İSTANBUL (AA) - İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, eski CHP Milletvekili Eren Erdem'in, hakkında yapılan ihbarla yasa dışı yollardan yurt dışına kaçacağı yönünde kuvvetli olgular bulunması ve gelinen aşamada adli kontrol kararının yetersiz kalacağı gerekçeleriyle tutuklanmasına karar verdi.
Ankara'da gözaltına alındıktan sonra karayoluyla İstanbul'a sevk edilen ve görevli polislerce Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na getirilen Erdem, "Fetullahçı Terör Örgütü'ne yardım etmek" suçunu işlediği iddiasıyla yargılandığı İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi'nce açılan ara duruşmaya alındı.
Duruşmada Erdem'i, avukatlar Efkan Bolaç ve Onur Cingil temsil ederken, CHP Milletvekilleri Mahmut Tanal ve Ali Şeker'in yanı sıra eski CHP Milletvekilleri Hilmi Yarayıcı ve Barış Yarkadaş ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da izleyici olarak duruşmada yer aldı.
- Tanal'ın avukat olarak Erdem'i savunma istemine ret
Aynı zamanda avukat da olan CHP Milletvekili Mahmut Tanal'ın, henüz milletvekili mazbatasını almadığı gerekçesiyle Eren Erdem'i avukat olarak temsil etme talebi, mahkeme heyetince, milletvekilliği görevinin devam etmesi nedeniyle reddedildi.
Kimlik tespiti sırasında mesleği sorulan Erdem, "Şu anda bir şey yapmıyorum" dedi.
Savunması sorulan Erdem, iddianamenin FETÖ'cüler tarafından hazırlandığını ve eşiyle yaptığı telefon görüşmesinin "Selam-Tevhit kumpası" iddianamesinden alındığını öne sürerek, "FETÖ'nün iddianamesinden alıntı yapılarak, FETÖ iddiasıyla suçlanmaktayım. İlçe başkanlarıyla yaptığım görüşmeler bile delil olarak kabul edilmiştir. Gizli tanığın kimliğini ifşa ettiğim söylenmiş ancak gizli tanığın bana gönderdiği, kendisine para teklif edildiği, vergi borçlarının silineceği yönündeki mesajları da dosyaya sunmuştum. A Haber kanalında da bu mesajları kendisinin attığını kabul etmişti. Zaten bunun dışında dosyada delil yoktur." dedi.
- "Suçlu olsam kaçmayı düşünebilirdim"
FETÖ aleyhine 2012 yılında kitap yazması sebebiyle Selam-Tevhid iddianamesine sokulduğunu ve kitaplarının tümünde örgütü ifşa ettiğini öne süren Erdem, şöyle konuştu:
"Herkesin 'Hocaefendi' dediği zamanlarda ben 'terörist' diyordum. Ne nesebim ne meşrebim bu örgütle bağdaşır. Örgütün kriteri kabul edilen hiçbir husus bende yoktur. Aynısı Ahmet Şık ve diğerlerine de yapılmıştır. Bu sebeple dünyada FETÖ soruşturmalarının sulandırıldığı kabul edilmektedir. Bir süre çalıştığım Karşı gazetesinde de FETÖ aleyhine de haberler yapılmıştır. Gizli tanık Ayçiçek', 'gazete battıktan sonra Y.O isimli kişinin, kendisine vergi borçlarının silineceğini söylediği' şeklinde bana da mesaj attı. Televizyonda gizli tanık bu mesajları kabul etmiştir. Çikolata kutusunda belge geldiği iddiası ise komiktir.
CHP'de ön seçimle seçilmiştim ve parti içinde 'kesmek' tabiri, 'önünü kesmek' olarak kullanılır. İddianamede farklı bir anlamın nasıl çıkarıldığını anlayamıyorum. Suçsuzum, suçlu olsam kaçmayı düşünebilirdim. Oğlumun Almanya'da görmesi gereken diş tedavisi var. Bu sebeple eşim her ay Almanya'ya gidip gelir. Dokunulmazlığım kaldırıldıktan sonra 38 kere yurt dışına gidip geldim. Kaçacak olsam zaten kaçabilirdim."
