ONUR ORHAN - 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nde eşi ve oğlunu kaybeden Ali Esen, doğal afet sigortasının yaygınlaştırılması için mücadele veriyor. Adapazarı ilçesinde yaşayan Esen, Marmara depreminde eşi ve çocuklarıyla 11 saat enkazda kaldı. Depremde eşi ve en küçük oğlunu kaybeden Esen, doğal afet sigortasının yaygınlaştırılması için çaba sarf ediyor. Doğal Afetler Sigortaları Kurumu İl Temsilcisi Ali Esen, AA muhabirine, 17 Ağustos depreminde 11 saat enkaz altında kaldığını anlattı. Depreme gece uykuda yakalandıklarını belirten Esen, "5 katlı binanın 1. katındaydım. Uyandığımda sağ kol ve ayağım kilitliydi. Sol elime yatak odasının ampulü geliyordu ve onu tuttum. Sabaha kadar günün ışımasını bekledim. Herkes bağırıyor, yardım istiyordu" diye konuştu. Esen, o anlarda eşinden ve küçük oğlundan ses alamadığını ifade ederek, "Diğer iki çocuğumdan ses alabiliyorum. Sabah ışık vurduğunda insanlar bize yardıma geldiler. Yaklaşık 11 saat sonra bizi enkazdan çıkardılar. Beni çıkardıklarında sağıma soluma baktığımda inanın deprem yine aklıma gelmedi. Sakarya'ya atom bombası atılmış, her yer yerle bir olmuş diye düşündüm. Deprem olduğunu beni çıkaran insanlar söyledi. Çok büyük acılar yaşadım. Allah bir daha yaşatmasın" ifadesini kullandı. Herkesin şapkasını önüne koyması gerektiğini vurgulayan Esen, her yerde depremle yaşamayı öğrenmeleri gerektiğini kaydetti. Esen, 1982 yılında Türkiye İş Bankasında memur olarak göreve başladığını, 17 Ağustos depreminden sonra malulen emekli olduğunu anlatarak, şunları dile getirdi: "Daha sonra bir sigorta şirketinin bayiliğini aldım, Sakarya'da Doğal Afet Kurumu kuruldu. Kentte deprem sigortasının ne kadar önemli olduğunu anlatmak için bu kurumun yetkilisi olarak görev yapmaktayım. Aynı zamanda sigortacılık üzerine faaliyet göstermekteyim. Amacım, deprem sigortasının ne kadar ihtiyaç olduğunu halkımıza anlatmaya çalışmak." Depremin ardından kendisini, iki oğlunu "nasıl yetiştirebilirim" diye düşündüğünü kaydeden Esen, "Allah kimseyi yalnız bırakmasın" dedi. "Sivas'tan gittim, bir gelin aldım" diyen Esen, "Şu anda dünya tatlısı iki kızım var. Hayatımı ailem, işim ve halkıma hizmete adadım ve kendimi bu şekilde topladım. Cenab-ı Allah bana iki yavru bıraktı, her şeyini kaybetmiş, tek kendi kalmış o kadar acı insanlar var ki bu sayede kendimi topladım" ifadesini kullandı. Esen, devletin cumhuriyet kurulduğundan beri her türlü afette vatandaşına yardım ettiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Devletin imkanları, ekonomisi belli çünkü Marmara bölgesindeki deprem, Türk ekonomisini çok etkiledi ve burada devletimiz o kıt imkanlarla evi yıkılana TOKİ ve Ziraat Bankası üzerinden krediyle birer ev vermeye çalıştı. Halbuki evini sigorta yaptırmış olanlar, 20 günde sigorta şirketlerinden paralarını aldı ve başlarını sokacak eve sahip oldular. Sigortası olmayanlar 6 ay çadırlarda, 1 yıl prefabriklerde bekledi, devletin vereceği konutlara taşınmaya çalıştılar, bir tanesi de bendim. Devlet konut yaparken ailemi, annemi, babamı, kardeşlerimi her hafta minibüs kiralayıp götürüp 'devletimiz buraya ev yapıyor' diye moral vermeye çalışıyordum." 17 Ağustos'tan sonra en büyük depremin Van'da meydana geldiğine işaret eden Esen, Van'da deprem sigortası olmayanların TOKİ'ye 75 bin lira borçlandıklarını anlattı. Esen, bugün bir deprem sigortasının vatandaşa maliyetinin yıllık 160 lira olduğunu vurgulayarak, "Yani günde 50 kuruşa denk geliyor. O yüzden buradan herkese sesleniyorum. 'Ben ölürsem çocuklarım kimseye muhtaç olmasın' diyorlarsa lütfen evlerine deprem sigortası yaptırsınlar" şeklinde konuştu.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz