Erzurum'un dondurucu soğuğunda kestane satıp ev sahibi oldu

Erzurum gibi kış aylarında gündüz dahi hava sıcaklığının sıfırın altında 25 dereceye kadar düştüğü yerlerde, sokakta yapılan meslekleri icra emek oldukça güç. Ancak bu güçlükler geçimini sağlamak zoranda olan Erzurum insanını yıldırmamış. 17 yıldır geçimini dondurucu soğuklara aldırmadan sokakta kestane satarak sağlayan Ahmet Seçer (41), kazandığı parayla bir ev bir de dükkan almış. 4 çocuğu ve ailesinin geçimini de bu işten karşılıyor.

Seçer, bu işin ne kadar zor olduğunun farkında olduğunu ancak hiçbir pişmanlık duymadığını belirtiyor. Kestane çizmek, pişirmek ve insanlara sunmayı bir tutku haline getirmiş. İnsanların pişirdiği kestaneleri beğenip bir daha gelip almalarını bir ödül olarak kabul eden Seçer, bu işi bırakmaya niyeti olmadığını söylüyor. İnsanların kendisini kestaneci amca diye tanıdığını belirten Seçer, bu şekilde anılmaktan da mutlu. Yıllardır bu işi yapan kestaneci amcanın sürekli müşterileri bile var.

Kestaneci Seçer, günümüzde birçok insanın iş beğenmediğini ifade ediyor. Ancak sevilerek yapılan her işin insanı mutlu edeceğini belirtiyor. Kararlı olmak ve bir işi sonuna kadar götürmenin önemine vurgu yapan Seçer, havanın sıfırın altında 25 derece olduğu zamanlarda dahi tezgahını açmayı ihmal etmediğine dikkat çektiyor.

Seçer’in bu işe başlamasının da ilginç bir hikayesi var. Askerlik dönüşü ne iş yapacağı konusunda kara kara düşünmeye başlamış. İstanbul’da yeni bir iş bulmak, ekmek parası kazanmak için sokak sokak dolaşmış. Bu sırada, seyyar satıcılara gözü ilişince, kendi kendine 'ben bu işi yapabilir miyim' diye düşünmeye başlamış. Sonra üç tekerlekli bir yük taşıma arabası bulup, üzerine büyük bir kazan yerleştirmiş. Arkadaşlarından borç harç aldığı parayla biraz mısır temin ederek İstanbul sokaklarında “Süt mısırrr” deyip dolaşmaya başmış. Seçer, artık çok mutludur, çünkü helalinden para kazanmaya başlamıştır. Daha sonra farklı meslek denemelerinde de bulunmuş. En son kestanecilikte karar kılmış. İlk sattığı süt mısırın üzerinden 19 yıl geçen Seçer, 17 yıldır kestane pişirip satıyor.

“Erzurum’a daha çok kar yağar, ben de burada işimi yapıp ekmek paramı kazanırım” diyen Seçer, lapa lapa yağan kara inat, ızgarasının üstünde kestane pişiriyor. Erzurum’un en büyük ve en işlek caddesi olan Cumhuriyet’in başında tezgâh kurmuş. Kalın elbiseler giymiş soğuktan korunmak için. Tepesinde bir şemsiye, önünde yavaş yavaş yanan küçük bir soba… Ahmet Usta kestaneleri karıştırırken, bir yandan üşüyen bedenini ısıtıyor. Bir yandan da birazdan gelip, bir avuç kestane alıp, onunla ısınacak insanlar için hazırlık yapıyor.

Soğuk iliklerine kadar işlemesine rağmen hiç ümitsizliğe düşmüyor. Derken hemen önündeki kaldırımdan hızlı adımlar ilerliyor. İnsanlar yağan karda daha fazla üşümemek için çabucak evlerine gitme telaşı içinde. İçlerinde biri burnuna gelen kestane kokusunu takip ederek Ahmet Usta’nın tezgahına ulaşıyor. Bir miktar para karşılığında onu soğuk havanın etkisinden kurtaracak ve içini ısıtacak bir avuç kestane alıyor. Hem o mutlu oluyor hem de 4 çocuk babası. Seçer, “Allah’a şükürler olsun. Bu iş beni ve çocuklarımı hiç aç bırakmadı.” diye sürdürüyor sözlerini. 17 yıldır kestane satarak geçimini sürdüren Seçer, bu işten kazandığı parayla bir ev, bir de küçük bir dükkan almış. Azimle çalışmanın ve şükretmenin insanı başarıya götüreceğine inanan Seçer, Erzurum’da kış aynının uzun sürmesini kendisi için bir fırsat olarak değerlendiriyor.

Seçer’in bir diğer tutkusu ise pişirdiği kestanelerin fotoğrafını çekmek. Cebinden çıkardığı küçük fotoğraf makinesinde yüzlerce kestane fotoğrafı var. Bu fotoğrafları hatıra olarak saklayan Seçer, tezgahı başında geçirdiği her günün ayrı bir anısı ve güzelliği olduğunu da belirtmeden edemiyor.