ANKARA (ANKA) - Avrupa Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi (EMCDDA), tarafından Avrupa'daki uyuşturucu sorunun durumunu anlatan bir rapor yayımlandı. Aralarında Türkiye'nin de yer aldığı 30 Avrupa ülkesinde yapılan araştırmada 2010 yılında Avrupa genelinde yakalanan 106 ton kubar esrarın yaklaşık yarısı (44 ton), Türkiye tarafından ele geçirildi.
EMCDDA tarafından bu yıl 17'ncisi hazırlanan ve Türkiye Uyuşturucu ve Uyuşturucu Bağımlılığını İzleme Merkezi (TUBİM) tercüme edilen raporda önemli tespitler yer alıyor. Avrupa'daki uyuşturucu sorununun durumunu anlatan ve 27 AB üyesi ülke ile Türkiye, Hırvatistan ve Norveç olmak üzere toplam 30 Avrupa ülkesinden temin edilen verilerle hazırlanan 2012 Yıllık Raporu'nda, Avrupa'daki uyuşturucu sorununun yıllık değerlendirmesi yapıldı.
Raporda, Avrupa'da en popüler ve en fazla kullanılan maddenin esrar olduğu ve Avrupa'da önceki yıllara nazaran daha çok sentetik uyuşturucu çeşidinin görülmeye başladığı kaydedildi. Kokainin ise toplam rakamlara bakıldığında Avrupa'da en yaygın kullanılan uyarıcı olduğu ancak en son verilerin popülaritesinin düşme eğiliminde olduğunu gösterdiği bilgilerine yer verildi. Açıklamada, bir diğer uyuşturucu madde olan eroinle ilgili olarak da, "Eroin, son yıllarda Avrupa'da daha az bulunabilir olmuştur ve bazı ülkelerde yerini fentanil ve buprenorfin gibi sentetik opiyatların yanı sıra, metamfetamin, katinonlar ve benzodiazepinler gibi diğer maddelere bırakmaya başlamıştır. Damar içi madde kullanımı da düşme eğilimindedir fakat hala ciddi bir halk sağlığı sorunudur" değerlendirmesinde bulunuldu
-SON BİR YILDA AVRUPALI YETİŞKİNLERİN YÜZDE 23.7'Sİ ESRAR KULLANDI-
Raporda, Avrupalı yetişkinlerin madde kullanım alışkanlıkların da yer verildi. Buna göre son bir yılda yetişkin Avrupalıların, 23 milyonu esrar(yüzde 23.7), 4 milyonu kokain(yüzde 1.2), 4 milyonu ecstasy ve amfetamin(yüzde 1.2) ve 1,4 milyonu ise problemli opiyat (afyon ve türevleri-özellikle eroin) kullandı. Opiyatların tüm tedavi taleplerinin yüzde 50'den fazlası ile en başta gelen uyuşturucu çeşidi olduğu bildirildi. Ayrıca raporda, "15-39 yaş Avrupalı ölümlerinin yüzde 4'ünü madde bağlantılı ölümler teşkil etmektedir ve vakaların dörtte üçünde opiyat bulunmuştur" denildi. Avrupalı öğrencilerin arasında madde bağımlığı oranında düşüş olduğu da raporun verileri arasında yer aldı.
-472 BİN KİŞİ TEDAVİ OLMAK AMACIYLA BAŞVURDU-
Yayımlanan raporun özetinde, 2010 yılında yaklaşık 472 bin kişinin tedaviye başvurduğu ve başvuranların 178 bininin hayatlarında ilk defa uyuşturucu tedavisi gördüğü bildirildi. Başvuranların en çok eroin, esrar ve kokain bağımlılığından dolayı rehabilitasyon merkezlerine gittiği ve 2007 yılından itibaren esrar tedavisi talebinde büyük bir artış gözlendiği bildirildi.
-UYUŞTURUCU KULLANMA SUÇLARINDA YÜZDE 19 ORANINDA ARTIŞ OLDU-
2005 ve 2010 arasında, Avrupa'da uyuşturucu kullanma suçlarında tahmini yüzde 19, kaçakçılık suçlarında ise yüzde 17 civarında bir artış olduğu bildirildi. Esrar üretimin Avrupa'da yaygın olduğunun belirtildiği raporda, "Esrar üretimi Avrupa'da yaygındır ve artacak gibi görünmektedir. Toplam 29 Avrupa ülkesi EMCDDA'ya esrar üretimini raporlamıştır. EMCDDA, tarafından yapılan son analizlere göre, Rusya ve İsviçre de Avrupa'da bulunan kubar esrarın kaynağı olarak zikredilmektedir. İlave olarak Arnavutluk ve daha az ölçüde Kosova, Makedonya ve Sırbistan da merkez ve güneydoğu Avrupa'da yakalanan kubar esrarın önemli kaynak ülkeleri arasında yer almaktadır. Son araştırmalar Afganistan'ın Dünyanın en büyük toz esrar üreticisi olarak Fas'ın yerini aldığını işaret etmektedir. Afganistan'da üretilen toz esrarın bir kısmı Avrupa'da satılmakla birlikte, Fas bu uyuşturucu için Avrupa'nın ana tedarik ülkesidir" ifadeleri kullanıldı.
-YAKALANAN 106 TON KUBAR ESRARIN 44 TONU TÜRKİYE'DE ELE GEÇİRİLDİ-
Uyuşturucuyla mücadelede Türkiye'nin önemli adımlar attığı kaydedilen araştırmada, "2010 yılında Avrupa genelinde yakalanan 106 ton kubar esrarın yaklaşık yarısı (44 ton), rekor bir miktarla Türkiye tarafından ele geçirilmiştir. Kubar esrar yakalamaları 2005-2010 yılları arasında Avrupa Birliği'nde stabil kalmasına rağmen, Türkiye'de bu süreçte yakalamalar 4 katına çıkmıştır" denildi. Raporda, Türkiye'nin arasında olmadığı 30 Avrupa ülkesinin üçte ikisinde kubar esrar, üçte birinde ise toz esrar kullanıldığı bildirildi. Pek çok Avrupa ülkesinde amfetaminler veya ecstasy, esrardan sonra en çok kullanılan ikinci illegal madde olduğu raporda yer aldı.
