Eski Türk Filmlerini İzlemeye Doyamıyoruz

Eski Türk filmleri hiç bir zaman eskimiyor. Belki bugünkü filmlerden istenen tadı alamamamız ya da özellikle orta ve üzeri yaş grubundakilerin nostalji özlemi eski Türk filmlerini hafızalarda canlı tutuyor. Ancak

Eski Türk Filmlerini İzlemeye Doyamıyoruz

Eski Türk filmleri hiç bir zaman eskimiyor. Belki bugünkü filmlerden istenen tadı alamamamız ya da özellikle orta ve üzeri yaş grubundakilerin nostalji özlemi eski Türk filmlerini hafızalarda canlı tutuyor. Ancak eski Türk filmlerinin izlenme oranının gençler arasında da popüler olması Türk sinemasının çok değişik yaş grubuna hitap ettiğini gösteriyor. Peki neydi eski Türk filmlerini halen bu kadar ilgi çekici kılan? Rıfat Ilgaz’ın 1957’de yazdığı muhteşem eseri olan sonra da beyazperdeye aktarılan Hababam Sınıfı’nı unutulmazlar arasına sokan neydi?

Reklam
Reklam

Hababam Sınıfı, Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı, Hababam Sınıfı Uyanıyor, Hababam Sınıfı Tatilde, Hababam Sınıfı Dokuz Doğuruyor, Hababam Sınıfı Güle Güle filmlerinde oluşan seriyi onlar belki de yüzlerde kez TV’lerden izledik. Kel Mahmut, Akil Hoca, Hafize Ana, İnek Şaban, Güdük Necmi, Damat Ferit, Domdom Ali, Tulum Hayri, Hayta İsmail gibi karakterler hafızalarımıza kazındı. Türk sinemasının pek çok önemli aktör ve aktiristinin bugünlere gelmesinde önemli payı olan Hababam Sınıfı’nın son dönemde 3 yeni filmi (Hababam Sınıfı Merhaba, Hababam Sınıfı Askerde, Hababam Sınıfı Üç Buçuk) yeni nesilin de bu efsane filmle tanışmasını sağladıysa da eski lezzetinden uzak olduğuna dair eleştiriler de aldı.

Petrol Kralları (Zeki Alasya, Metin Akpınar), Köyden İndim Şehire (Zeki Alasya, Metin Akpınar, Halit Akçatepe), Cafer’in Çilesi, Mirasyediler (Zeki Alasya-Metin Akpınar), Salak Milyoner (Kemal Sunal, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Münir Özkul, Adile Naşit), Mavi Boncuk, Vay Başımıza Gelenler gibi filmlerin yaşamımızdaki yeri hiçbir zaman değer yitirmedi.

Reklam
Reklam

Kemal Sunal filmlerinin de bugün toplumun her kesiminden her yaş grubundan insana hitap ettiği gerçeğini kim saklayabilir. Bütün bu Türk sinemasının lokomotifi olan Türk filmlerinin bu kadar sevilmesinin en önemli nedeni tamamen “samimi” olmasıydı. Sinema teknolojisi o dönemlerde belki çok gerideydi ancak filmlerdeki karakterlerin samimiyeti ekrandan çıkıp hepimizin evlerine, kalplerine kadar girdi. Hemen herkes bu filmde kendinden, ailesinden, mahallesinden veya sokağından bir parça gördü. Bugün Türk Sineması’nda iyi yapımlar gündeme geliyor, filmler vizyona giriyor. Ancak eski Türk filmlerinin sıcaklığı ve samimiyetini yakalıyor mu orası tartışılır.