Jason Schwartzman kıskanmakta hiçbir maraz görmediğimiz genlere sahip biri. Prodüktör Jack Schwartzman babası, Francis Ford Coppola dayısı, Nicholas Cage ve Sofia Coppola kuzenleri derken hatrı epey sayılır bir sanat camiasının içine kılını kıpırdatmadan dahil oluverenlerden. İşin içine yetenek de karışınca henüz 18 yaşındayken, Wes Anderson imzalı film Rushmore‘un Max Fischer’ı olarak çıktı karşımıza. Muazzam bir karakter olan Max Fischer, Jason Schwartzman’e iştah kabartmak için fazlasıyla geçerli bir sebepti.
Rushmore ertesinde yine bir hayli karikatürize edilmiş fakat bir o kadar da doğal rollerde yer aldı esas oğlanımız. Spun, I Heart Huckabees, Maria Antoinette ve The Darjeeling Limited Jason Schwartman’in filmografisine girerken, kendisine duyduğumuz hayranlığın miktarı da katlanarak büyüyordu. Öyle ki; Wes Anderson ellerinden çıkma kısa film Hotel Chevalier‘de Natalie Portman‘ın eşlik ettiği performansının ardından, kendisine karşı biriktirdiğimiz hissiyat “bir kulunu çok sevdim…” kıvamını aldı. Almaması da ayıp olurdu keza. “Cool” nitelemesinin cuk oturduğu Jason Schwartzman’li rüyalarımız HBO tarafından sabote edilmiş olsa da (Bored to Death yayından kalktı, evet) sonrasında Moonrise Kingdom gibi Bill Murray, Tilda Swinton, Edward Norton ve Bruce Willis gibi oyuncuların yer aldığı kallavi bir yapımla başka bir rüyaya yelken açtık. Coconut Records adı altında kaymak gibi müzik de yapıyor.
Yakın zamanlarda yer aldığı The Grand Budapest Hotel, Big Eyes gibi yapımlardan sonra yeni projelerinin yolunu gözler olduk. Şu sıralar kardeşi Robert Schwartzman’ın yazıp yönettiği bir film üzerinde çalışıyor olsa da yeni bir Wes Anderson işbirliği bekleyişi içindeyiz.