Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 36. bölüm ile nefesleri kesti. Merakla beklenen dizide neler yaşandı? Ünal Kaplan'ın silah sevkiyatı ile ilgili planları yoğunlaştı. İşte Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 36. bölüm ile ilgili detaylar...
Üzerinden yirmi yıl geçmesine rağmen küllenmeyen Emine ve Fikret aşkı gündemin tam ortasına yerleşir. Tipi'nin ablasına olan öfkesini dindirmek hiç de kolay olmayacaktır. Yaşananlardan sonra, Fikret vasıtasıyla Ünal Kaplan'ın oyunlarını ortaya çıkarmayı amaçlayan Hızır Çakırbeyli'nin planları sekteye uğrar. Neyse ki devletin yardımıyla Özkan'la ilgili şüpheleri haklı çıkaracak kanıta ulaşılır. Bu süreçte Ünal Kaplan'ın silah sevkiyatıyla ilgili planları da yoğunlaşacaktır. Emine'nin yaşadıkları kadınların kendi hayatlarıyla ilgili korkularının artmasına neden olur. Erkeklerin dünyasında var olabilme, ayakta kalabilme çabası Nazlı'yı yormuştur artık. Gitme fikri kafasına iyice yerleşmeye başlar. Meryem'in büyük arzusuna ulaşması an meselesidir belki de…
EŞKIYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ SON BÖLÜMDE NELER YAŞANDI?
Ünal Kaplan'ın etrafındakiler için yazdığı kader en çok Hızır Çakırbeyli'yi etkiler. Ailenin yaşadığı tüm olumsuzluklara rağmen dünyaya gelen bebekle beraber tam yeni umutlar yeşermeye başlamışken galeride patlayan bomba şok etkisi yaratır. Esra ile yeni bir hayat için yola çıkmaya hazırlanan İlyas'ın hayalleri kana bulanır. Diğer yandan olanlardan habersiz sonunda bebeğini kucağına almış olmanın mutluluğunu yaşayan Civciv ve öz çocuğunun ona baba dediğini duyamadan ömrünü geçirmeyi tercih etmiş fedakar dost Enişte de İlyas'la aynı sonun eşiğindedir. Ünal Kaplan'ın etrafındakiler için yazdığı kader en çok Hızır Çakırbeyli'yi etkiler. Dostun düşmanın birbirine karıştığı masada olayları çözmek hiç de kolay olmaz. Tüm bunların yanında ortaya çıkan sürpriz bir gönül meselesi de işlerin gidişatını etkileyecektir.
Yeraltı dünyasının tepesine doğru tırmanmakta olan Hızır Çakırbeyli ve ailesinin hikayesi. Çocuk denecek yaşta girdiği yeraltı dünyasının tepesine doğru tırmanmakta olan Hızır Çakırbeyli ve ailesinin hikayesi anlatılmaktadır. Yeraltı dünyasına giren her adam haksızlıklara başkaldırmaya yemin eder. Güçlenip zenginleştikçe kendisi bu haksızlıkların kaynağı olur… Hızır Çakırbeyli sevda adamıdır… Sevmekten hiç kaçmaz… Sevilmeyi de pek sever.
Hayatındaki tüm kadınların odağında olmak ister; annesi, karısı, kızı ve sevgilisinin… Kardeşini, oğlunu, yeğeninin ve ailesinin diğer fertlerini de canından aziz tutar, onlar için fedakar bir "baba"dır… Vefakar bir dosttur… Vazgeçilmez bir ağabeydir. Adil ve cömert bir reistir… Bu özellikleri onun sonu olacak yerde Hızır'ı yeraltı dünyasında da yüceltir… Sözüne güvenilir, daima iş yapılır bir adam haline gelmişken devletin radarına takılır… Devlet kontrol etmek istediği gayri meşru faaliyetleri yürütmek için ondan iyi bir aday olmadığını düşünür… Bu Çakır'a en büyük olma teklifidir.
Teklif öyle iki tarafı keskin bir kılıçtır ki, kabulü halinde "mafya" ailesine ihanet, reddi hali ise ebediyen mahkumiyettir… Devletin Hızır Çakırbeyli'ye koltuğunu vaadettiğini farkeden büyük patron, etrafını ihanetle örülü bir ağla çevirir. Hızır Reis'in özel hayatı da dalgalıdır… Birkaç yıl önce sevdalandığı mimar Nazlı diğer tarafta eşi Meryem...