İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi, iki yıl önce boşanan kadının açtığı davada, eski eşinin sevgilisini, "evli erkekle bilerek birlikte olduğu, bu durumun da aile birliğinin bozulmasına yol açtığı" gerekçesiyle 10 bin lira tazminat ödemeye mahkum etti.
Davacı kadın Z.A'nın avukatı Mehmet Şerif Sağıroğlu'nun İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'ne sunduğu dilekçede müvekkilinin, bir kadınla yaşadığı gayrımeşru ilişki nedeniyle 7 Ekim 2010'da Aile Mahkemesi kararıyla eşinden boşandığı belirtildi.
Dilekçede, müşterek çocuklarının velayetinin annede kaldığı, sorumluluklarının iki kat arttığı ifade edilerek, Z.A'nın, boşandığı eşinin sevgilisi olan C.A'nın haksız eylemi nedeniyle telafisi imkansız manevi zararlara uğradığı iddia edildi.
Davalı kadın C.A'nın evli olduğunu bildiği bir kişiyle ilişkiye girmesinin, ahlaka ve adaba aykırı haksız fiil oluşturduğu kaydedilen dilekçede, bu fiilin Z.A'nın aile hayatının sona ermesine neden olduğu aktarıldı.
Dilekçede, oluşan manevi zararların tazmini için 20 bin lira manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı C.A'dan alınarak, Z.A'ya ödenmesine karar verilmesi istendi.
Hakkında dava açılan C.A'nın, avukatı aracılığıyla mahkemeye sunduğu cevap dilekçesinde ise hakkındaki iddiaların tamamının gerçek dışı olduğu, Z.A'nın eşiyle birlikte olmadığı ve manevi tazminat talebi için gerekli şartların oluşmadığı savunularak, davanın reddi talep edildi.
Mahkeme, boşanma davası dosyasını inceleyip, duruşmalarda tanıkları dinledikten sonra manevi tazminat talebine ilişkin kararını verdi. Duruşmalarda dinlenen tanıkların, davalı C.A'yı, Z.A'nın eşinin arkadaşı olarak bildiklerini beyan ettikleri bildirilen kararda, "Davalı C.A'nın, davacı Z.A'nın eşiyle evli olduğunu bilerek birlikte olduğu, bu durumun, Z.A'nın eşiyle birlikte hareket etmek suretiyle evlilik birliğinin bitmesine etken olduğu, sorumluluğunun bulunduğu ve manevi tazminat talep koşullarının oluştuğu anlaşılmıştır" ifadeleri kullanıldı.
Kararda, Medeni Kanun'un 4. Maddesi'nde öngörülen hak ve nesafet ilkeleri, tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek davanın kısmen kabul edilmesine ve 10 bin lira tazminatın yasal faiziyle birlikte davalı C.A'dan alınarak davacı Z.A'ya verilmesine hükmedildiği belirtildi.
Yargıtay Genel Kurulu içtihadı
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 24 Mart 2010'da benzer bir davada yerel mahkeme ile Yargıtay 4. Hukuk Dairesi arasındaki yaşanan uyuşmazlıkla ilgili verdiği kararda, sevgiliye açılan tazminat davasının yerel mahkemece reddedilmesi ve bu kararın onanması kararını haksız bulmuş, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi'nin kararını bozmuştu. Genel Kurul verdiği kararda, "Evli bir kimsenin, evlilik dışı birlikteliği, diğer eşin sosyal kişilik değerlerine saldırı niteliğinde olduğu gibi, bu eyleme katılan kişinin eylemi de bundan ayrı düşünülemez. Dolayısıyla bu eyleme, evliliği bilerek katılan kişi de diğer eşin uğradığı zarardan sorumludur" ifadelerine yer vermişti.