Eski Çağlarda Gerçekleştirilen En Garip 7 Doğum Ritüeli

Tıp iyi ki gelişmiş!

1. Düğüm bulundurmak yasak!

En masum batıl inançlarla başlayalım. Nitekim ilerleyen maddelerde hafiften ürkecek, ''Tıbbın gelişmediği yıllarda nasıl üremiş bu insanlık!'' diye düşünecek, halimize şükredeceğiz...

Örneğin Antik Yunan'lar doğum esnasında odanın herhangi bir yerinde düğüm bulundurmazlardı. Odada düğüm bulunmasının uğursuzluk getireceğine, doğumu zorlaştıracağına, geciktireceğine inanılırdı. Eh, milattan önce 4. yüzyıldan bahsediyoruz burada; anlaşılabilir bir batıl inanç! :)

2. Peynir tekerleği

Bir garip Büyük Britanya geleneği ile devam edelim, Orta Çağ'lara kadar uzanan bir peynir geleneği :)

Reklam
Reklam

Orta çağlarda, Büyük Britanyalı anneler doğum yaparken babalar kapıda bekler; kocaman bir peynir tekerleğinin ortasından konuklara peynir ikram ederlerdi. Doğum bitinceye kadar peynir tekerinin ortası boşalmış olurdu, ebeler de bebeği bu tekerin içinden geçirirlerdi. Bu sayede bebeğin iyi bir talihe sahip olacağına inanılırdı.

Bu arada, Yorkshire'lı (İngiltere) bu peynirci çift bu geleneği geri getirmeye çalışıyorlarmış... Birkaç yerel gazeteye de konuyla ilgili röportaj vermişler. Mynet ekibi olarak kendilerine akıl fikir diliyoruz.

3. Konukların gözleri önünde...

Bugün de doğum yaparken annelerin yanında birileri oluyor, eller tutuluyor, destek olunuyor. Ama işler Orta Çağ Avrupası'nda biraz daha kalabalık gelişiyordu.

Avrupalı kralların varisleri doğarken, doğum odasında 70'e yakın izleyici bulunurdu. Herkes de ciddi ciddi, sessiz sakin doğumu izlerdi. Bu arada herhangi bir batıl inanç yüzünden, bu davranışın uğur getirdiğine inanıldığından filan değil! Varisin doğumunun seyirci karşısında yapılması uygun bulunurdu nedense...

Reklam
Reklam

4. Ses yasak!

19.yüzyıla geldiğimizde işler ne yazık ki çığrından çıktı...

Bazı Asya kültürlerinde doğum yapan annenin bağırması 1800'lü yıllarda ayıp kabul edilirdi. Mevzunun daha da garipleştiği nokta ise şöyle; annenin yanında ona destek olan kadınların bağırıp çağırmaya izni vardı, onlar anne yerine bağırırlardı :)

5. Bebeği yıkamamak!

Asya'da annelerin bağırmasına izin verilmiyorken, 1800'lü yılların Avrupa'sında çok daha saçma şeyler oluyordu: Bebek doğduğu anda yıkanmıyor, 3 gün boyunca o şekilde bekletiliyordu. Bu sayede kötü ruhların bebekten uzak duracağına inanılıyordu...

6. Kraliçe Victoria ve afyon.

1837-1901 yılları arasında Büyük Britanya'yı yöneten efsanevi kraliçe, doğum konusunda da yepyeni bir döneme öncülük etmişti.

O zamana kadar doğum esnasında ağrı kesici kullanmak günah sayılırdı. Ne var ki, Kraliçe Victoria 8. çocuğunu doğururken çektiği acıya dayanamamış ve afyon kullanmıştı. Kraliçenin yaptığı bu hareket bir devrim kabul edildi, o günden sonra doğum esnasında alınan ağrı kesici maddelerin ardı arkası kesilmedi.

Reklam
Reklam

Hattâ 1910'lu yıllarda doğum yapan kadınlara morfin vermek, doktorlar arasında yaygın bir uygulamaydı.

7. Son olarak;

Hem korkunç, hem de komik bir maddeyle bitirmek için 17.yüzyıl Rusya'sına gidiyoruz...

17.yüzyıl Rusya'sında, aynı bizim kültürümüzde olduğu gibi ebeler mevcuttu. Povitukha denilen bu ebe hanımlar köy köy dolaşır, kadınlara doğum yaptırırlardı. Yalnız yöntemleri biraz garipti; örneğin povitukhalar annenin arka deliğine havlu tıkarlar, bebeğin doğru delikten çıkacağından böyle emin olurlardı! :)


Kaynaklar: Littlethings.com, Wikipedia.org & Culturecheesemag.com