- "Bu FETÖ'cüler paraya çok düşkün"
Türkiye'de ideallerini gerçekleştirmek için çalıştığını ve ifadesini alan savcının kendisine, "şüpheliden delile gidildiğini" söylediğini aktaran Erdem, "İddianame siyasidir. Gazetenin gelir kaynaklarında da FETÖ'den gelen tek bir kuruş yoktur. İspatlanırsa idamımı isteyeceğim. Cihan Haber Ajansı (Cihan) ile görüştüğüm söyleniyor. Diğer haber ajansları gibi Cihan'ın da abonesiydik. Gazete iflas edince ilk haciz koyan Cihan olmuştu. Bu FETÖ'cüler paraya çok düşkün." ifadelerini kullandı.
Dışişleri Bakanlığı'nın internete sızdırılan toplantısını, yayın yasağı geldikten sonra yayın yasağına karşı gelmek üzere diğer gazetelerle birlikte yayınladıklarını ve bunun en çok "yayın yasağını delme" suçunu oluşturabileceğini öne süren Erdem, gizli tanığın beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, iddianameyle FETÖ'nün temizlenmesine zarar verildiğini, dünyada alay konusu olacak bir komedya içerisine girildiğini savundu.
- "Bu dava Türkiye'nin itibarına zarar verir"
Erdem, "Yürekten ve namusumla söylüyorum. İstersem kaçardım. Beraat edeceğimi düşünüyorum. Cumhurbaşkanı'na hakaret suçundan iki dava dışında hukuki anlamda rahatsız olacağım bir durum yoktur. Bu dava Türkiye'nin itibarına zarar verir, tartışmaları büyütür. Buna katkı sunan herkes de bu ülkeye zarar vermiş olur." iddiasında bulundu.
Sanık Eren Erdem, 17-25 Aralık olaylarını haber olarak görüldüğü için yayımlandığını ve gazetenin iddia edildiği gibi FETÖ matbaalarında değil Aydınlık gazetesinin matbaasında basıldığını ifade ederek, "Aydınlık FETÖ'cü ise herkes FETÖ'cüdür. Benim üzerimden CHP yıpratılmak isteniyor. Bu dava vicdani ve hukuki değildir. Maddi ve manevi külfeti oluşacaktır. Manevi olarak vicdanınızla baş başa kalacaksınız, maddi olarak da Türkiye'nin yargı sistemine güven sarsılacak. Siyasi bir karar olmasaydı gece yarısı evime giderken alınmazdım. Siyasi iradeye sorumluluğunuzu yerine getirecekseniz, Anayasa'ya karşı sorumluluğunuzu yerine getirmenizi talep ediyorum." ifadelerini kullandı.
Kaçma iddiası ve tutuklama taleplerini kabul etmediğini belirten Erdem, tutuksuz olarak yargılanmasına karar verilmesini istedi.
Duruşmada söz alan Erdem'in avukatları da müvekkilleriyle ilgili gerekirse adli kontrol tedbirleri uygulanarak tutuksuz yargılanması talebinde bulundu.
- "Yasa dışı yollardan yurt dışına kaçacağı" şüphesi
Yakalama kararı ve taleplerle ilgili kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Erdem'in, "FETÖ'ye üye olmamakla birlikte örgüte yardım etmek" suçunu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesi bulunması, kendi Twitter hesabından "ilk durak Maraş" şeklinde yazdıktan sonra, ertesi sabah, hakkında aynı gün konulan "yurt dışına çıkış yasağı" tedbirinden haberi olmadan çıkış yapmak istemesi, daha sonra ise hakkında yapılan ihbarla, "yasa dışı yollardan yurt dışına kaçacağı" yönünde kuvvetli olgular bulunması, gelinen bu aşamada adli kontrol kararının yetersiz kalacağı gerekçeleriyle tutuklanmasına hükmetti.
Heyet, davaya ilişkin ilk duruşmanın yapılacağı 19 Eylül'de, "tanık" olarak belirlenen Turan Ababey, Emre Erciş, Mehmet Bozkurt, Murat Kazancı ve Kutlu Esendemir'in dinlenilmesini de karara bağladı.
Tutuklama kararının okunmasının ardından duruşmaya katılan Erdem'in avukatları ve CHP milletvekilleri ile CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, İstanbul Adliyesi önünde açıklama yaptı.
Kaftancıoğlu, konuşmasında Erdem'in tutuklanmasının hukuka aykırı olduğunu söyledi.