Eski Başbakanlık Müsteşarı Yaşar Yazıcıoğlu, 28 Şubat sürecinde oluşturulan Başbakanlık Takip Kurulu ile ilgili, "Amaç, olağanüstü durumu yumuşatarak, yayarak durumun değişmesine yönelik bir süre kazanmaktı." dedi.
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma 28 Şubat Alt Komisyonu, sabahki toplantısında ilk olarak 1997 Haziran’ından 1999 yılı başına kadar Başbakanlık Müsteşarlığı görevini yürüten Yaşar Yazıcıoğlu’nu dinledi. ‘ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından ABD Büyükelçiliğine gönderilen ve merhum Başbakan Necmettin Erbakan’ın yürüttüğü milli politikanın ABD’nin çıkarlarına ters düştüğü, hükümetin ortadan kaldırılmasını içeren gizli kriptonun kendisine yine Başbakan Erbakan tarafından gösterildiğini’ belirten Yazıcıoğlu, "Kriptonun orijinal, İngilizce halini gördüm. Okudum, not aldım. Belge eski Adalet Bakanı İsmail Müftüoğlu’nda olabilir. Bir konuşmamızda, bende var, demişti." diye konuştu.
Yazıcıoğlu, 28 Şubat sürecinde kurulan Başbakanlık Takip Kurulu’nun, kendisinin göreve gelmesinden önce faaliyete geçtiğini, çok sayıda bakanlığın müsteşarından oluştuğunu, iki tane de askeri üyesi bulunduğunu ifade etti. Kurul’un hiçbir yaptırım gücü bulunmadığını söyleyen Yazıcıoğlu, “Amaç, olağanüstü durumu yumuşatarak, yayarak durumun değişmesine yönelik bir süre kazanmaktı.” dedi. Başbakanlık Takip Kurulu’nun, Batı Çalışma Grubu ile herhangi bir ilişkisinin olmadığını savundu.
Başbakanlık’ta merhum Başbakan Necmettin Erbakan tarafından kurulmuş bazı Danışma Kurulları bulunduğunu, göreve geldiğinde bu kurulların gereksiz olduğuna karar vererek, buralardaki çalışanları ilk kurumlarına geri gönderdiğini söyleyen Yazıcıoğlu, Komisyon üyesi İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık’ın "Bu kişilerin hiçbiri, açtıkları idari davalarda da hiçbir şey kazanamadı." şeklindeki sözleri üzerine, "İdari davaların başkanı ya da hakimleri değilim." cevabını verdi.
Akın Birdal’a yapılan silahlı saldırının azmettiricisi Semih Tufan Gülaltay ile ilişkisinin olup olmadığı sorusu üzerine Yazıcıoğlu, önce tanımadığını söyledi. Yazıcıoğlu daha sonra ise, “Siyasi bir parti kurmak için Türkiye’yi dolaştım. O çerçevede İstanbul’da bazı iş adamları ile görüşmelerimizde, ‘bu arkadaş da siyaset ile uğraşıyor görüşür müsünüz?’ dediler. Ankara’ya dönüş yolunda görüştük. ‘Mahkum oldum, siyasi faaliyette bulunamam’ dedi. Çay içtik, ayrıldık.” cevabını verdi.
ÖMER KAYIR: ERBAKAN’IN BAŞLATTIĞI SÜREÇ İSTEDİĞİ GİBİ TAMAMLANMIŞTIR
Komisyon Yaşar Yazıcıoğlu’ndan sonra aynı dönemlerde Müsteşar Yardımcılığı görevini yürüten Ömer Kayır’ı dinledi. 1999 yılında görevinden kendi isteği ile ayrıldığını ifade eden Kayır, "Başbakanlık Takip Kurulu sekretaryasında görev almam millet menfaati için ne kadar iyi olduysa, şahsım adına o kadar kötü oldu." diye konuştu. 28 Şubat sürecinde Başbakanlık’ta çalışanların cumaya bile gitmeye korktuğunu söyleyen Kayır, "Bugünlere öyle bir noktadan gelindi." dedi. 28 Şubat’ta alınan kararlar sonrasında, hükümete ‘neden uygulanmıyor’ noktasında sürekli baskı geldiğini belirten Kayır, bu kararların takibine ilişkin bir merkez kurulduğunu anlattı. Bu merkezin kurulmasındaki amacın zaman kazanmak olduğunu söyleyen Kayır, "O dönemde Başbakan Erbakan’ın takındığı tavır en doğrusu idi. Başbakan direnç gösterse, tankın üzerine çıksa kan gövdeyi götürürdü. O sivile zaman kazandırmıştır. Bakanlarda böyle yapmışlardır. Erbakan milleti birbirine kırdırmadı. Başlattığı süreç istediği şekilde tamamlanmıştır." ifadelerini kullandı.
"BAŞBAKANLIK TAKİP KURULU’NDA BİR TANE BİLE FİŞLEME YAPILMADI"
Başbakanlık Takip Kurulu’nun legal bir yapılanma olduğunu belirten Kayır, "Burada insanlar fişlenmedi, bir tane dahi fişleme yapılmadı. Birileri fişleme yapmış olabilir, bu yapıldı da sonuçları ne oldu diye sorulmadı." dedi. O dönemde sürekli askerlerden şikayet aldıklarını söyleyen Kayır, "Elinizde ne varsa getirin denmiştir. Ancak bunların hiçbirine doğrudan işlem yapılmaz. Hangi evrak olursa olsun önce teftiş kurulu’na gidecek. Ancak onu götüren görevli de, bu şuradan geldi diye bununla ilgili işlem yapmak zorunda değilsiniz, demiştir." diye konuştu.
O dönemde yapılan fişlemelerin muhafazakar kadroyu hedef aldığını söyleyen Kayır, bunlar arasında Galip Demirel’in İçişleri Bakanlığı’ndaki kadrosu da olduğunu aktardı.
"GELEN ŞİKAYETLERİN YÜZDE 84’Ü ELENDİ"
Kayır, gelen şikayetlerin yüzde 84’ünün elendiğini belirterek, şöyle devam etti: "Yüzde 16’sı hakkında kesilip biçilme mi yapıldı? Hayır. Talep memuriyetten men, yapılan işlem en fazla yer değiştirme. Bu da kesinlikle mağduriyettir. Peki, bunların yüzde 84’ünün elenmesi, kalanların başka şekle dönüştürülmesi bir şey değil mi?"
Kurul önüne getirilen her konuda mutlaka bir mücadele yaşandığını söyleyen Kayır, askerden gelen taleplerin arkasının kesilmediğini, çıtanın sürekli yükseldiğini aktardı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz