Eski TCK esas alınmış

YSK'nın aday incelemelerinde eski TCK'yı esas alması adayları yasaklı hale getirdi.

Aday incelemelerini 14 Mart tarihli 200 sayılı genelgeye göre yapan YSK, bu genelgesinde, 2005’te yürürlüğe giren yeni TCK yerine eski TCK’yı esas alınca BDP’li adaylar yasaklı hale geldi. Mahkemeler adayların “memnu hakların iadesi” taleplerini “Yeni TCK’ya göre haklarınız zaten iade edilmiş” diye reddedince YSK adayları çizdi.

[**

**](https://www.mynet.com/vetodan-donus-sinyali-110100566660)

[**

**](https://www.mynet.com/1-ysk-bdpli-adaylari-neden-geri-cevirdi-110100566613)

Reklam
Reklam

[

****](https://www.mynet.com/siyasilerden-ysknin-kararina-tepki-110100566571)

[

](https://www.mynet.com/ysknin-gerekceli-karari-110100566587)

[

****](https://www.mynet.com/nyt-ysknin-karari-kurtleri-kizdiracak-110100566570)

Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK), deprem etkisi yaratan, aralarında 7 BDP’linin de olduğu 12 bağımsız adayı veto etmesinin altından skandal bir genelge çıktı. Aday incelemelerini 14 Mart 2011 tarihli genelgeye göre yapan YSK, bu genelgesinde, 2005’te yürürlüğe giren yeni TCK yerine eski TCK’yı esas alınca, BDP’li adaylar yasaklı hale geldi. Mahkemeler ise yeni TCK uyarınca, aralarında Leyla Zana ve Hatip Dicle’nin de bulunduğu adayların “memnu haklarının iadesi” (seçme ve seçilme hakkı gibi hakların geri tanınması) taleplerini, 2005’teki TCK uyarınca “Bu haklarınız zaten var” gerekçesiyle reddedince, krize yol açan kararlar çıktı.

Reklam
Reklam

Genelge, 12 Mart 1971, 12 Eylül 1980 hukukuna göre verilen mahkûmiyetlerin, terör suçu olmayan eylemlerin bile adaylığa engel sayılmasına yol açtı. 1990 tarihli içtihadına göre, sonradan alınan memnu hakların iadesi kararlarını da geçersiz sayan YSK’nın adaylıkları kabulü için tek yol olarak kararını “tam kanunsuzluk” hali nedeniyle iptal etmesi kaldı. Kararla, “korsan vekil” haline gelen Gültan Kışanak ile Sebahat Tuncel’in durumları ise ayrı bir tartışma başlattı.

1 ADAYA DAHA ÇİZİK
YSK, bağımsız adaylarla ilgili kararını il seçim kurullarına gönderdi. Karar, adayların incelenmesi sürecindeki gariplikleri de ortaya koydu. Önceki yıllarda il seçim kurulları bağımsız adayların başvurularını inceliyor, itiraz halinde dosyalar YSK’ya geliyordu. Ancak bu kez il seçim kurulları inceleme yapmadan sorunlu bulmadığı dosyaları YSK’ya gönderdi. YSK da 7 kişilik olağan kurul yerine 11 kişilik genişletilmiş kurulla adayları inceledi. Kurul, kararları oybirliğiyle aldı.

Ağrı İl Seçim Kurulu da sorunlu gördüğü bir isim dışında tüm bağımsız adayların dosyalarını YSK’ya gönderdi. Kurul, BDP’nin bağımsız adayı Murat Öztürk’ü ise veto etti. Belediye başkanlığı seçiminde aday olabilen Öztürk, mahkemeler memnu haklarının iadesine karar vermediği için bu kez aday olamadı. Böylece, seçime giremeyecek BDP’li aday sayısı 8’e yükseldi.

Reklam
Reklam

14 MART TARİHLİ GENELGE
BDP’lilerle ilgili kararlar, skandal bir genelgeyi de açığa çıkardı. YSK, 14 Mart tarihli, 200 sayılı genelgesinde, mahkûmiyeti bulunan adayların “765 sayılı TCK ve Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesine göre, memnu haklarının iadesi kararı alması gerektiğini kaydetti.

Oysa 2005’te yürürlükten kalkan eski TCK’daki “memnu haklarının iadesi” kurumuna, 2005’te yürürlüğe giren yeni TCK’da yer verilmemişti. Yeni TCK’nın 53. maddesi, mahkûm olduğu cezayı çeken kişinin herhangi bir karar almadan, haklarını geri kazanmasını öngörüyor.

SÜRPRİZ DÜZENLEME
YSK’nın işaret ettiği diğer düzenleme olan, Adli Sicil Kanunu’nun, mahkûm olduğu cezayı çekenlerin, cezaları bittikten 3 yıl sonra memnu haklarının iadesi kararı almalarına yönelik 13/A maddesi ise 2007 seçiminden hemen önce 6 Aralık 2006’da yürürlüğe girdi.

Bu tabloya göre, 2005 öncesi mahkûm olup cezasını çekenler, otomatik olarak memnu haklarını kazanmış hale geliyordu. YSK ise eski TCK’yı ve yeni TCK’dan 2 yıl sonra yürürlüğe giren kanunu esas alarak, ciddi bir hak ihlaline imza attı.

Reklam
Reklam

ZATEN O HAKKA SAHİPSİNİZ
BDP’li adaylarla ilgili mahkeme kararları da garip durumu ortaya koydu. Zana, 11 Mart 2011’de Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nden haklarının iadesini istedi. Mahkeme ise Zana’nın 1994 tarihli cezasının 2007’de yeni TCK’ya uyarlandığını 2008’de bütünüyle tamamlandığını kayıt altına aldı. Mahkeme, “yeni TCK’ya göre düzenleme yapılıp 53. maddenin zaten uygulanmış olduğuna” karar verdi. Bu nedenle, eski TCK uyarınca memnu haklarının iadesi kararı verilemeyeceğini belirten mahkeme, nihai değerlendirmenin YSK tarafından yapılması gerektiğini belirtti. Dicle ve Ağrı adayı Öztürk için de benzer kararlar çıktı. Mahkemeler, yeni TCK’dan dolayı, eski TCK’yı esas alan genelgedeki taleplere yanıt veremedi.

Bu kararlar, YSK’ya da sunuldu. Ancak ısrarla “memnu haklarının iadesi” kararı arayan YSK, 7’si BDP’li 12 bağımsız adayın, Ağrı İl Seçim Kurulu da 1 BDP’linin başvurusunu reddetti.

ORTAK GEREKÇE
YSK’nın kararında, BDP adayları Zana, Dicle, Ertuğrul Kürkçü, Gültan Kışanak, İsa Gürbüz ve Salih Yıldız ile diğer bağımsızlar Harun Özcan, Abdullah Kızılay, Çiçek Otlu ve Nezir Sincar’ın adaylığının reddine “memnu haklarının iadesine ilişkin karar ibraz etmemeleri” gerekçe gösteriliyor.

Reklam
Reklam

BDP’li Sebahat Tuncel’in cezasının 5 yıllık erteleme süresinin dolmadığı, bağımsız aday Şerafettin Efe’nin ise mahkûm olduğu para cezasını yatırmadığı için aday olamadığı kaydediliyor. Bu isimlerin Anayasa’nın 76 ve Milletvekili Seçimi Kanunu’ndaki gerekli koşulları taşımadıkları ifade ediliyor.

BDP’liler, YSK kararı uyarınca, mahkemelere yeniden başvurup memnu hakların iadesi talebinde bulunabilir. Mahkemeler de bu belgeyi verebilir. Ancak 1990 tarihli YSK içtihadına göre, kurul, yasal süreler bittikten sonra alınan bu tip kararları geçersiz sayıyor.

TAM KANUNSUZLUK HALİ
Kritik karar, kesin nitelik taşıdığından, kararda itiraz yolu bulunduğuna yönelik hiçbir ifade de yer almadı. Bu durumda, BDP’lilerin önünde sadece genelgenin ve kararın “tam kanunsuzluk” hali içerdiğini belirterek yeniden görüşülmesini isteme yolu kaldı.