İzmir’in Bayraklı İlçesi’nde oturan bir çocuk annesi mağaza satış danışmanı eşi Ö.T.’ye karşı, ’Nitelikli cinsel saldırı, hakaret ve tehdit’ suçlarını işlediği iddiasıyla hakında dava açılan V.T., 10 yıl 5 ay hapis ve 1500 lira para cezasına çarptırıldı.
Davaya konu olan olay geçen yıl 21 Temmuz’da meydana geldi. Polise başvuran Ö.T., 2010 yılında evlendiği eşi V.T.’nin, zorla cinsel ilişkiye girdiğini belirterek şikayetçi oldu. Olayı soruşturan Cumuhriyet Savcısı Gökhan Öztürk, V.T. hakkında üç ayrı suçtan 3 yıldan 13 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı.
İzmir 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen son duruşmaya tutuksuz yargılanan sanık V.T. ve Ö.T. ile avukatları katıldı. Suçlamaları kabul etmeyen V.T., "Kendisiyle 6 yıldır evliyiz. Bir yıl önce ekenomik durumum kötüye gidince bana hakaret etmeye başladı. ’Sana neler yapacağım’ demeye başladı. Neredeyse bir gün dargın, bir gün barışık yaşıyorduk. Ben çocuğum için kensine dayandım, sabrettim. Olay günü evde arkadaşı vardı. Onu bırakmak için arabayı aldı. Ben aracımı takip sistemi ile takip ettiğim için eşimin arkadaşını bıraktıktan sonra annesine uğradığını gördüm. Sistemden takip etmemim nedeni, çocuk evde huzursuzlandı, annesini istedi. Mesajlaştık, geliyorum dedi ve geldi. Olaydan 10 gün önce biz zaten boşanma aşamasına gelmiştik. Kendisiyle sözlü olarak boşanmak için anlaşma yaptık. Biraz tartıştık. Çocuğumuzu alıp evden 20 dakika çıktı ve geldi. Ben yatmaya gittim. Kendisi de benim yanıma geldi. Yaptıklarından dolayı pişman olduğunu söyleyip, benden özür diledi. Bir daha deneyelim, tekrar çocuğumuz olabilir, belki bize iyi gelir" dedi. Bu yakınlaşma da olunca kendi isteğiyle birlikte olduk. Kendisine yönelik şiddet içerikli bir eylemde bulunmadım. Dövmedim, sürüklemedim. Ablasıyla, telefonla konuştu. Biraz sonra da polisler kapıyı çaldı, suçsuzum" dedi.
'İSTEĞİM DIŞINDA İLİŞKİYE GİRDİ'
Ö.T. ise eşinin yalan söylediğini belirtip, "Kendisi beni sadece erkek kardeşimle değil müşterek oğlumuza da zarar vereceğini söyleyerek tehdit etti. Hamileyken dahi kendisinden şiddet gördüm. Oğlum doğduktan 4-5 ay sonra aramızda şiddetli geçimsizlik başladı. Çünkü kendisi evine, bana ve oğluna karşı görevlerini, evlilik birliğinin gereklerini yerine getirmememekteydi. Bana şiddet uygulamaya başlayınca aramızdaki geçimsizlik had safhaya ulaştı. Annesi ve kız kardeşi de şiddet eylemlerine şahittir. Olaydan üç hafta önce ayrı odalarda yatmaya başladık. Olay günü kız arkadaşım olaydan dolayı bana desteğe geldi. Ardından arkadaşımı Karşıyaka’daki evine bırakıp, anneme uğradım. Araçta takip sistemi olduğunu ben biliyordum. Eve geldiğimde hazırladığı protokolü gösterdi. Çalışana kadar ayda sadece 2 bin lira vereceğini söyledi. Ben de bunu kabul etmeyince tartışmaya başladık. Oğlum korktuğu için onu sakinleştirmek için dışarı çıkıp gezdim. Salonda otururken, kendisi iç çamaşırlarıyla yanıma geldi. Beş kuruş vermeyeceğini söyledi. Beni bacaklarımdan tutup sürükledi. Zorla isteğim dışında ilişkiye girdi. Ben kaçmak için elimden geleni yaptım ama başaramadım. Kendisine tekme attım. Yurtdışında bulunan ablamı telefonla arayıp durumu ağlayarak anlattım. Polisi aramamı söyledi. Bana hakaret edip tehdit ettiği ve zorla rızam dışında cinsel ilişkiye girdiği için sanıktan şikayetçiyim. Boşanmak için de dava açtım. 5 bin lira çocuğum, 7 bin lira da kendim için nafaka ve ayrıca yüksek meblağda tazminat istedim" dedi.
Duruşmada tanıklık yapan, tarafların ifadesini alan polis memuru, "Olay günü bayan sürekli ağlıyordu. Olayla ilgili konuşurken utanıyordu. Olaydan dolayı psikolojik olarak çok etkilenmişti" dedi.
Hüseyin Yaşar Özyavuz başkanlığındaki mahkeme heyeti, sanık V.T.’yi, ’Nitelikli cinsel saldırı’ suçundan 10 yıl, ’tehdit’ suçundan 5 ay hapis cezasına, ’hakaret’ten de 1500 lira adli para cezasına çarptırdı.
Özyavuz, sanığın yurt dışına çıkışını yasaklarken, para ve 5 aylık hapis cezalarını 5 yıl süre ile erteledi.
Yargıtay’da temyiz aşamasının uzun sürebileceğini belirterek tutuklamaya gerek görmedi. (DHA)