Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sonrası meslekten ihraç edilen ve tutuklanan Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ile Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) üyelerinin yargılanmasına devam edildi.
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay Genel Kurul Salonu'nda görülen duruşmada, kamuoyunda "kumpas davaları" olarak bilinen Balyoz, Devrimci Karargah gibi davaları onayan eski Yargıtay 9. Ceza Dairesinin üyelerinden Hamza Yaman, hakim karşısına çıktı.
Sanık Yaman, yakınları ve avukatının katıldığı duruşmada, Yaman hakkındaki iddianamenin özeti okundu.
İddianamede, sanığın örgüt içinde yer aldığı, örgüt talimatıyla Yargıtay üyesi seçildiği, üye seçildikten sonra da örgütün gizli toplantılarına katıldığı, örgütün Yargıtay içindeki hücre sorumlusu olduğu, sivil imamlarla bir araya geldiği, eşinin telefonlarına gelen mesajları örgüt yöneticilerine ilettiği belirtildi.
Savunma için söz verilen Yaman, iddianamede, sosyal paylaşım sitesi Twitter hesabından örgüt lehine mesajlar attığının da iddia edildiğini belirterek, bu iddianın gerçek dışı olduğunu, böyle bir hesabının bulunmadığını savundu.
Yaman, 1980'de mesleğe başladığını, Devlet Güvenlik Mahkemesi, Ağır Ceza Mahkemesi başkanlıkları görevlerinde bulunduğunu, meslek hayatı boyunca kimsenin etkisi altında kalmadan, hukuka uygun kararlar verdiğini öne sürdü.
Örgüt talimatıyla üye seçildiği iddiasını kabul etmeyen Yaman, en son Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı görevini yürütürken, mesleki kıdeminin yeterli olması nedeniyle Yargıtay üyesi seçildiğini, bu konuda özel bir çaba harcamadığını ileri sürdü.
Görev yaptığı sürede terör örgütleri PKK, KCK, DHKP-C ve Hizbullah ile ilgili binlerce karar verdiğini, bu örgüt mensupları tarafından sürekli tehdit edildiğini anlatan Yaman, bu nedenle devletin kendisine verdiği yakın korumanın da gözaltına alındığı tarihe kadar görev yaptığını söyledi.
Gözaltı kararını öğrendikten sonra polisleri lojmandaki evinde beklediğini, hakkında suçüstü hükümlerinin uygulanamayacağını savunan Yaman, gözaltı ve tutuklama süreçlerindeki işlemlerin usulüne uygun yürütülmediğini iddia etti.
Yüksek yargı üyeleri hakkında soruşturma yürütme yetkisinin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında olmadığını, Başsavcılığın herhangi bir delil olmadan hakkında gözaltı kararı çıkardığını öne süren Yaman, lanetlediği darbe girişimiyle bir alakasının olmadığını, bu konuda tek bir delil bile bulunmadığını savundu.
Devletin imkanlarıyla okuduğunu, meslek hayatında kimsenin talimatıyla karar vermediğini, hayatının hiçbir döneminde devlete ihanet etmediğini, hiçbir cemaat, yapı, grup veya örgütün emrinde haraket etmediğini ileri süren Yaman, "Devletin lojmanında, yakın koruması olan bir hakimdim. Ülkemiz böylesine büyük bir kalkışmanın eşiğinden döndü. Sapla samanı ayırana kadar insan tutuklanabilir ama yaklaşık 2 yıldır cezaevindeyim. Tutukluluğumun 22 kez uzatılması hukuka aykırıdır." diye konuştu.
Sanık Yaman'ın, usule ilişkin itirazlarının ardından esasa yönelik savunmasına geçeceğini belirttiği sırada mahkeme heyeti, diğer duruşma saatinin yaklaşması nedeniyle Yaman'a esas hakkındaki savunması için başka bir gün verilebileceğini belirtti. Yaman, savunmasının uzun süreceğini, bu nedenle başka gün devam edebileceğini söyledi.
- Müdahillik talepleri
Duruşmada hazır bulunan ve davaya katılma talebinde bulunan Balyoz davasında aldığı hapis cezası Yargıtay 9. Ceza Dairesince onanan eski tümamiral Erdem Caner Bener'e söz verildi. Bener, Yaman'dan şikayetçi olduğunu belirterek, davaya katılma talebinde bulundu.
Verilen aranın ardından toplanan mahkeme heyeti, katılma talebini reddetti ve sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Sanığa esas hakkındaki savunmasını yapması için süre verilerek duruşmanın 13 Ağustos'a bırakılması kararlaştırıldı.