Eşkiya elbisesi giyen feriştah olsa hesabını verecek

SAMSUN (İHA) - Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, birisinin elinde Rus marka tüfek, mermi şeridi ve eşkıya elbisesi giyerek fotoğrafı yayınlanıyorsa, bu kişinin milletvekili de olsa feriştah da olsa hesabını vermesi gerektiğini söyledi.

Samsun Amisos Otel'de basın toplantısı düzenleyen Muhsin Yazıcıoğlu, bölücü terör örgütü konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye'nin gündeminde bazı milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunun bulunduğunu vurgulayan Yazıcıoğlu, "Ben dokunulmazlıkların kaldırılmasını destekliyorum. Ancak, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) bazı kişilerin dokunulmazlığının kaldırılması için gündem oluşturulması elbette doğru değil. Yargı derhal görevini yapmalı, yargılanan tüm milletvekillerinin Meclis'e dosyalarını göndermelidir. Meclis, terör suçlarından yargılananların dosyalarını öncelikli olarak ele almalı, dokunulmazlıklarını kaldırmalı ve diğer yargılananlarda bunun arkasından takip etmelidir" dedi.

Reklam
Reklam

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yaptığı, "Bu milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırırsak, meclis dışına atılır ve dağa giderler" açıklamasına tepki gösteren Muhsin Yazıcıoğlu, "İyi, o zaman dursun, başımıza çıksınlar. Bir hukuk devletinde hukuk herkes için geçerli olmalıdır. Yargı engellenmemelidir. Birisinin elinde Rus marka otomatik tüfek ve mermi şeridi ile eşkıya elbisesi giyerek fotoğrafı yayınlanıyorsa, bu kişi milletvekili de olsa feriştah da olsa hesap vermek zorundadır. Ne yapıyordun, bu mermileri kime verdin, sen mi attın, hangi evladımıza isabet etti? diye sormayacak mıyız. Tabi bunu ben sormayacağım, yargı soracak. Hukukun tıkandığı yerde kargaşa başlar. Benim öfkelenerek hesap sormamı istemiyorsanız, o zaman hukuk soracak bu hesabı. Bende göreceğim hukuk devrede, adalet işliyor, yargı görevini yapıyor. Yargının sonucunda biz de 'fotoğraftan gördüğümüz gibi değilmiş diyeceğiz'. Eğer fotoğraf gerçekse hem elinde otomatik silah hem TBMM milletvekili olamaz. Hem eşkıya hem demokratik haklardan yararlanan bir siyasetçi olamaz. Bunun birinden biri olacak. Eşkıya ise eşkıya muamelesi görecek. Eğer siyasetçi ise saygın duracak, saygın olacak, eşkıya ile iletişim kurmayacak, eşkıya ile arasında illiyet oluşturmayacak. Eşkıyanın adına devlet ile pazarlığa oturamaz. Bunun bir çözümü olmalıdır. Biz bu çözümün hukukla olmasını istiyoruz. Yargının önü dokunulmazlıkla tıkanıyorsa, o dokunulmazlığın kaldırılmasından yanayız. Bunun üzerinde polemiğe gerek yoktur. Millet artık bu tiyatrodan bıkmıştır, daha fazla seyretmek istemiyor" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Terör örgütünün bahar ile birlikte eyleme geçeceği konusunda herkesi uyardıklarını vurgulayan Muhsin Yazıcıoğlu, "Biz söylemiştik, bunlar kış uykusuna yatıyorlar. Yılan gibi bahar geldiği zaman uyanıyorlar ve tekrar ihanetlerine devam ediyorlar. Kışın zor şartlarını atlatabilmek içinde uykularının adına 'ateşkes' diyorlar. Sanki tek taraflı iyi niyet gösteriyormuş gibi davranıyorlar. Ama gerçeği kış şartlarında eylem yapamayacaklarını bildikleri için buna bahane uyduruyorlar. Seçimle beraber yandaşlarını TBMM'ye sokmayı başaran terör örgütü topluca karakollar basarak, birlikleri basarak en şımarık hareketlerini yaptı. Bu eylemler başlamadan, BBP terörle nasıl mücadele edileceğini ortaya koymuştur. Yıllardır bu konseptle terörle mücadele yapılamaz diyoruz. Terörle mücadele yasası değişmeli, terör suçlarına idam cezası gelmeli, Irak sınır kapısı mutlaka değiştirilmeli, Türk askeri sırtını Gabar Dağı'na dayanarak devletini savunmalı, sınırımız uydu vasıtası ile kontrol altına alınmalı, bütün okullarda terörün tahribatı ile ilgili sergiler açılmalı, Terör Enstitüsü kurulmalı, geri planda terör mücadele için psikolojik savaş başlatılmalı, insanları bir arada tutacak ortak değerler ön plana çıkartılmalı, milletimizin ortak akıl etrafında teröre karşı ortak tavrı geliştirmeli" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Terörle mücadele için düzenli ordulardan vazgeçilmesi gerektiğini vurgulayan Yazıcıoğlu, "Asimetrik savaş, düzenli ordularla yapılmaz. Bir gizli örgütün üzerine düzenli ordu gönderilmez. Mobil birlikler kurulmalı, küçük karar verebilecek ve verdiği kararı uygulama yeteneği ve yetkisi bulunan antiterör ekipleri kurulmalıdır. Terör örgütünün yuvasının dağıtılması, neredeyse oraya kadar kovalanması, sınırın ötesinde ya da okyanusun ötesinde nerede ise orada bulunup örgüt başlarının etkisiz hale getirilmesi
sağlanmalıdır. Bu konuda Türk Devleti tavizsiz olmalıdır. Siyasi iradenin böyle bir karar verme ve bu kararın arkasında durma iradesi gösterebilmesi lazım" ifadelerini kullandı.

DTP Genel Başkanı Nurettin Demirtaş'ı da ağır bir dille eleştiren Muhsin Yazıcıoğlu, şöyle devam etti: "'DTP Genel Başkanı, 'askerleri nasıl alıp getirdiysek, silahları da susturmak iradesi bizde var. Silahları ebedi olarak susturabiliriz diyor.' Onun için adına terör zirvesi demeden 'demokrasi zirvesini toplamamız gerekiyor' diyor. Yani kendisine misyon yüklüyor, taraf oluyor. Bölücü örgütünün silahlı mücadelesini, asker kaçırmasını, karakol basmasını suç olarak görmüyor, bir demokrasi mücadele olarak görüyor. Bu silahların susturmanın kendi elinde olduğunu söylüyor. Bu, meydan okumak değil mi? Eline silah almış eşkıyalara karşı merhametsiz olacaksın. Teröre şefkat gösterilmez. Terör örgütüne karşı kararlılık göstereceksin, nerede ise onun başını ezeceksin ama vatandaşına şefkat göstereceksin. Bizde tam tersi yapılıyor. Bu anlayışla terörü yenmek yerine, silahlı terör örgütünün eylemlerle gündeme taşıdığı siyasi d stiyoruz. Yargdmasını istiyoruz. Yargının önü dokunulmazlıkının önü üşüncüleri bize dayatacaklar. Türkiye bu dayatmaları masaya oturarak çözmeye çalışacak. Şuandaki istikamet budur. Bunu kaygı
ile takip ediyorum."

Reklam
Reklam