence altına alan bütün güçlerin aynı şekilde seslerini çıkartmaya devam etmelerini isteriz."
Hükümetin Rojava politikasını de eleştiren Kürkcü, "Hükümeti duvar ve hendek siyasetinden vazgeçmeye ve Rojava yönetimi ile iyi ilişkiler kurmaya davet ediyoruz. Ancak hükümet bu noktada da savaş tedbirlerinden vazgeçmiyor" dedi.
Diyarbakır Belediye Başkanı Gültan Kışanak'ın "çıkan petrolden pay istemelerine" ilişkin açıklamalarını anımsatan Kürkcü, Kışanak'ın, BDP'nin uzun zamandır savunduğu tezleri ifade ettiğini söyledi. Kürkcü, "Kışanak ve Amed halkının yanındayız. Onların talepleri bizim de taleplerimizdir" diye konuştu. Yerel yönetimlerin bu kaynaklardan tasarruf etme hakkı olduğunu öne süren Kürkcü, bunun için Anayasal değişikliğe bile ihtiyaç olmadığını, İl Özel İdaresi Kanunu'ndaki değişiklikle bu kaynakların belediyelere döndürülebileceğini savundu.
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu'nun 1 Mayıs'ta Taksim'de kutlama yapılmasına izin verilmeyeceğini açıkladığını anımsatan Kürkcü, "Geçen yıl 'inşaat var' diyordu. Bu yıl inşaat bitti ama alan bizim değil. İşçiler nerede, HDP orada olacak. İşçiler, Taksim'de haklarını haykırmak için 30 yıl mücadele etti. Taksim ile ilgili kararınızı gözden geçirin" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın "demokrasi ile diktatörlük arasında gidip gelmesine alıştıklarını" söyleyen Kürkcü, işçilerin Taksim'de bulunma hakkını koruyacak tedbirlerin şimdiden alınması gerektiğini dile getirdi.