Ayrıca raporda, "2005-2010 yılları arasında Avrupa'da amfetamin yakalamalarının, Türkiye'deki yakalamaların düşmesine bağlı olarak keskin bir düşüş gösterdiği gözlenmiştir" ifadeleri kullanıldı. Raporun sonuçlarında ayrıca şu ifadelere yer verildi:
"2010 yılında Dünya genelinde 45 ton metamfetamin yakalanmıştır. Aynı yıl aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 30 Avrupa ülkesinde ise 7.300 olayda toplam 600 kg metamfetamin ele geçirilmiştir. 2010 yılında Dünya genelinde 3,8 ton ecstasy yakalanmıştır. Aynı yıl aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 30 Avrupa ülkesinde ise 9.300 olayda toplam 3,9 milyon tablet ecstasy ele geçirilmiştir. Bunun 1,6 milyonunu Türkiye ve Fransa yakalamıştır. Kokainin kaynağı olan koka bitkisi en çok Kolombiya, Peru ve Bolivya'da yetiştirilmektedir. 2010 yılında 788 ila 1.060 ton arasında global kokain üretiminin yapıldığı tahmin edilmektedir. Bu yılda Dünya genelinde 694 ton kokain yakalanmıştır. Aynı yıl aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 30 Avrupa ülkesinde ise 88.000 olayda toplam 61 ton kokain ele geçirilmiştir. Avrupa'nın ana eroin tedarik ülkesi Afganistan'dır. Potansiyel global afyon üretiminin, 2010 yılındaki 4.700 tondan 2011 yılında 7.000 tona yükseldiği tahmin edilmektedir. Bu yükselişin temel nedeni, Afganistan'daki 2010 yılında 3.600 tona düşen üretimin 2011 yılında 5.800 tona çıkmasıdır. En son tahminlere göre, global eroin üretimi 2010 yılındaki 384 tondan 2011 yılında 467 tona yükselmiştir. 2010 yılında Dünya genelinde 81 ton eroin yakalanmıştır. Aynı yıl aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 30 Avrupa ülkesinde ise 55.000 olayda toplam 19 ton eroin yakalanmıştır. Türkiye toplam yakalamanın üçte ikisini (12,7 ton) yaparak ilk sırayı almıştır."
-EMCDDA: "SON ON YILDIR AVRUPA'DA HER SAATTE BİR AŞIRI DOZDAN ÖLÜM MEYDANA GELMEKTEDİR"-
Raporda, kullanılan maddeye bağlı olmaksızın, enjeksiyon yoluyla uyuşturucu kullanımı, aralarında HIV ve Hepatit C'nin de yer aldığı bulaşıcı hastalıkların yayılmasında önemli bir taşıyıcı olduğu ve uyuşturucu kullanımının Avrupa'daki genç nüfus arasındaki sağlık problemlerinin ve ölümlerin ana nedenlerinden birisi olduğu kaydedildi. Son on yıldır Avrupa'da yaklaşık her saatte bir aşırı dozdan ölümün meydana geldiği açıklanan araştırmada, "Aşırı dozdan ölümlerin en önemli nedeni, afyon ve türevi uyuşturucu kullanımıdır. Yapılan bir araştırmaya göre, Avrupa'da her yıl 10-20 bin opiyat kullanıcısının öldüğü tahmin edilmektedir" denildi.
Yeni psikoaktif maddelerin Avrupa'da son yıllarda görülmemiş bir hızda geniş çapta bulunabilir olduğuna değinilen araştırmada, "2005 ve 2011 arasında, Erken Uyarı Sistemi kapsamında 164 yeni psikoaktif madde resmi olarak bildirilmiştir. 2011 yılında rekor sayıda yeni madde (49 tane) Avrupa'da ilk defa tespit edilmiştir. Öncesinde 2009 yılında 24 ve 2010 yılında 41 yeni maddeye rastlanmıştır" ifadeleri kullanıldı. Raporda ayrıca, Avrupa illegal uyuşturucu pazarında görülmeye başlayan yeni psikoaktif maddelerin büyük çoğunluğunun, Avrupa dışında, Çin ve daha az boyutta Hindistan'da sentezlendiği bilgisine yer verildi.
-"BANYO TUZU" VEYA "GÜBRE" ADI ALTINDA YENİ PSİKOAKTİF MADDELER SATILMAKTA-
En az bir AB üyesi ülkedeki kullanıcılara psikoaktif madde veya ürün sunan online dükkanların sayısı artmaya devam ettiğinin, Ocak 2010'da 170, Ocak 2011'de 314 online dükkan tespit edilmişken bu sayının Ocak 2012'de 693'e yükseldiğinin belirtildiği raporda, ABD ve Avrupa'da "banyo tuzu" veya "gübre" adı altında satılan pek çok ürünün yeni psikoaktif madde içerdiği kaydedildi. İnternetin zaman ve mekan kısıtlamalarını azalttığı ve uyuşturucu kullanımında yeni model ve trendlerin coğrafi sınırları hızla aşmasına imkan sağladığının bildirildiği araştırmada, "Yeni psikoaktif maddelerin online bulunabilirliği EMCDDA tarafından internet araştırmaları yoluyla düzenli olarak izlenmektedir" denildi. (ANKA)