Salı günlerinin reyting rekortmeni Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz son bölümüyle yine kasıp kavurdu. Ekranlara bir hafta gecikmeli gelen Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz 18. bölümüyle kaldığı yerden devam etti. Küçük yaşta yeraltı dünyasına giren ve bu yolda tepeye doğru tırmanışa geçen Hızır Çakırbeyli ve ailesinin hayatını etkileyici bir şekilde gözler önüne seren dizinin bu hafta ekrana gelen bölümünde Meryem ve Nazlı yüzleşmesi damga vurdu. Bu yüzleşmede yaşananlar Nazlı'yı ikilemde bıraktı. Oktay Kaynarca, Tarık Ünlüoğlu, Deniz Çakır gibi usta oyuncuların başrollerini yaplaştığı Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 18. bölümü 12 Ocak Salı akşamı Atv'deydi!
EŞKİYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ 18. BÖLÜM
Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz'da bu hafta Şahin Ağa'dan sonra abisi Selim'i de bıçaklayarak kardeş kanı akıtan Mahmut'un yaşadığı herkes tarafından öğrenildi. Bu ölüm saçan hainin bir an önce bulunup yok edilmesi gerekiyordu. Mahmut ise Hızır Çakırbeyli'den çaldığı devlete ait olan paranın karşılığında Nevzat'tan yurt dışına çıkabilmek için pasaport istedi. Bunu kabul eden Nevzat'ın planı ise başkaydı. Hainin cezasını Hızır'a bıraktı ve bunun sonucunda Mahmut'un yurtdışına mı yoksa yeraltına mı gideceği bilinmiyordu. Mahmut'u zamanında yok etmediği ve yaşananlara sebep olduğu için İlker de boynunda bir urganla geziyordu. O'nun cezasını Ünal mı yoksa yaşananlardan en büyük yarayı alan Hızır mı kesti? Son yaşanan hadiselerden dolaylı da olsa en yakın arkadaşı Yaren'in sorumlu olması Nazlıyı da olayların içine çekti. Çocuğunu böyle zor ve tehlikeli bir hayatın içinde büyütmekle ilgili endişeleri vardı. Meryem Çakırbeyli'nin ziyaretiyle birlikte bu korkuları kuvvetlendi. Belki de Nazlı için gitmek en hayırlısı oldu.
EŞKİYA DÜNYAYA HÜKMDAR OLMAZ KONUSU
Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz, yeraltı dünyasının ünlü ismi Hızır'ın davasını ve aşkını anlatıyor. Hızır Çakırbeyli, sevda adamıdır. Sevmekten hiç kaçmaz, sevilmeyi de pek sever. Hayatındaki tüm kadınların odağında olmak ister; annesi, karısı, kızı ve sevgilisinin. Kardeşini, oğlunu, yeğeninin ve ailesinin diğer fertlerini de canından aziz tutar, onlar için fedakâr bir babadır. Bu özellikleri onun sonu olacak yerde Hızır'ı yeraltı dünyasında da yüceltir. Sözüne güvenilir, daima iş yapılır bir adam haline gelmişken devletin radarına takılır. Devlet "bazı" gayrımeşru faaliyetleri kontrol etmek için ondan iyi bir aday olmadığını düşünür. Bu Çakır'a en büyük olma teklifidir. Teklif öyle iki tarafı keskin bir kılıçtır ki, kabulü halinde "mafya" ailesine ihanet, reddi hali ise ebediyen mahkûmiyettir. Devletin, Hızır Çakırbeyli'ye koltuğunu vaat ettiğini farkeden büyük patron Ünal Kaplan, etrafını ihanetle örülü bir ağla çevirir.