İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, "Kolay gelinmemiş bir noktadayız ülke olarak ve kolay gelmediğimiz yerleri kolay vermemek için de çok çalışmalıyız, çok gayret göstermeliyiz, çok özel itinalar göstermeliyiz" dedi. İş Bankası tarafından, Palandöken Dağı'ndaki Renaissance Polat Otel'de düzenlenen "İş'le Buluşmalar" Toplantısı, "Erzurum'da Yeni Bir Bakış" adıyla yapıldı. Moderatörlüğünü Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ'ın yaptığı toplantıda açılış konumasını yapan Genel Müdür Bali, Erzurum'un gelişen sanayisi ve ticaretiyle Doğu Anadolu Bölgesi'nin cazibe merkezi konumunda olduğunu söyledi. Bölgede ticaretin daha da gelişmesi için banka olarak üzerine düşen görevleri en iyi şekilde yerine getirmeye çalıştıklarını vurgulayan Bali, "İş Bankası olarak Erzurum'da ilk şubeyi 1929 yılında, ikinci şubeyi ise 1952'de kurmuşuz. Eskiden 7 çalışanımız varmış, şimdi yedi şubeyle hizmet veriyoruz. Bizim de Erzurum'u esas alan bir yönetimimiz var" diye konuştu. Topladıkları mevduattan daha fazla kredi kullandıran bir banka olduklarını ifade eden Bali, şunları kaydetti: "Bu kredilerimizin vasfı sektörden de farklıdır. Bugün İş Bankası'nın 181 milyar TL'yi aşkın bir bilanço büyüklüğü var. 100 milyar dolara yakın bir bilanço büyüklüğü var. Bir Türk bankasının bu büyüklüğe ulaşması hepimiz için grurur verici olmalıdır. Özel sermaye ile kurulmuş ve kamuya malolmuş, kamunun hissesi olmadığı halde ama en kamusal nitelikli banka olarak böyle bir büyüklüğe erişmesi Türk halkının, Türk müteşebbisinin teveccühü sayesinde mümkün olmuştur." İş Bankası'nın kredilerde en büyük olduğunu ve bilançosunun yüzde 60'ından fazlasını kredilere ayırdığını hatırlatan Bali, bankalarının zor dönemlerde de sınavı iyi verdiği kanaatinde olduğunu ifade ederek, global krizin başladığı 2008'den itibaren bankanın şube açma kararlarından asla geri dönmediğini, hatta Lehman Brothers'ın battığı dönemde 1000. şubesini açtığını anımsattı. -"3 bin futbol sahası büyüklüğünde alanı ağaçlandırmış bir bankayız" İş Bankası'nın krize karşı dururcasına bir tavır geliştirerek, yılda yaklaşık 2 bin 500 kişiyi istihdam ettiğinin altını çizen Bali, hem yurt içinde hem de yurt dışında ağını genişleterek bugün 25 bin çalışana ulaştığını söyledi. Bankacılıkta kısa dönemli fayda uğruna, orta ve uzun dönemi feda etmek gibi bakış açılarına hiç kapılmadıklarını belirten Bali, "Biz sadece bankacılık yapmıyoruz. Topluma farklı sorumluluklarımızın olduğunun farkındayız. Bugün İş Bankası sosyal sorumluluk projeleri ve girdiği yatırımlar açısından aslında tipik bir AŞ faaliyetlerinin çok ötesinde bir anlayışla değişik projeleri sürdürmektedir. Bunlardan bir tanesi 81 ilde 81 ormandır. Biz burada 3 bin futbol sahası büyüklüğünde alanı ağaçlandırmış bir bankayız" dedi. Sadece kazanmak değil, kazandırmak, birlikte değer yaratmak, muhatabın doğrusunu gözetmek, yarattığı değerlerle, çok kalıcı eserlerle anılmanın kurumlarının öteden bu yana çalışma şekli ve görevi olduğunu belirten Bali, şöyle konuştu: "İnşallah bundan sonra da böyle olmaya devam edecektir. İş Bankası bu ülkeye hizmet için vardır. Bizim için düstur, işimizi doğru ve dürüst olarak yapmaktır. Kolay gelinmemiş bir noktadayız ülke olarak ve kolay gelmediğimiz yerleri kolay vermemek için de çok çalışmalıyız, çok gayret göstermeliyiz, çok özel itinalar göstermeliyiz. Bugün 'yatırım yapılabilir ülke' notuna 20 yıla yakın süre sonra bildiğiniz üzere çok enterasan çifte standartlardan sonra ancak gelebildik. Çok kıymetli bir noktadır. Geldiğimiz yer de şudur, Namibya ile daha yeni eşitlendik. Onun için daha alacağımız mesafe bu ülkenin önündedir. Hep beraber çalışacağız, uğraşacağız." Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Taner Berksoy da "Ekonomik Sorunlar: Dünya ve Türkiye" konulu sunumunda, Türkiye ekonomisinde büyümenin yavaş, para politikasının gevşek, faizlerin düştüğünü, maliye politikalarını sıkı ve sermaye girişinin yoğun olduğunu ifade etti. Türkiye ve yabancı basının, sürekli Gezi Parkı odaklı gelişmelere ilişkin, "Türkiye'nin siyasi istikrarını bozar mı?" yönünde sorusu olduğunu ifade eden Berksoy, "Siyasi istikrar konusunda bizim sabıka kaydımız berbat. Herkesin kafasında, Türkiye'nin geçirdiği bu 90'lı yıllar, o uzlaşmaz koalisyonlar, iktisadi karar alamayan yönetimler var. Dolayısıyla böyle bir soru işareti gelmiş" şeklinde konuştu. Türkiye algısının, arka arkaya kredi notu artırılacak kadar iyi olduğunu vurgulayan Berksoy, şunları kaydetti: "Yatırım yapılabilir' iki kere teyit edildi. Şimdi bu değişir mi? Bunun için kimsenin kaçması, ürkmesi değil ama olaylar tırmanarak devam ederse, böyle bir risk var. Türkiye algısı değiştiği zaman, 4 ay içinde 44 milyar dolar gelmiş ya bu gelmez. Bu gelmediği gibi içeriden birkaç tane milyon dolar çıkar. Yabancılar götürür kastetmiyorum, içeriden birkaç tane iş çevreleri güvensiz bulmaya başladığı anda bin tane örneği var, kendi parasını da götürür. Bunun adı müthiş bir kaynak kurumasıdır. Gelen para ters döndüğü zaman o devaülasyonu yaşarız. Büyük bir devalüasyon, ekonominin frenine dibine kadar basar. Sıfır büyümeye, negatif büyümeye döneriz. Beklenti bozulmasıyla, algı bozulması olur. Onun için benim tavsiyem bu olayları gezi parkındaki on tane çocuk çözemez, onun dışında 20 tane terör yapan, yakan yıkan velet çözemez. Bunu hükümetin çözmesi lazım. Bir an önce iş edinip, bunu çözmesi lazım." Programda, Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Lütfü Yücelik, Altınay Robot Teknolojileri Genel Müdürü Hakan Altınay, İzmir İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Özer Türer, Dünya Gazetesi yazarı Rüştü Bozkurt da konuşma yaptı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz